Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen TOBB 75. Genel Kurulu'nda konuştu.
TOBB'un 75. Genel Kurulu'nun ülke ve iş dünyası için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, burasının yönetimin, ticaretin, ihracatın, istihdamın, Türkiye ekonomisinin tamamının temsil edildiği bir çatı olduğunu belirtti.
Ahiliğin ve lonca teşkilatının bugünkü mirasçısı olan TOBB'un en başından beri hep birlikte çalıştıkları, yol yürüdükleri bir kuruluş olduğunu aktaran Erdoğan, ekonomi başta olmak üzere ülkenin geleceğine ilişkin hemen her konuda iş dünyasıyla istişareye özel önem verdiklerini söyledi.
Aldıkları tüm kararların ortak aklın, ortak ihtiyaçların ve ortak vicdanın ürünü olması için gayret gösterdiklerini dile getiren Erdoğan, Ankara ve tüm şehirlerde iş dünyasının bu en büyük çatısının genel kurullarına, ekonomi şuralarına, ödül törenlerine ve diğer pek çok etkinliğine katılarak yol arkadaşlığını güçlendirdiklerini ifade etti.
Her vesileyle ülkenin ve şehirlerin sorunlarını, taleplerini, beklentilerini konuştuklarını, tartıştıklarını ve birlikte çözüm yolları geliştirdiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin 81 şehrinde faaliyet gösteren 365 oda ve borsamız büyük ve güçlü Türkiye davamızın ete kemiğe büründürülmesinde lokomotif görevi ifa etti. Oda ve borsalarımız kendilerini çağın yeniliklerine uydurarak, dijitalleşmeyi hızlandırarak hem verdikleri hizmetlerin kalitesini yükselttiler hem de daha derinlemesine analizler yapma imkanına kavuştular. Biraz sonra en iyi hizmet veren oda ve borsa temsilcilerine ödülleri takdim edilecek. Türkiye'yi 2023 hedeflerine inşallah yine birlikte ulaştıracağız. İş dünyamız kendini geleceğe ne kadar hızlı hazırlarsa biz de o hedeflerimize o derece çabuk varırız. TOBB çatısı altında bir araya gelen 1,5 milyon girişimcimiz, temsilcisi oldukları yatırım, ihracat, istihdam dinamikleriyle geleceğimizin de güvencesidir. Sizlerin azmi, çalışkanlığı, dirayeti ve kabiliyetiyle önümüze çıkartılan engelleri birer birer aşarak hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz. Sizler ürettiğiniz, istihdamı artırdığınız, ihracatı yükselttiğiniz, yatırımlarınıza devam ettiğiniz, yeniliklere açık olduğunuz sürece Allah'ın izniyle bu ülkenin ve milletin önünde kimse duramaz. Türk malı ifadesi artık dünyanın dört bir yanında kalitenin sembolü haline gelmişse bu başarının altında sizlerin imzası var."
"Girişimcilerimizin çok büyük emeği ve katkısı var"
Bugün Türkiye'nin itibarı iftihar verici bir seviyeye ulaşmışsa bunda adeta bir alperen ruhuyla dünyada ayak basmadık yer bırakmayan girişimcilerin çok büyük emeği ve katkısı bulunduğunun altını çizen Erdoğan, "Bir kez daha Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi, gelişmesi, kalkınması, zenginleşmesi mücadelemize katkı veren her bir kardeşime teşekkür ediyorum." dedi.
Geride kalan 17 yıldaki istikrar ve güven ikliminde gerçekleştirilen bu başarıların gelecek dönemde çok daha büyük başarılara imza atılabileceğinin işareti olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi 2003'ten 2018'e kadar yılda ortalama yüzde 5,6 büyütme başarısını birlikte gösterdik. Ülkemize 210 milyar dolarlık uluslararası yatırım getirme başarısına birlikte imza attık. Her ne kadar döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle dolar bazında geçen yıl biraz gerilemiş de olsa milli gelirimizi 3 kattan fazla artırmayı birlikte başardık. İhracatımızı 36 milyar dolardan 169 milyar doların üzerine beraberce çıkardık. Turizmde 12,8 milyon turist sayısından 46 milyon turist sayısına birlikte ulaştık. Birileri borçlanma rakamları üzerinden fırtına koparmaya çalışıyor, bunun farkındayız. Maruz kaldığımız bunca saldırıya rağmen kamu borç stokumuzun milli gelirimize oranı yüzde 13,7 düzeyindedir. Göreve geldiğimizde bu oran yüzde 60'ın üzerindeydi. Ülkemizi IMF'ye 23,5 milyar dolar borçtan devralarak Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu herhalde sıfırlamayı bir kenara koymak mümkün değil, biz sıfırladık. Aynı şekilde Merkez Bankamızın döviz rezervi o zamanlar 27,5 milyar dolarken hamdolsun, şu anda onunla mukayese edilemeyecek konuma geldi ama bazı sirk cambazları bu konuyla ilgili bile döviz rezervine yönelik bakıyorsunuz gayri samimi açıklamalar yapmak suretiyle bir psikolojik olumsuz hava yaratmanın gayreti içinde. Türkiye'yi kur, faiz, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere karşı bu zaferi beraber kazanacağız."
Erdoğan, ekonomide özellikle 2015'e kadar elde edilen büyük başarıların gerisinde hep birlikte aynı hedeflere yönelmek olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Son dönemde ardı ardına ülkemize ve milletimize kurulan tuzakların sebebi ülkemize siyasi olduğu kadar ekonomik olarak da diz çöktürmektir. Değerli arkadaşlar, seçimin birkaç ay öncesinde Allah aşkına geçmişte de olduğu gibi patates, soğan meselesini neyle izah edeceğiz? Bunların hepsi bir siyasi müdahale anlayışı değil midir? Ondan sonra bütün bu patatesin, soğanların, bunların hepsinin nasıl çürütüldüğünü, o depolardan, ambarlardan nasıl çıkarılıp çöplüklere götürüldüğünü herhalde hep birlikte gördük. Bunlarla ne adına, nereye, ne mesajlar verilmek istendiğini de hep birlikte milli bir mesele olarak görmeliyiz. Bir kez daha tekrarlıyorum, son yıllarda maruz kaldığımız tüm saldırılar, şahsımızı değil doğrudan doğruya Türkiye'yi, 82 milyonun tamamını can evinden vurmayı amaçlamaktadır. Ülke ve millet olarak teslim olmayı reddettiğimiz, istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkmakta kararlı olduğumuz için bize bedel ödetmeye çalışıyorlar."
Bir zamanlar toplu iğne bile üretemeyen bir ülkenin kendi bölgesinde ve dünyada söz sahibi haline gelmeye başlamasının birilerini rahatsız ettiğinin çok açık olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu yoldan geri dönmeyeceğiz. Şunu unutmayın, kaderin üstünde bir kader olduğunun bilinciyle tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülkümüze sıkı sıkıya sarılacağız. Merhum Aliya İzzet Begoviç'in 'Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir.' sözünü asla aklımızdan çıkarmadan inancımıza, tarihimize ve kültürümüze sıkı sıkıya sahip çıkarak mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye ittifakı diyerek 82 milyon vatandaşımızı işte bu ortak payda altında bir araya gelmesi idealini hayata geçirmeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Son zamanlarda "kucaklaşma zamanı" ifadesinin moda olduğunu belirten Erdoğan, "TOBB, bu çatının altında kucaklaşmıyorsa, bunun hesabını herhalde ben verecek değilim. Biz hiçbir zaman kucaklaşmadan kaçmadık. İşte onun için 'Türkiye ittifakı' dedik, onun için Cumhur İttifakı dedik. Bazıları hemen söyleme amacımızın ne olduğu gayet açık olan Türkiye ittifakı ifademizi, Cumhur İttifakı'nın alternatifi gibi göstererek fitne çıkarma peşine düştü. Halbuki Cumhur İttifakı milletimizin tamamını aynı idealler etrafında buluşturma çabamızın lokomotifidir, sürükleyici gücüdür." diye konuştu.
Cumhur İttifakı'nı 15 Temmuz gecesi kurşunların, bombaların altında kurduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"O zaman bu ittifaktan kaçanlar 7 Ağustos'ta zorla Yenikapı'ya gelip Yenikapı ruhunu güya kabul ettiğini söyleyenler, ondan sonra Yenikapı ruhunu reddederek ortadan kaçmışlar, terör örgütleriyle omuz omuza kol kola seçimlere girmişlerdir. Herhalde bunu da görmemiz lazım. Dağdan talimatlar geldiğinde... Dağdan gelen talimatlar neydi? 'Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, Antalya'da seçime girmeyeceksiniz.' Sen parti değil misin? Niye girmedin seçime? Kiminle ittifak halinde oldun? Nasıl omuz omuza oldun? Kusura bakmayın terör örgütüyle el ele olanlar bizimle ittifak halinde olamazlar. Benim 4 evladımın, 4 Mehmet'imin Berat Gecesi'nde şehit edildiği bir olayda kusura bakmasınlar bizler buralara el bebek gül bebek gidemeyiz. Biz nereye nasıl gidileceğini çok iyi biliriz."
"Hiçbir zaman tahrik unsuru olmadıklarını ve olmayacaklarını" belirten Erdoğan, "Ülkemizin son dönemde yaşadığı kritik süreçte milletimizin hep yanımızda yer alıyor olması, bizim en büyük güven ve güç kaynağımızdır. İş dünyamız da bu büyük imtihandan alnının akıyla çıkmayı başarmıştır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada iş gücünün en hızlı arttığı ülkelerden biri olarak istihdamı yükseltmeye zaten sürekli ihtiyaç olduğunu, bu durumun kritik dönemlerde daha önemli hale geldiğine işaret etti.
TOBB ile 2011'de bir istihdam seferberliği başlattıklarını ve 1,5 milyon hedefine ulaştıklarını hatırlatan Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından bu ihanetin ekonomik ayağını çökertmek için başlattığımız ve 1,5 milyon rakamına yaklaştığımız istihdam seferberliği de birlikte başardığımız en önemli işlerden biridir. Şimdi geçtiğimiz ağustos ayından bu yana maruz kaldığımız ekonomik saldırılara hep birlikte çok daha güçlü bir cevap verme zamanıdır. Son dönemde bir miktar irtifa kaybı olduğu için bu defa çıtayı daha da yukarıya taşıdık." ifadelerini kullandı.
"Ülkeniz bugün sizlerden böyle bir fedakarlık bekliyor"
Daha önce yine bir istihdam seferberliği için TOBB çatısı altında, bakanlarla bir araya geldiklerini ve Türkiye'deki oda ve borsalara çağrıda bulunduklarını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Neydi bu? Yaklaşık 1,5 milyon üyesi bulunan TOBB'un her bir üyesi kalksa 1-2 istihdam sağlasa bu sayı 3 milyona varır. O gün biz bu sözleri aldık. Şimdi bu yıl sonuna kadar biz bu istihdamı bekliyoruz. Diyorum ki o zaman kalkıp bazı bu milleti çok sevdiğini iddia edenler ne dediler? 'TOBB iktidarın yan bahçesi midir veya arka bahçesi midir veya şusu mudur, busu mudur' TOBB'un böyle milli bir meselede, istihdam meselesinde hükümetle dayanışma içinde olmasından daha doğal ne olabilir? Biz bu çağrımızı yaptık."
Söz konusu çağrıyı yalnızca TOBB'a değil, diğer STK'lara da gelecek haftalarda yapacakları toplantılarda aynen yönelteceklerini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
"2,5 milyonluk ilave istihdam için 'Burası Türkiye, burada iş var' sloganıyla yola çıktık. Öncü veriler, bu yılın ilk çeyreğinde istihdamda 100 bin kişilik bir artışa işaret ediyor. Bu yeniden yükselişe geçtiğimizi göstermesi bakımından önemli bir rakamdır ama yeterli değil. Yaz sezonunun da açılmasını fırsat bilerek gaza basmalı ve hedefimize doğru süratle yol almalıyız. İstihdam seferberliğine gerekiyorsa şartlarını zorlama pahasına destek vermek burada bulunan her bir iş insanımızın ülkesine, milletine ve şehrine olan vefasının gereği diye inanıyorum. Sahip bulunduğunuz her şeyi borçlu olduğunuz ülkeniz bugün sizlerden böyle bir fedakarlık bekliyor."
.
"Yapamayacaksan böyle bir ihaleye niye girdin?"
Bazı müteahhitlerle ilgili bir konuya değinen Erdoğan, "Bir diğer konu şu anda öyle müteahhitlerimiz de var ki eğer burada olanlar varsa kusura bakmasınlar aldıkları işi 1 yıl, 2 yıl, 3 yıl geri bırakmak suretiyle adeta o yatırımlar bir laşe haline dönmüştür. Bunlara gerekli uyarılar yapıldığı halde biz kalkıp da onların hesaplarına herhangi bir blokaj veya bloke uygulamadık, böyle bir şey yok ama yatırım orada duruyor. Eğer bunu yapamayacaksan böyle bir ihaleye niye girdin? Böyle bir işi niye aldın? Biz çoğu zaman bakanlarımızla, şahsım da başta olmak üzere bu insanların peşine düştük." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Diğer yandan limanlarımıza ve limanlarımız dahil olmak üzere bütün bu yüklerin taşınması konusunda şu 17 yıl içinde yapılan alt yapı yatırımlarını görmezlikten gelebilir miyiz? Benim ülkemin en doğusundan, en kuzeyinden bütün limanlara varıncaya kadar her türlü taşımacılığı yapmaya şu anda bizim altyapımız müsait değil mi? Bunu bir kenara koyalım, raylı sistemde yine aynı şekilde birçok yatırımlarla bu işler aşılmadı mı? Havacılıkta yine aynı şekilde kargo uçuşlarla bunları sadece ülke içi değil ülke dışına taşımada yine bu fırsatları bu ülkenin yönetimleri 17 yıldır sağlamadı mı?"
Turizmde bu yıl 46 milyon rakamına ulaşılacağını belirten Erdoğan, "Turizmde biz talepler geldiğinde bunların hepsine gereken desteği verdik. Kültür ve Turizm Bakanımız burada. Aynı şekilde OSB'lerde her türlü desteği verdik, veriyoruz. Gerek yerli gerekse küresel sermaye. Daha geçen hafta bakanım geldi, önüme bir proje koydu. Konuştuk, ettik. Dedi ki 'Memnuniyetle burada bu adımı atabiliriz.' Şehir hastaneleriyle sağlıkta en önemli adımları attık, atıyoruz. Yerli yabancı kim olursa olsun hepsine bu kapıları açtık, açmaya devam ediyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
Yerli ve yabancı yatırımlara ilişkin TOBB ve TÜSİAD mensuplarıyla görüştüğünü aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Onlara da söyledim. Kim gelirse veya kimleri getirirseniz başımız gözümüz üstünde yeriniz vardır, yeter ki getirin, yeter ki ülkemizde yatırım yapsınlar. Bunların önünü kesmek diye bir şey bizim hükümetimizde, kabinemizde olamaz. Biz her zaman TOBB olsun diğer STK'larımız olsun bu tür yatırımlar, girişimlerde hiçbir zaman ön kesmedik tam aksine destek verdik. Eğer böyle olmasaydı biz ihracatımızı 36 milyar dolardan 169 milyar dolara çıkartamazdık. Bunun yanında yine aynı şekilde dünyanın bizi özellikle kur, enflasyon, faiz sarmalında tehdide aldığı bir dönemde ki benim faiz konusundaki hassasiyetimi zaten sizler de biliyorsunuz. Bundan (enflasyon) kurtulmak, bunu minimize etmek ki bir ara bunu biz 4,6'ya kadar düşürdük ve o dönemde enflasyon 6-7 civarındaydı. Buralara kadar düştü, tek haneli rakamda. Ondan sonra işte Gezi olayları patlak verdi. Gezi olaylarının faillerinin de kimler olduğunu biliyorsunuz. Bunlar niye yapıldı? Bunlar Türkiye'ye diz çökertmek için atılan adımlardı. Şimdi benzer adımları atmak istediler başarılı olamadılar, olamayacaklar. Biz bu yolumuzda gayretle, inanarak devam edeceğiz."
Erdoğan, "Hükümet ve iş dünyası olarak milletimizle birlikte geçtiğimiz 17 yılda yazdığımız büyük başarıyı ve bu başarı hikayesini devam ettirmek hepimizin elindedir. Bu ülkenin yeniden popülist siyasetçiler, hesapsız, kitapsız hareket eden yöneticiler, kifayetsiz muhterisler elinde istikrarsızlık batağına saplanmasına göz yumamayız." çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, terör döneminde yaşananlara dikkati çekti. Terörün artık eskisi gibi bu bölgelerde esmediğini vurgulayan Erdoğan, "Sadece bu ay içerisinde 170'i aşkın teröristi etkisiz hale getirdik. Yine yapılan operasyonlar çerçevesinde İzmir'de 12 YPG'liyi bu gece yakalamak suretiyle gözaltına almış bulunuyoruz. Güvenlik noktasında bunu başarmadan tabii ki ekonomide de başarıyı yakalamak mümkün değil." diye konuştu.
İstikrar ve güvene verdiği önemi dile getiren Erdoğan, istikrar ve güven olmadan ekonomik istikrarı yakalamanın mümkün olmayacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da artık eski halin olmadığını, artık bir huzur ikliminin estiğini söyleyerek, "Bu huzur iklimini daimi kılacak olan şey, buradaki yatırımcılarıma da söylüyorum, sizlerin oralarda yapacağınız yatırımlarla istihdam sıçrama yapacaktır." dedi.
Bu konuyu dün TÜSİAD'ın yöneticilerine de söylediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tek vaatleri ülkemizi eskiye döndürmek olanların ne milletimize ne de sizlere verebileceği hiçbir şey yoktur. Biz ülkemizi eskiye döndürmeyi değil, 2023 hedeflerine ulaştırmayı planlıyoruz. Önümüze kurulan tuzakların, ayağımıza takılan çelmelerin tek amacının bizi bu hedeften vazgeçirmek, kazanımlarımızdan mahrum etmek olduğunu biliyoruz. Biz milletimizin talep ve beklentileri karşısında ne kadar hürmetkar ve esneksek, ona yönelen saldırılar karşısında da o derece kararlı ve keskin duruş sahibiyiz."
"Şikayetleri ve beklentileri yakından takip ediyorum"
Türkiye'nin önünde, ülkelerin ancak 100 yılda bir elde edebilecekleri siyasi, jeostratejik ve ekonomik fırsatlar bulunduğunu çok iyi bildiklerini ifade eden Erdoğan, "Şayet bunları doğru şekilde değerlendiremezsek hem ecdadımıza hem evlatlarımıza mahcup oluruz. Gece gündüz verdiğimiz mücadelenin asıl sebebi de işte budur." dedi.
Bu büyük vizyonların peşinden giderken günlük ihtiyaçları da asla ihmal etmediklerini ifade eden Erdoğan, milletin her bir ferdiyle birlikte iş dünyasının yaşadığı sıkıntılara da yakından vakıf olduklarını söyledi. Erdoğan, sokakla, pazarla, marketle, mutfakla ilişkisini hiçbir zaman kesmemiş bir siyasetçi olarak şikayetleri ve beklentileri yakından takip ettiğini belirtti. Öncelikli hususlardan başlayarak sorunların çözümü için gereken önlemleri birer birer hayata geçirdiklerini dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
"24 Haziran seçimlerinden bu yana KOBİ'lerimiz için pek çok destek programı uyguladık. Bu çerçevede kimi programların sürelerini uzattık, kimilerinin kapsamını genişlettik, kimi alanlarda da yeni programlar başlattık. Finansman konusundaki sıkıntıları aşmak için hem kamu hem özel bankaları harekete geçirdik. Vergi indirimleriyle beyaz eşya, mobilya, otomotiv ve konut sektörlerine ilave destekler sağlamadık mı? Zorunlu arabuluculukla ticari anlaşmazlıkların hızlı ve etkin şekilde çözülmesini sağlayacak yeni bir yol açtık. Cari açığın milli gelirimize oranını düşürerek döviz ihtiyacımızı azalttık. Asgari ücreti enflasyon oranının çok üzerinde artırarak milletimizi ekonomik dalgalanmalara karşı korumaya çalıştık. Milletimizin sebze ve meyve fiyatlarının aşırı yükselişiyle ilgili şikayetlerine kulak vererek, kısa vadeli bir çözüm olarak tanzim satış formülünü geliştirdik. Bu konuyla ilgili daha köklü çözüm hazırlıklarımız da sürüyor. İstanbul Havalimanı'nın açılışı dahi tek başına uluslararası yatırımcılar ve ülkemiz iş adamları için yepyeni imkanların devreye girmesi anlamına geliyor. Bunların dışında da sizlerin talebiyle atılan pek çok adım var. Asli işimizin işte bunlar olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadan çalışmaya devam edeceğiz."
"Tüm göstergeler yeniden yükseliş trendine girildiğine işaret ediyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm sorunların çözülmediğini, özellikle kur, faiz ve enflasyonu mutlaka hedeflere uygun seviyelere indirmekte kararlı olduklarını ifade etti.
Seçim döneminin geride kaldığını ve tüm vakit ve enerjileriyle yeniden icraata yoğunlaştıklarını söyleyen Erdoğan, "Esasen tüm göstergeler yeniden yükseliş trendine girildiğine işaret ediyor. Yaptırım tehditleri, Türkiye ile ontolojik sorunu olan çevrelerin boş durmayacağını da açıkça gösteriyor. Ama artık biz de onların numaralarını çözdük, nasıl tedbir alacağımızı öğrendik. Şifreler çözülmüştür. Bundan sonra artık öyle çok can yakıcı dalgalanmaların ortaya çıkması kolay kolay mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Tarihi reformların, güçlü siyasi iradeler ve bununla birlikte büyük riskleri göze almayı gerektirdiğini de bildiklerini belirten Erdoğan, "Biz işte bu iradeye sahibiz. Bu riskleri de üstlenmeye hazırız. Önümüzdeki dört yılı bu doğrultuda en verimli şekilde kullanacağız." diye konuştu.
"Yatırımcıya engel çıkartan karşısında bizzat şahsımı bulur"
Erdoğan, orta ve uzun vadeli programların hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladıklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Sizlerden ülkemizde, girişimcilerimizin, iş dünyamızın yanında bir cumhurbaşkanına ve yönetime sahip olduğunuz gerçeğini asla unutmamanızı rica ediyorum. Bu ülkede ister uluslararası ister milli olsun herhangi bir yatırımcının önüne engel çıkartan karşısında bizzat şahsımı bulur. Türkiye, serbest piyasa ekonomisi ilkeleri çerçevesinde gelişecek ve büyüyecektir. Tekelleşmeye çalışanın, üreticinin ve tüketicinin sömürülmesine elbette rıza göstermeyeceğiz. Ama her adımımızı da serbest piyasa kuralları içerisinde atacağız. Türkiye'nin zenginliğinin, özel sektörün güçlenmesinden geçtiği konusunda en küçük bir şüpheye sahip değiliz. Bunun için yapısal reformlara odaklanacak ve felaket tellallarının heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz."
Savunma sanayisinde, "Türkiye'nin otomobili" gibi stratejik projelerde finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesinde, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesinde ve diğer tüm alanlarda hep birlikte hareket etmeye devam edeceklerini anlatan Erdoğan, G-20'den İslam İşbirliği Teşkilatına kadar tüm uluslararası platformlarda Türkiye'yi güçlendirmek için beraberce daha çok çalışacaklarını vurguladı.
Erdoğan, "Ülkemize inanır, milletimize güvenirsek hep birlikte kazanırız. Biz sizlere inanıyoruz, sizlere güveniyoruz. Sizlerden ülkenize karşı aynı hissiyatla hareket etmenizi özellikle bekliyoruz." ifadesini kullandı.
Hububat alım fiyatlarını açıkladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında tarım sektörüne müjde verdi. Gıda güvenliğinin önemine dikkati çeken Erdoğan, "Öyle dönemler olur ki ne kadar çok paranız, diğer alanlarda ne kadar çok üretiminiz olursa olsun insanlarınızı doyuracak gıdanız yoksa hiçbirisi işe yaramaz. Gerçek bağımsızlığın yolu gıda güvenliğinden geçiyor." dedi.
Tarım sektörüne ayrı bir önem verdiklerinin altını çizen Erdoğan, "Yaptığımız barajlarla, sulama tesisleriyle, tohum ve gübre konusunda attığımız adımlarla, uyguladığımız destek politikalarıyla gıda güvenliğimizi sağlamaya çalıştık. Böylece ülkemizi tarımsal hasıla bakımından Avrupa'da ilk sıraya, dünyada ise 7'nci sıraya taşıdık. Tarımla uğraşanların toprağına ve üretime sahip çıkması için gereken tedbirleri almaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Mevsim itibarıyla çiftçinin toprağını sürdüğünü, alın terini akıttığını ve hasat dönemi için hazırlanmaya başladığını anlatan Erdoğan, yağış bakımından bereketli bir yıl geçirildiğini, mevcut durumun tarımda üretimin en az geçen yıl seviyesinde olacağını gösterdiğini söyledi.
Erdoğan, hububat alım fiyatını hasat dönemi başlamadan açıklayarak üreticinin emeğine göz diken fırsatçıların önüne geçtiklerini belirterek şunları kaydetti:
"TMO tarafından geçen yıl ton başına 1050 liradan alınan sert ekmeklik buğdayın fiyatı bu yıl yüzde 29 artışla ton başına 1350 lira olmuştur. Kaliteli buğday ise yüzde 4 primli olarak alınacak ve böylece ton başına fiyat bin 400 lirayı geçecektir. Arpa alım fiyatı yüzde 33 artışla ton başına 1100 lira olarak belirlenmiştir. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday ve arpa için yaklaşık 200 lira prim, mazot, gübre desteği ödemesi yapılacaktır. Yeni hasat döneminin ülkemize ve milletimize hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum."
Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile TOBB tarafından 8 kategoride düzenlenen proje yarışmasında birinci olan oda ve borsaların yöneticilerine ödüllerini verdi.
.