Güncelleme Tarihi:
Çinli Hong Kong A&A International şirketi, en ünlü Bordo şaraplarının üretildiği üzüm bağı ‘Richelieu Şatosu’nun çoğunluk hissesini satın aldı. Geçen yıl da ‘Longhai International’ adlı bir başka Çinli şirket, Richelieu Şatosu’nun güneyindeki bir başka üzüm bağını satın almıştı. Fransa’nın Çin’e yaptığı Bordo şarabı ihracatının 2008’de yüzde 60’lık artışla 78 milyon dolara ulaşması üzerine Çinli firmalar yatırım alanlarına üzüm bağlarını da ekledi. Satışa aracılık eden MK Finance şirketi tarafından yapılan açıklamada, Hong Kong A&A International’ın Çin’de özellkile Bordo olmak üzere Fransız şaraplarına olan ilginin artması nedeniyle bu yatırımı gerçekleştirdiği kaydedildi. Bu satış işleminden önce ünlü Richelieu Şatosu’nun tüm hisseleri 17 ortağı bulunan Wine Estate Capital Management (WECM) şirketine aitti.
Şatoda metresi yaşadı
14 hektarı üzüm bağı olmak üzere 17 hektarlık bir alana kurulu olan Richelieu Şatosu, Fransa tarihinde önemli bir yere sahip. Geçmişi 8’inci yüzyıla dayanan Fronsac üzüm bağı, 1632 yılında XIII. Louis’nin bakanlarından Kardinal Richelieu ve ailesi tarafından satın alındı. 17’nci yüzyılın ünlü Fransız devlet adamlarından olan Richelieu’nun aliesinin adını verdiği şatoda metresinin yaşadığı iddia ediliyor. Üzüm bağının prestij kazanması ise XIV. Louis dönemine denk geliyor. Kardinal Richelieu, Fronsac şarabını Versay Sarayı’na kabul ettirerek, büyük bir başarıya imza atıyor.
Richelieu Şatosu, yılda 70 bin şişe şarap üretiyor. Üretiminin yüzde 90’ı ise başta İngiltere, Almanya, Japonya ve ABD olmak üzere ihraç ediliyor. 14 hektarlık bağın yüzde 70’inde Merlot, yüzde 28’inde Cabernet Franc ve yüzde 2’sinde Malbec üzümlerinin ekili olduğu belirtiliyor. Richelieu, uzmanlartarafından Bordo’nun en iyi şarabı olarak görülüyor.
Tanrı madem yasaklayacaktı neden bu kadar güzel yaptı
TAM adı ‘Armand Jean du Plessis Richelieu’ olan Kardinal Richelieu, 1585-1642 yılları arasında yaşadı. Bir devlet adamı olan Richelieu, yanı zamanda şarap tutkunuydu. Richelieu’nun şaraba olan tutkusunu şu sözlerle dile getirdi: “Tanrı, madem yasaklayacaktı, neden şarabı bu kadar güzel yaptı.”