<B>Burhanettin DEMİRCİOĞLU</B>
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2003 14:58
Sosyal güvenlikte özellikle son beş yılda ortaya konulan tüm uygulamalar sosyal güvenliğin gevşeyen çivisini yerinden çıkartmıştır.
Bugünkü hükümetin ve bakanlığın sosyal güvenliği bir düzene sokacak, sosyal devlete ve sosyal güvenliğin amaçlarına uygun olarak 'önce insan' diyecek bir sosyal güvenlik politikası yoktur.
Son beş yılda birçok uygulama Anayasa Mahkemesi’nden geri dönmüş, birçok sigortalı mağdur olmuştur.
Sözde reformlarla darmadağın hale getirilen, kanun hükmünde kararnamelerle beli kırılan sosyal güvenlik, şimdide isteğe bağlı sigortalılığı bitirme noktasında hızla yol almaktadır.
Biz sosyal güvenliğin yaygınlaşması için çaba sarfederken, hükümetin fakir iller adını verdiği 21 ilde yeni bir sosyal sigorta muhafiyeti getirmeye çalışmasını da anlamak mümkün değildir.
Haziran 2003 için en düşük prime esas alt taban 393 milyon 99 bin 960 TL, en yüksek tavan ise bir milyar 965 milyon 499 bin 800 TL'dir.
Temmuz 2003'ten başlayarak, Mart 2004 de dahil olmak üzere uygulanacak alt taban 458 milyon 15 bin 820, tavan prime esas kazanç sınırı ise iki milyar 290 milyon 79 bin 100 TL'ye çıkıyor.
Prime esas kazançların yükselmesi işverenler tarafından ciddi anlamda sıkıntı yarattığı halde İş Kanunu'nun çıkması sırasında gösterdikleri yoğun baskıyı prime esas kazançların ve prim oranlarının düşürülmesi konusunda göstermedikleri de dikkat çekmektedir.
11 milyon civarında kayıtdışı ve beş milyon civarında işsizin bulunduğu ülkemizde malesef prime esas kazançların ve prim oranlarının yüksek olması kayıtdışı işçi çalıştıran işverenlerin ekmeğine yağ ve bal sürmektedir.
Bu işverenler haksız kazanç elde etmektedirler. Kayıtdışı işçi çalıştırmayan dürüst işverenler ise hem bundan mağdur olmakta hemde haksız rekabete kurban gitmektedirler.
Ancak bu uygulamalar sonucunda sosyal güvenlik yara almaktadır. Eninde sonunda fatura sigortalılara çıkmaktadır.
2001 sonundan 2002 sonuna kadar zorunlu sigortalı sayısı ancak 196 bin 119 kişi artmış olmakla birlikte yalnızca yaşlılık aylığı nedeniyle 136 bin 973 kişi pasif duruma geçmiştir.
2002 sonundan mayıs sonuna kadar ise yaşlılık aylığı bağlanıp pasif duruma geçen sigortalı sayısı 42 bin 618 kişidir.
Kısaca aktif ve pasif dengelerinde bir önceki yıla göre fazla bir değişiklik olmamaktadır. Bu da hükümetin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ve SSK'nın beceriksizliğinden kaynaklanmaktadır.
Şimdide ciddi prim artışları ile tamamen yok edilecek isteğe bağlı sigortalılık ve 21 ilde sigorta muhafiyeti getirildiği taktirde en az bir milyon sigortalı sistemin dışına çıkarılmış olacaktır.
21 ildeki zorunlu çalışan sigortalı sayısı 2001 sonu itibari ile 182 bin 561 kişi olarak kayıtlarda gözükmektedir.
Bence bunlara sigorta muhafiyeti yerine vergi teşviği getirilmesi, prime esas kazançların ve prim oranlarının düşürülmesi durumunda sorun çözümlenir.
Eğer yalnızca sigorta muhafiyeti getirilirse bu illerde çalışan zorunlu sigortalılar ile müstakbel sigortalılar ve genel anlamda sosyal güvenlik zarar görecektir. Kayıtdışı insan çalıştıran işverenler ödüllendirilmiş olacaktır.
Ayrıca, isteğe bağlı sigortalılığa getirilen yüksek primler ve giriş engelleri geri çekilmeli, ödeme kolaylığı, taksitlendirme getirilmelidir.
Kanunda belirtilen adla, sakat, özürlü olan ve primlerini ödeyemeyen insanlarımızın primleri devlet tarafından ödenmelidir.