Güncelleme Tarihi:
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, B20 Zirvesi'nde yaptığı konuşmada öne çıkan satırbaşları:
Alınan kararların çok daha etkili ve çözüme dönük olduğudur, küresel sorunlara küresel çözümler bulunması gerekiyor. G-20 Platformunda bu çerçevede anlayış birliğini görüyoruz. Her ekonomik gelişmenin dünyayı etkilediği bir dönemde bu anlayış önem taşıyor.
Yani bir takım oyunu sorunların daha kolay aşılmasını sağlıyor. Türkiye olarak biz 2008 yılındaki küresel finans krizini bu yaklaşımla aldığımız önlemler sayesinde aştık.
G-20 bu ihtiyacı karşılayacak işbirliği platformu olarak önümüzdeki dönemde daha büyük görevler…Siyasi liderlerin ve iş dünyasının bu platformda göstereceği işbirliği küresel sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.
G-20 platformunun en kapsayıcı açılım grubu olan B20 hem faaliyet alanını geliştirdi hem üye sayısını artırdı.
Dünya Kobi Forumu zirveler ve diğer pek çok etkinlikle güçlendirilen B-20 Türkiye’nin küresel iş dünyasının önemli platformlarından biri haline geldi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkür ediyorum. Kasım ayında Antalya’da düzenlenecek G-20 zirvesinde liderlere sunulacak gündemdeki konular için çaba göstermeyi sürdüreceğiz.
Kobilerle ilgili gelişmeleri çok yakından takip edeceğimizin bilinmesini istiyorum.
Hayatını kaybeden her mültecinin vebaline ortaktır. Akdeniz’de batan bir botta mültecileri taşıyan bir botta ölen bir yavru bizim sahillerimize vurdu. Bizim sahillerimize vurdu. Bu yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi? Bir çok savaşlarda mazotların içinde çırpınan o hayvanları vesaire farklı bir şekilde ananlar bu üç yaşındaki yavruyu onun abisini babasını hatırlamayacak mı
5 ÜLKENİN ÇIKARLARA DIŞINDA...
Bu sistemin en önemli unsuru olan BM Güvenlik Konseyi 5 ülkenin çıkarları dışında kimsenin sorunlarına eğilmiyor.
Erdoğan söylediği için dünya medyası tarafından kötü lanse ediliyor. Eğer bizler inandığımız doğruları söylemeyecek olursak hak hakim olmayacak. Bakınız batı merkezli dünyanın geride kaldığını artık çok merkezli bir dünyanın ortaya çıktığını kabul etmek gerekir. Avrupa başta olmak üzere mülteci ve göçmen akını… Hurda gemilere binen hurda gemilere binen insanlar sadece huzuru veya yaşama imkanını arıyor. İkinci dünya savaşından sonra temel özgürlükleri belirleyen sembol olan batı ülkeleri aynı değerlere sırtlarını döndüler. Akdenizde boğulan insanlığımızdır. Akdeniz’de bizi biz yapan değerlen boğulmaktadır. Avrupa kapılarında kasten botları batırılan sınırlarda insanlık dışı muamelelere tutunan her mülteci… Cesetleri kıyılarımıza vuran her insan için yüreğimizde derin bir yara
Merhametini yitirmiş bir dünya sistemi insanların derdine derman olamaz. Ve bir başbakan olarak başbakanlığım döneminde biz açık kapı politikasıyla Suriye’den Irak’tan kim gelirse gelsin… O bombalardan kaçan insanları biz ölüme terk edemezdik, etmedik. Şu an iki milyonu aşkın insan bizim ülkemizde.
Biz insanız. Yaradılmışların en şereflisidir.
Orada yapılan Libya’da petrol var. Irak’ta petrol var. Oraya el koyalım. Irak’ın petrol kuyularının yüzde 80’i batının. Dünyadaki bu yapı değerli misafirler kabul edilebilir gibi değil. Tüm bu insanlara yardımcı olmaktan şikayetçi olmadık. Olmayacağız. 6.5 milyar dolar harcama yaptık bugüne kadar bu insanlar için. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Tüm dünyanın ortak sorunu olan bir konuda yükün tamamının üzerimize bindirilmesini doğru bulmuyoruz.
Bölgede durum normale döndüğünde Türkiye huzur yaşarken diğer ülkelere aynı nazarla...