Cumhurbaşkanlığı uzlaştırma makamı küçük hesapla büyük hedefe varılmaz
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2007 00:00
TÜSİAD’ın "Cumhurbaşkanlığı seçimleri, toplumsal uzlaşma içinde gerçekleştirilmeli" görüşünü bir kez daha dile getiren Başkan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Cumhurbaşkanlığı’nın "uzlaşma ve uzlaştırma makamı" olduğunu vurguladı. YİK Başkanı Mustafa Koç da, bu kritik dönemeçte, "küçük hesaplarla büyük hedeflere ulaşılamayacağını" dile getirdi.
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) yeni yönetimi olağanüstü Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında 2007 gündemini ele alınırken, gündemin ana maddesini siyaset oluşturdu. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Cumhurbaşkanlığı’nın "uzlaşma ve uzlaştırma makamı" olduğunu vurguladı. YİK Başkanı Mustafa Koç da, ülke geleceğinin kısa vadeli bakış açıları ve politik çıkar hesapları ile gölgelenmemesini isteyerek, "Büyük hedeflere küçük hesaplarla ulaşamayız" diye konuştu.
KISA VADENİN KRİTİK DÖNEMECİ: Arzuhan Doğan Yalçındağ, dün Sabancı Center’da gerçekleştiren YİK toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini "kısa vadenin kritik dönemeci" olarak tanımlayarak, şunları söyledi: "Dileğimiz, sağduyulu bir yaklaşımın siyaset sahnesine egemen olması. Daha önce de defalarca dile getirdiğimiz gibi, cumhurbaşkanlığı seçimleri toplumsal uzlaşma içinde gerçekleştirilmeli. Cumhurbaşkanlığı makamı, sosyal ve tarihsel kökleri itibariyle de bugünkü işlevleri itibariyle de bir uzlaşma ve uzlaştırma makamıdır. Bu yalnızca devlet organlarının sağlıklı çalışması açısından değil toplumsal huzur açısından da önemli."
KUTUPLAŞMA TAHRİK EDİLMESİN: "Hal böyleyken, bu seçimi ülkedeki gerginliği artıracak biçimde kullanmanın hiçbir surette sağduyuya sığmayacağı açıktır" diyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Sloganlaşmış siyasi söylemlerle sürdürülen, gerçek anlamda kimsenin kazanmadığı bir kör dövüşü, bizi zaman, enerji ve kaynak kaybettiğimiz gelişmiş ülkelere yetişme çabamızda bir kez daha geride kalacağımız bir noktaya sürükleyecek. Toplumda bir kez kutuplaşma tahrik edildiğinde, bunu geriye döndürmek çok zor. Kutuplaşmış bir toplum kendini yiyip bitirmeye mahkumdur."
SİYASETTE DE REFORM GEREKLİ: Türkiye’nin son derece yüklü bir gündemi bulunduğuna dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Polemiğe dayalı siyaset ve kısa vadeye odaklanma alışkanlığı ülkenin geleceğine yatırım yapma düşüncesini sürekli geri plana itiyor" dedi. Arzuhan Doğan Yalçındağ, seçim sistemi ve siyasi partiler mevzuatının elden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. TÜSİAD Başkanı, şunları söyledi: "Siyasette zihniyet ve kültür değişikliğinin sağlanabilmesi için bu alanın da reforma tabi tutulması gerekiyor. Partilerde her şeyi liderler belirliyor. Milletvekillerini de liderler seçiyor. Parti içi demokrasinin işlemediği yerde, parlamentonun yürütmeyi denetleme fonksiyonu da işlemiyor."
BÜYÜK HEDEFLER-KÜÇÜK HESAPLAR: YİK Başkanı Mustafa Koç da, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerini, Türkiye’nin geleceği açısından "kritik bir dönemeci" oluşturduğunu vurgularken, soyut tartışmalar yerine hedefe götürecek siyasal reformlara ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Koç, "Hepimiz, kısa vadeli bakış açılarının ve politik çıkar hesaplarının ülkenin geleceğini gölgelemesini engellemek için çaba sarf etmeliyiz. Büyük hedeflere küçük hesaplarla ulaşamayız" derken, şöyle konuştu: "Türkiye, hepimizin gayretleriyle 2007 yılından toplumsal uzlaşmasını sağlamış, siyasal istikrarını korumuş, küresel ekonomik rekabet gücünü artırmak, ekonomik ve sosyal yapısını güçlendirmek için yeni bir reform programını başlatmış olarak çıkmalıdır."
Dalgalanma bazı kalıcı hasarlara neden olabilecek
ARZUHAN Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin "küresel finansal krizlere karşı mukavemeti artmış bir ekonomik yapıya kavuşması" gerektiğini vurgularken, "Nitekim hafta başında Çin’de başlayan finansal dalgalanma tüm yükselen piyasaları etkiledi ve muhtemelen bazı kalıcı hasarlara neden olabilecek" dedi. Toplantı sonrası bu konuya ilişkin bir soruya yanıt veren Mustafa Koç ise, "Bence her şey yerine oturdu. Bir siyasi çalkantı olmazsa ki inşallah olmaz ve bence bu şekilde devam edecektir. Biz yolumuza devam edip, hiç bir şekilde hem siyasi reformlardan hem de mali disiplinden sapmamalıyız" diye konuştu.
Eğitim ideolojik mücadele alanı değil
SALT eğitim harcamaların artırılmasının yeterli olmadığını, eğitim harcamalarında kalite ve akılcılığın da önem taşıdığını dile getiren Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Eğitim ideolojik bir mücadele alanı değil kalkınmanın stratejik bir faktörüdür" dedi.
Kadınlar için pozitif ayrımcılık gerekli
ARZUHAN Doğan Yalçındağ, "Türkiye’nin, en az 10 yıl süreyle, kadınların siyasete katılımını asgari temsil eşiği olarak kabul edilen yüzde 30’lara çıkarabilmek için, kota dahil çeşitli pozitif ayrımcılık politikalarını devreye sokmasına ihtiyaç var" diye konuştu.
Yüksek faiz yüzünden iş yapamaz hale geldik
TÜRKİYE’nin üretime ve istihdama en çok ihtiyaç duyduğu dönemde reel sektörün, dünya rekoru kıran reel faizler yüzünden iş yapamaz hale geldiğini belirten Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bugünkü enflasyon hedefi göz önüne alındığında, Türkiye’deki reel faizlerin bu kadar yüksek seyretmemesi gerekiyor" dedi. Arzuhan Doğan Yalçındağ, "En basit düşünce egzersizi bile bize siyasi riski azaltmamızı emrediyor" diye konuştu.
SİYASETİN yanı sıra reform sürecinin en kilit kurumlarından birinin yargı olduğuna dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Ne yazık ki gerek ekonomik, gerekse demokratik reformların özümsenmesinde, ilerlemenin en az sağlandığı alan yargıdır" dedi. "Adalet duygusunu yitirmiş bir toplumun gelecekten beklentisi de olmaz" diyen TÜSİAD Başkanı, geniş bir yelpazede konuyu ele alan bir reform çalışmasının başlatılması gerektiğini vurguladı.
KISA VADENİN KRİTİK DÖNEMECİ: Arzuhan Doğan Yalçındağ, dün Sabancı Center’da gerçekleştiren YİK toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini "kısa vadenin kritik dönemeci" olarak tanımlayarak, şunları söyledi: "Dileğimiz, sağduyulu bir yaklaşımın siyaset sahnesine egemen olması. Daha önce de defalarca dile getirdiğimiz gibi, cumhurbaşkanlığı seçimleri toplumsal uzlaşma içinde gerçekleştirilmeli. Cumhurbaşkanlığı makamı, sosyal ve tarihsel kökleri itibariyle de bugünkü işlevleri itibariyle de bir uzlaşma ve uzlaştırma makamıdır. Bu yalnızca devlet organlarının sağlıklı çalışması açısından değil toplumsal huzur açısından da önemli."
KUTUPLAŞMA TAHRİK EDİLMESİN: "Hal böyleyken, bu seçimi ülkedeki gerginliği artıracak biçimde kullanmanın hiçbir surette sağduyuya sığmayacağı açıktır" diyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Sloganlaşmış siyasi söylemlerle sürdürülen, gerçek anlamda kimsenin kazanmadığı bir kör dövüşü, bizi zaman, enerji ve kaynak kaybettiğimiz gelişmiş ülkelere yetişme çabamızda bir kez daha geride kalacağımız bir noktaya sürükleyecek. Toplumda bir kez kutuplaşma tahrik edildiğinde, bunu geriye döndürmek çok zor. Kutuplaşmış bir toplum kendini yiyip bitirmeye mahkumdur."
SİYASETTE DE REFORM GEREKLİ: Türkiye’nin son derece yüklü bir gündemi bulunduğuna dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Polemiğe dayalı siyaset ve kısa vadeye odaklanma alışkanlığı ülkenin geleceğine yatırım yapma düşüncesini sürekli geri plana itiyor" dedi. Arzuhan Doğan Yalçındağ, seçim sistemi ve siyasi partiler mevzuatının elden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. TÜSİAD Başkanı, şunları söyledi: "Siyasette zihniyet ve kültür değişikliğinin sağlanabilmesi için bu alanın da reforma tabi tutulması gerekiyor. Partilerde her şeyi liderler belirliyor. Milletvekillerini de liderler seçiyor. Parti içi demokrasinin işlemediği yerde, parlamentonun yürütmeyi denetleme fonksiyonu da işlemiyor."
BÜYÜK HEDEFLER-KÜÇÜK HESAPLAR: YİK Başkanı Mustafa Koç da, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerini, Türkiye’nin geleceği açısından "kritik bir dönemeci" oluşturduğunu vurgularken, soyut tartışmalar yerine hedefe götürecek siyasal reformlara ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Koç, "Hepimiz, kısa vadeli bakış açılarının ve politik çıkar hesaplarının ülkenin geleceğini gölgelemesini engellemek için çaba sarf etmeliyiz. Büyük hedeflere küçük hesaplarla ulaşamayız" derken, şöyle konuştu: "Türkiye, hepimizin gayretleriyle 2007 yılından toplumsal uzlaşmasını sağlamış, siyasal istikrarını korumuş, küresel ekonomik rekabet gücünü artırmak, ekonomik ve sosyal yapısını güçlendirmek için yeni bir reform programını başlatmış olarak çıkmalıdır."
Dalgalanma bazı kalıcı hasarlara neden olabilecek
ARZUHAN Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin "küresel finansal krizlere karşı mukavemeti artmış bir ekonomik yapıya kavuşması" gerektiğini vurgularken, "Nitekim hafta başında Çin’de başlayan finansal dalgalanma tüm yükselen piyasaları etkiledi ve muhtemelen bazı kalıcı hasarlara neden olabilecek" dedi. Toplantı sonrası bu konuya ilişkin bir soruya yanıt veren Mustafa Koç ise, "Bence her şey yerine oturdu. Bir siyasi çalkantı olmazsa ki inşallah olmaz ve bence bu şekilde devam edecektir. Biz yolumuza devam edip, hiç bir şekilde hem siyasi reformlardan hem de mali disiplinden sapmamalıyız" diye konuştu.
Eğitim ideolojik mücadele alanı değil
SALT eğitim harcamaların artırılmasının yeterli olmadığını, eğitim harcamalarında kalite ve akılcılığın da önem taşıdığını dile getiren Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Eğitim ideolojik bir mücadele alanı değil kalkınmanın stratejik bir faktörüdür" dedi.
Kadınlar için pozitif ayrımcılık gerekli
ARZUHAN Doğan Yalçındağ, "Türkiye’nin, en az 10 yıl süreyle, kadınların siyasete katılımını asgari temsil eşiği olarak kabul edilen yüzde 30’lara çıkarabilmek için, kota dahil çeşitli pozitif ayrımcılık politikalarını devreye sokmasına ihtiyaç var" diye konuştu.
Yüksek faiz yüzünden iş yapamaz hale geldik
TÜRKİYE’nin üretime ve istihdama en çok ihtiyaç duyduğu dönemde reel sektörün, dünya rekoru kıran reel faizler yüzünden iş yapamaz hale geldiğini belirten Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bugünkü enflasyon hedefi göz önüne alındığında, Türkiye’deki reel faizlerin bu kadar yüksek seyretmemesi gerekiyor" dedi. Arzuhan Doğan Yalçındağ, "En basit düşünce egzersizi bile bize siyasi riski azaltmamızı emrediyor" diye konuştu.
SİYASETİN yanı sıra reform sürecinin en kilit kurumlarından birinin yargı olduğuna dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Ne yazık ki gerek ekonomik, gerekse demokratik reformların özümsenmesinde, ilerlemenin en az sağlandığı alan yargıdır" dedi. "Adalet duygusunu yitirmiş bir toplumun gelecekten beklentisi de olmaz" diyen TÜSİAD Başkanı, geniş bir yelpazede konuyu ele alan bir reform çalışmasının başlatılması gerektiğini vurguladı.