Çolakoğlu: İyimserliğe neden yok

Güncelleme Tarihi:

Çolakoğlu: İyimserliğe neden yok
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2002 13:25

Sanayi Odaları Konsey Başkanı Kemal Çolakoğlu, Türkiye ekonomisindeki kötümser bekleyiş sona erse de, üretim için henüz iyimserliğe neden olacak bir gelişme bulunmadığını ifade ederek, bunun için reel sektörün önünün açılmasının zorunluluğuna dikkati çekti.

2000-2004 Dönemi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 5. Konsey Toplantısı, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB yönetim kurulu üyeleri ile sanayi odası başkanlarının katılımıyla, Adana HiltonSA Oteli'nde başladı.

Konsey ve Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Kemal Çolakoğlu, toplantının açılışındaki konuşmasında, Şubat krizinden bu yana, "finans sektörünün çöktüğünü, sanayi sektörünün durma noktasına geldiğini, yatırımların sıfırlandığını, istihdamın büyük kayıplara uğradığını ve yüzde 100'ü aşan devalüasyona karşılık, ihracatta yüzde 10'luk bir artış olduğunu" anlattı.

Çolakoğlu, Türkiye'nin globalleşen dünyada yerini almak zorunda olduğunu belirterek, "Dünya bir taraftan globalleşirken, diğer tarafta, NAFTA, EFTA, Pasifik Birliği, Avrupa Birliği (AB) gibi kamplaşmalarla sanki parsellenmektedir. Türkiye bu yeni dünya düzeninde kendine en yakın kesim olan Avrupa Birliği'nde yerini almak zorundadır" dedi.

Kemal Çolakoğlu, şöyle devam etti: "Ekonomide kötümser bekleyiş sona erse de üretim için henüz iyimserliğe neden olacak bir gelişme yoktur. Faiz yükü yine çok yüksekdüzeylerde seyretmektedir. Ek kredi kaynağı ve ABD görüşmeleri ile döviz üzerindeki baskı kalkmış, şimdi de geçmiş dönemleri aratan, ihracatçıyı zora sokan kur makası yeniden ortaya çıkmıştır.

Bankaların zora düşmüş firmalarla olan sorunlarının çözümü için öngörülen yeni düzenlemeler ise gündemde yerini henüz almamıştır. Başta Halk Bankası olmak üzere tüm bankalar, kriz öncesi olduğu gibi, üreten kesime vermesi gereken hizmete devam etmeli, faiz oranları düşürülmeli, Halk Bankası'nın gaddar uygulamalardan vazgeçmesi sağlanmalıdır.

Ülkemizin kaynaklarının kıt olduğunu biliyoruz. Bunlarla birlikte, IMF ile de anlaşarak, sanayi üzerindeki, vergi, sosyal güvenlik, enerji yüklerinin mutlaka azaltılması gerektiğine inanıyoruz."

REEL SEKTÖR PAKETİ

Çolakoğlu, üretimin, ülke gündeminin "olmazsa olmaz" ve değişmez maddesi olması gerektiğini belirterek, bu bağlamda, geçen yılın sonunda hükümetin TOBB ile birlikte açıkladığı reel sektör paketinin sonuçta hayal kırıklığı yarattığını söyledi.

Paketin somut maddelerinden biri olan teşvik belgelerinin uzatılması konusunun henüz gerçekleşmemiş olmasından yakınan Çolakoğlu, bunun önemli bir eksiklik olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Reel sökterin kredilendirilmesi, yarım kalmış yatırımlara destek verilmesi, firmaların bankalara olan borçlarını satın alacak Varlık Yönetim Şirketinin kurulması, yatırım, üretim ve istihdamın desteklenmesi konusunda tatmin edici, ümit verici herhangi bir faaliyette bulunulmamıştır.

Bu durum, pakete olan güveni sarsmış, daha önemlisi, paketi açıklayan taraflardan olan TOBB'u kamuoyu önünde taahhüdün kefili durumuna sokmuştur."

PAHALI ELEKTRİK

Çolakoğlu, reel sektörün gözardı edildiği konulardan birinin de elektrik enerjisi tarifeleri olduğunu belirterek, "Türk sanayii rakipleri arasında en pahalı elektriği kullanmaktadır. 2001 Ocak ayı ile 2002 Ocak ayı arasındaki elektrik enerji fiyatı artışı yüzde 120 olmuştur" dedi.

Kemal Çolakoğlu, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) verilerine göre, Türkiye'de sanayiye kullandırılan elektrik fiyatlarının İsveç, ABD, Danimarka, İngiltere, Yunanistan, Hollanda, İspanya, Belçika, İsviçre ve Polonya'dan daha pahalı olduğunu söyledi.

Çolakoğlu, durum böyle iken, başta rüzgar enerjisi üreten tesisler olmak üzere yap işlet devret sistemi ile üretilecek enerji yatırımları çin izin beklendiğini anlattı.

SENET VE ÇEK YASALARI

Sanayi Odaları Konsey Başkanı Çolakoğlu, üreten kesim ve ekonomi üzerindeki, bir diğer yaygın sıkıntının da halen yürürlükte bulunan "senet ve çek yasaları" olduğuna dikkati çekerek, senetler üzerindeki damga vergisi yükünün, senedi ekonominin gündeminden çıkardığını belirtti.

Çekin ekonomide gerçek yerini almasının, senede işlerlik kazandırmaktan geçtiğini savunan Çolakoğlu, "Bu nedenle, senetler üzerinden sadece maktu ve sabit, kıymetli evrak damga vergisi alınmalı, oransal damga vergisi kaldırılmalıdır" dedi.

Çolakoğlu, şöyle devam etti:"Çekler üzerindeki hamiline ibaresi de kaldırılarak, belki de tarih kısmının dahi çıkarılması ile çeke günlük nakdi değer kazandırılmalı, bu düzenlemeler sonrasında, çekini ödemeyene dolandırıcılık uygulaması hukuken sağlanmalıdır.

Burada en önemli husus bu konudaki belirsizlik ortamını daha fazla uzatmamak için gerekli düzenlemeleri bir an önce uygulamaya koymaktır."

İŞ GÜVENCESİ YASA TASARISI

İş Güvencesi Yasa Tasarısı'na da değinen Çolakoğlu, Türkiye'de istihdam yaratmak ve işyerlerinin varlığını devam ettirmenin en önemli amaçları olduuğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Ekonominin bu çok zor günlerinde, iş barışı da bir o kadar önemlidir. Dikkat edilirse, hem 1994, hem de 2001 krizinde, işçi ve işveren kesimleri işyerlerinin devamlılığını sağlamak için sıkıntıları paylaşmakta, büyük bir müşterek gayret örneği vermişlerdir.

Hal böyle iken, gündeme getirilen ve ısrarla gündemde tutulan İş Güvencesi Yasa Tasarısı, iş barışının önünde büyük bir tehlike olarak durmaktadır.

İş Mahkemelerinin dava kapasiteleri ortada iken, kıdem tazminatı devam ederken, çıkarılmak istenen bu yasa, işyerlerimizi büyük sıkıntılara sokacaktır. Bu durumda, belki de işyerlerimizin anahtarını, en büyük üretici Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk'e Anıtkabir'de teslim etmek zorunda kalacağız."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!