Güncelleme Tarihi:
Pınar Akalın müthiş bir başarı öyküsünün kahramanı. Hem kimyager hem Moleküler Biyoloji ve Genetik uzmanı. Kendisiyle bundan 3 yıl önce tanışmıştım. 3 yıldır da yaptıklarını takip ediyordum. Koronavirüs çıktığında ve çevremdeki herkesten testlerle ilgili farklı yorumlar duyduğumda, “Bu işi Pınar Hanım yapar” diye düşünmüştüm. İTÜ Teknokent’teki Sentromer DNA Teknolojileri’nde kısa zamanda COVID-19 tanı kitini üretti Pınar Akalın ve ekibi. Bu yüzden de bugünün “ilham veren kadınları”nın kahramanı Pınar Akalın.
HEMEN ÇALIŞMAYA BAŞLADIK
Pınar Akalın, Türkiye’nin ilk geniş skalada sentetik DNA şirketi üreten kişisi. Bundan 2 yıl önce bu başarılarından dolayı da Cumhurbaşkanlığı’nın düzenlediği İş’te Kadın Zirvesi’nde ödül alan 10 kadından biri olmuştu. Çünkü ürettiği DNA kitleri sayesinde Türkiye’nin sentetik DNA ithalatını düşürmüştü. Bundan 2 hafta önce İVEK tarafından düzenlenen BIOTürkiye Kongresi’nde Mikrobiyota ve Kişiye Özel Probiyotik Formülasyonu Projesiyle Başarı Ödülü’nü aldı. Türkiye’de parmakla gösterilecek işleri yapan insanlardan biri Pınar Akalın. Ben söze hemen “Test yani kit sıkıntısı olacak mı? Hastalar bekliyor kit için deniliyor. Test yaptıranlar da hemen sonuç alamıyor” diye girdim, Pınar Akalın yanıtladı: “Bizim işimiz DNA sentezlemek. Çin’de virüsün çıktığını duyar duymaz, Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili tüm kurumların çalışmalarını, yayınlarını takip ederek hemen çalışmaya başladık. Kit’i üretmek için iki şey şart. Biri DNA sentezi, diğeri de enzim. Maalesef enzim Türkiye’de yok, onu yurtdışından sağlayarak denemelere başladık ve COVID-19 kitini ürettik.”
90 DAKİKADA SONUÇ VERİYOR
Sentromer tarafından üretilen kit 90 dakikada sonuç veriyor. Pınar Akalın, “Sağlık Bakanlığı gerekli girişimlerde bulunuyor. Şu anda Türkiye’de bizim gibi bu kiti üreten 5-6 şirket var. Sanırım henüz biriyle çalışıyor Sağlık Bakanlığı. Hastalığın yaygınlığı düşünülünce çok sayıda kit’e ihtiyacımız olacak hem Türkiye’nin hem de dünyanın. Biz üretimi gerçekleştirdik. İlk Kanada’dan talep geldi. Farklı ülkelerden de talepler var. Çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz” dedi. Küresel salgın vakalarının tüm dünyada yaygınlaştığını belirten Akalın, “Hızla yayıldığını hepimiz gördük. Bu yüzden de çok daha fazla sayıda kit’e ihtiyaç olacak” diyor ve ekliyor: “Türkiye bu kit’leri başka ülkelere ihtiyaç duymadan üretebilir. Bunu biz yaptık. Bizim gibi birkaç şirket var. Kendi üretimimizle yurtdışına bağlı kalmadan bu konuyu çözeriz. Ancak Türkiye’de kit için gerekli olan enzimi yurtdışından almak durumundayız.”
DEVLET DESTEĞİ LAZIM
Pınar Akalın, özellikle sağlık ve gıda alanlarının ülkeler için ne kadar stratejik olduğunun bu virüs sayesinde ortaya çıkığını da anlatarak, “Türkiye özellikle AR-GE çalışmalarına ve moleküler biyoloji alanında çalışma yapanlara destek olmalı. Hem devlet hem de yatırımcılar biz ve bizim gibi şirketleri desteklemeli. Benim 2 projem TÜBİTAK’ta 2 yıl bekledi ve reddedildi. Maalesef araştırma konularında destek bulmak hiç kolay değil. Enzimi neden dışarıdan alıyoruz? Türkiye bunu kendine sormalı. Nitelikli insan gücümüzün de önü açılmalı” diyor.
BİREYSEL TESTLERE YOĞUN TALEP VAR
Bireylerin kendilerinin yapabilecekleri testlere de yüksek rağbet olduğunu, sosyal medyadan COVID-19 kiti yaptıklarını öğrenenlerle telefonların durmadığını belirten Pınar Akalın, “Sağlık Bakanlığı tarafından merkezi kontrol sistemi doğru sonuç alma açısından gayet anlaşılır ancak bir ön tarama niteliğinde testlerin yaygınlaştırılması gereklidir. Bireysel testler için de akademi ve endüstriden bir grup arkadaş bir araya geldik, hızlı bir şekilde kişisel test yapılabilecek yöntem geliştiriyoruz. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın TÜSEB desteğini de alacağımızı düşünüyoruz” dedi.
AZMİN DİĞER ADI
Pınar Akalın’ın ilham verici hayat hikayesine gelirsek; kendisi Ankara’da liseyi bitirmiş kadının olmadığı bir ailede büyüdü. Babası yabancı dil öğrensin diye Fransız okuluna gönderdi, ancak o dönemde o okul MEB tarafından tanınmıyordu ve Pınar Akalın liseyi bitirdiğinde üniversiteye devam edemedi. Zaten okulda Fransızca’da iki yıl üst üste zorlanınca okuldan ayrıldı. Aylarca ortaokul diplomasının kabul edilmesi için Fransa ve MEB arasında yazışmalardan sonra ortaokul diplomasını aldı. Fransızcası sayesinde genç yaşında Tunus Büyükelçiliği’nde iş buldu. Sonrasında ailesi turizmle uğraştığı için Datça’da çalışmaya başladı. Bu arada dışarıdan liseyi bitirdi. Üniversite sınavlarına girdi ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi’ni kazandı. Ancak o dönemde hayatını değiştirecek bir kararı aldı ve üniversite okumaya ailesinin itirazlarına rağmen Amerika’ya gitti.
GARSONLUK ŞOFÖRLÜK YAPTI
Amerika’da harçlığını çıkarmak için garsonluk, taksi şoförlüğü yaptı. Daha sonra Amerika’da Massachusetts eyaletinde Biyoloji okumaya başladı. Bridgewater State College’e Biyoloji öğrencisi olarak girdi. Kimya ve Biyoloji çift anadal yapıp, 3 yılda mezun oldu. Michigan’da Kimya programına bağlı Moleküler Biyoloji programını da bitirdi. Pınar Akalın Amerika’daki bu döneminde kanserin ilk evreleri üzerine DNA metilasyonunun moleküler mekanizmasını araştırdı. O dönemde DNA’nın keşfedildiği New York’taki Cold Spring Harbor Laboratuvarları’ndan bir çalışma arkadaşının Massachusetts’de bir genomik şirket ve yeni ekip kurduğunu öğrendi. Onların şirketine geçti. 5 kişi başladıkları şirket 250 kişiye yükseldi, daha sonra büyük bir şirket tarafından satın alındı. DNA işinde uzmanlaşan Pınar Akalın ise o dönemde “Bu edindiğim deneyimleri ülkeme kazandırmalıyım” diyerek Türkiye’ye döndü. 2009’da Sentromer DNA Teknolojileri’ni kurdu. TÜBİTAK ve KOSGEB Ar-Ge desteklerinden faydalanarak tam teçhizatlı bir moleküler genetik ve sentez laboratuvarı kurmayı başardı. Sentetik DNA üretimiyle başladığı operasyonunda bugün 500’ün üzerinde kurumsal müşteriye hizmet veriyor. Türkiye’nin ilk geniş skalada sentetik DNA üreten şirketi. Avrupa ve Amerika’ya paralel teknoloji ve yöntemle ürün çeşitini genişleterek bu alanda Türkiye’nin ithalatını azaltan bir şirket Sentromer DNA. KAGİDER ve TÜRKLAB (Türkiye Deney ve Kalibrasyon Laboratuvarları Derneği üyesi Pınar Akalın için “azmin diğer adı” demek yanlış olmaz.