Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, A Haber canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarının satır başları şöyle;
15 Temmuz çok önemli bir kırılma noktasıdır. Darbeler tarihi 27 Mayıs'a kadar geri götürülebilir. Diğerlerinden daha çok ön plana çıkan tarafı dış bağlantılı ve uzun vadeli bir proje olarak görülüyor. Devletin bütün organlarına sızmış olan bu yapıyla mücadele kolay olmadı. Milletten topladıkları vergiyle alınmış silahları millete çeviren bu hainler büyük bir ihanet işledi. Bu karanlığı milletimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde, sokağa çıkarak demokrasiye ve vatana sahip çıktı. Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde terör devleti oluşturmaya çalışanlara 15 Temmuz ile beraber çok büyük bir cevap verildi. Hain yapılardan temizlenmiş ordumuz bu dönemden sonra çok başarı operasyonlar düzenledi.
TÜRKİYE YENİ BİR DÖNEME GİRDİ
Türkiye yeni bir döneme girdi. Çanakkale ruhu gibi Yenikapı'da da yeni bir ruh oluştu. O gece canını feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Kendi kararını kendi veren, kendi göbeğini kendi kesen bir Türkiye olarak yolumuza devam ediyoruz. FETÖ ile mücadelemiz başarılı bir şekilde bugünlere kadar geldi, ancak bittiğini hiçbir zaman söyleyemeyiz. Bu mücadele her zaman devam edecek.
TÜRKİYE'YE DAHA FAZLA SERMAYE GİRİŞİ OLACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Körfez turuna değinen Cevdet Yılmaz şu açıklamalarda bulundu:
Cumhurbaşkanımız bugün bu ziyaretlerine başlayarak, Suudi Arabistan-Katar-BAE'nin ardından KKTC'ye geçecek. Körfez ülkeleri son yıllarda güçlü olan finansal yapılarını daha da güçlendirdiler. Bu ülkeler bizim komşularımız, dolayısıyla bu ülkelerle iyi ilişkiler kuruyoruz. Bu ziyaretlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, iş birliklerini güçlendireceğine inanıyorum. Türkiye'ye yatırım anlamında önemli kazanımlar getirecektir. Birçok alanda iş birliği imkanımız var, Türkiye'ye dönük çok güzel bir yaklaşım ve siyasi idareler gördük. Teknik ekipler daha sonra Türkiye'ye gelerek muhataplarla görüşmeler yaptılar. Bunun meyvelerini ileriki dönemlerde toplayacağız. Önemli miktarlarda Türkiye'ye daha fazla sermaye girişi olacak. Ülkemizin ekonomisi büyüyecek. Türkiye, siyasette de ekonomide de bir bölgeyi diğer bir bölgeye tercih eden bir ülke değil. Nerede bir fırsat varsa, onu değerlendirmekten tereddüt etmeyiz. Bizim ilkemiz kazan-kazan ilkesi. Türkiye'nin çalışma modeli farklı, özellikle sömürgeci geçmişten gelmemiş bir ülke olarak Afrika'da bulunmamız o ülkelerin faydasına olmuş oluyor. Avrupa'da milyonlarca insanımız var, ticaretimizin neredeyse yarısı Avrupa'da, yani burada çok önemli bir rol oynuyor.
TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİĞİ
Uzun zamandır Türkiye'ye karşı dışlayıcı bir tavır sergileniyordu. Türkiye ile ikili ilişkilerini AB üzerinden konumlanarak kendi içlerine çekmeye çalışan bir zihniyet var. Halbuki AB'nin menfaatleri Türkiye ile birlikte çalışarak gerçekleşir. Ancak bazı ülkeler kendi hesaplarını AB üzerinden ifade etmeye çalışıyorlar. Biz tam üyelik müzakereleri olan bir ülkemiz. Gümrük birliğimiz ve vize muafiyetimiz üzerinden daha yoğun çalışmalar sergileyeceğiz. Şu anki Gümrük Birliği sadece sanayii alanını kapsıyor, ve ileriki zamanlarda bu seçenekler çoğalacaktır.
ERDOĞAN-BİDEN GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı Biden ile yaptığı görüşme son derece etkiliydi, bunun yansımaları olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretlerinde mutlaka finans ve iş çevreleriyle görüşmeler mutlaka gündemde olacaktır. Türkiye her zaman yatırımcı dostu bir ülke olmuştur. Taahhütlerine bağlı bir ülkeyiz, iyi prensip sağlıyoruz. F-16'larda ise süreç daha rahat bir şekilde ele alınacak. Son 3 yılda dünya ekonomisi yüzde 6 büyümeyi başarmış, Türkiye'de ise bu sayı yüzde 20... Bir taraftan enflasyonla mücadele devam ediyor. İstihdam kaygıları, gelir darlığı kaygıları zorlukları beraberinde getiriyor.
"OVP'DE YENİ HEDEFLER KOYACAĞIZ"
OVP'de yeni hedefler koyacağız. Orta vadeli programdan en büyük beklentimiz belirsizlikleri azaltması, yatırımcılar ve diğer aktörleri oyuna sokmasıdır. Yapısal reformları ortaya koyacağız. Yapısal reform yapmış bir ülke olarak güveni artırmış olacağız. Dolasıyla bu beklenti kararıyla etki hemen gerçekleşmiş olacak. OVP ile makro ekonomik hedeflerimizi güncelleyeceğiz. OVP'den sonra 2024 yılı bütçesi Meclis'e gelecek.
DEPREM BÖLGESİNDE SON DURUM
Bu deprem başka bir depremdi, 11 ilimizi doğrudan etkileyen büyük bir felaket, 3'te 1'i yapı stokunun yıkılarak yeniden yapılanması gerekiyor. En gelişmiş dediğimiz ülkelerin ekonomileri bile çok zorlanacağı bir tablo ile karşı karşıyayız. Ancak Cumhurbaşkanımız ilk anından beri işin içinde. Sadece 6 defa Maraş'a ziyaret gerçekleştirdi. Acil konular büyük oranda toparlandı. Nitekim deprem bölgesindeki seçim sonuçları Cumhurbaşkanımıza ve hükümete duyulan güveni gösterdi. Tabii ki hepimizi üzen ifadeler oldu. Bir takım çevreler bu durumu tartıştılar, bu da onların ayıbı olsun. Biz bu güveni boşa çıkarmayacağız, elimizden gelen tüm çalışmaları yapıyoruz. Deprem bütçesi için koyduğumuz para 762 milyar TL. Bu para konutlara, altyapıları, ekonomik olarak bölgenin kalkınmasına harcanacak. Bu çalışmalar bittiğinde ise buralar Türkiye'nin en güvenli bölgesi haline gelecektir. Bir süre sonra o bölgelerimizin nüfusu artacak. Eskisinden daha canlı sosyal ve ekonomik bir hayat oluşmuş olacak.
FAHİŞ FİYATLAR
Hem devlet ilgili kurumlarımız ve hem de millet olarak bu fırsatçılara 'fırsat' vermemeliyiz. Bununla ilgili adımlar atılmaya başladı. Tabii ki biz serbest piyasa ekonomisiyiz, ancak böyle olduğu zamanda bu 'keyifçilik' anlamına gelmesin. Piyasa aksaklığına meşru müdahaleler yapacağız, fahiş fiyatlarla vatandaşımızın karşısına çıkanlara Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere çalışmalar yapılıyor. Çok boyutlu bir şekilde mücadelemiz sürmeye devam edecek.