Güncelleme Tarihi:
BORÇ verdiği ülkelere “acı reçete” uygulayan Uluslararası Para Fonu (IMF), cinsel taciz suçlamasıyla tutuklandıktan sonra istifa eden ve ev hapsinde tutulan Başkan Dominique Strauss-Kahn’ın ardından yeni etik kurallar belirlemeye karar verdi.
Kısaca “D.S.K. sendromu” olarak adlandırılan skandalın IMF’nin imajını daha fazla zedelememesi için kurum yönetimi etik kuralları daha sıkı bir bakış açısıyla yeniden düzenleyecek. Yeni düzenlemeye göre, kurum içi aşk yaşayanlar, özellikle kendisinden alt kademede çalışan biri ile ilişkisi olanlar durumu fon yönetimine rapor edecekler.
Strauss-Kahn, IMF’nin Afrika bölümünde çalışan Macar bir uzmanla ilişkisi olduğu ve bunun verilen kararları etkilediği yönünde bir soruşturma da açılmıştı.
Strauss-Kahn, daha sonra bu konuda aklanmıştı. Özellikle cinsel taciz konusunda duyarlı olan IMF’nin yeni kurallara göre insan kaynakları alanını ilgilendiren anlaşmazlık durumlarında karar vermeye yardımcı olmak amacıyla, kuruma bir ombudsman atanması planlanıyor. Tavsiye niteliğinde kararlar verecek olan ombudsmanın yanı sıra kurumda bir etik danışman bulunacak ve çalışanların cinsel taciz yada benzeri konuları rapor etmeleri için bir de telefonda yardım hattı kurulucak.
İstismar ciddi konu
IMF’nin her kademesini ilgilendirecek sıkı kuralların kurum kültürünün temelini oluşturması ve çıkar çatışması halinde adaleti sağlaması amaçlanıyor. Fonun D.S.K. sendromundan kısa süre önce etik kurallar ve personel davranış kuralları ile ilgili çalışmalara başladığı hatta bu konuda 6 Mayıs’ta bir bilgilendirme notu yayınladığı ortaya çıktı. Belirlenen yeni kurallara bakıldığında IMF’nin cinsel istismar konusunu çok ciddiye aldığı ve ABD çalışma yasasındaki kuralların ötesine geçecek derecede sıkı kurallar getirdiği görülüyor.
Yılda 6 vaka
Son 10 yılda IMF’de pek çok kez cinsel taciz iddiasının gündeme geldiğini belirten ‘Etik Ofisi’ne göre her yıla ortalama 6 cinsel taciz vakası düşüyor. IMF’nin Etik Danışmanı Virginia Canter’e göre bu rakam çok daha fazla: “Rapor edilen cinsel taciz vakalarından öte çok sayıda gizli kalmış cinsel tacizin yaşanmadığını düşünüyorum. Kurumdaki taciz vakaları açısından buzdağının su altında kalmış gizli bir kısmı olmadığı konusunda rahatım. Çünkü çalışma adaleti ve etik konusundaki bilinçlendirme çalışmalarımızın ardından şikayetler bir anda arttı. Ancak bu şikayetler arasında cinsel taciz konusu oldukça küçük bir yer turuyor.”
Tepe yönetimde kadın temsili çok düşük
IMF’nin tepe yönetiminde kadın temsili ciddi oranda düşük ancak bu durum orta yönetim kademelerinde biraz daha yükseliyor. 2000 yılında IMF’nin orta kademe kadın yönetici oranı yüzde 11.7 iken, 2007’de yüzde 15.6’ya ve 2009 yılında da yüzde 18.3’e yükseldi. Hiç kadın yönetici temsili bulunmayan Afrika ve Asya ülkelerinde bile bu oranlarda artış yaşandı.