Çin malına direniyor paslanmaz tencereye 100 yıl garanti veriyor

TÜRKİYE‘de züccaciye sektörünün önde gelen markalarından, 41 yıllık Hisar Çatal Kaşık ve Paslanmaz Madeni Eşya A.Ş.’nin Genel Müdürü İsmail Erdoğan, “masa üstü” ürünler diye ifade ettiği mutfak eşyaları-paslanmaz çelik ürün pazarının 2-3 milyar doları bulduğunu ifade etti. Küçük mutfak eşyalarını kapsayan çatal-bıçak, tencere-tava, çaydanlık ve porselen eşya pazarında yerli üretimin payının 500 milyon doları geçmeyeceğini aktaran İsmail Erdoğan “Oysa ithal ürünler bunun 4-5 katı, 2 milyar doları geçebilir” dedi.
3 binden 1500 parçaya düşüyor
Hisar’ın, son 10 yıldır tasarıma yönelip önemli aldığını söyleyen İsmail Erdoğan, aynı çatı altında yaklaşık 3 bin parça ürün ürettiklerini bildirdi. Erdoğan, kriz öncesi 3 bine çıkan parça sayısını serviste aksama olmaması için elimine ederek 1500’e kadar düşürmek istediklerini ifade etti. 2003 yılında ‘İyi Tasarım Herkesin Hakkıdır’ sloganı ile tasarım üssü olarak Hisar Studio’yu kurduklarını aktaran Erdoğan, iki markaları  olduğunu söylüyor.
Sofraya sahip çıkıyoruz
“Hisar’ın yanı sıra Optima markasıyla da tüketiciyle buluşuyoruz” diyen İsmail Erdoğan, ‘Sofra Sanatı’ parolasıyla Türk halkının da önem verdiği ‘sofra’ya sahip çıktıklarını belirtti. 1997 yılında ISO 9001 Kalite Yönetim Sertifikası aldıklarını vurgulayan Erdoğan, “Müşterilere çelik ürün grubunda 100 yıllık garanti veriyoruz. Dünyanın en büyük mutfak ürünleri ihracatçısı Çin. Fakat biz hammaddede dışa bağımlı olmamıza rağmen Çin malı hammaddeye direniyoruz” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu ürünleri Almanya, Fransa ve Finlandiya’dan ithal edilen 18/10 krom-nikel alaşımlı birinci kalite paslanmaz çelikten üretiyoruz. Tasarım bizim için üretimin en önemli aşamalarından biri.  Ev kesiminde pazar payımız yüzde 35, profesyonel pazarda (hotel-restoran-cafe) yüzde 35. 32 ülkeye ihracat yapıyoruz. 4’ü kendi mağazamız, ikisi franchise 6 olan mağaza sayısını 25’e çıkarmak istiyoruz.”

Ho-re-ca’da yüzde 35 pay

350 kişiye istihdam sağladıklarını bildiren İsmail Erdoğan, tasarım ekibinde 5 kişi bulunduğunu, kendisinin de tasarım ekibinin içinde bizzat yer aldığını söyledi. İsmail Erdoğan, “Yaklaşık 1200 noktada tüketiciyle buluşuyoruz. Bunlar arasında perakende ve züccaciye mağazaları, süpermarketler ve mağaza içi mağazalar da bulunuyor. Kısace ho-re-ca dediğimiz hotel-restoran-cafe’lerde de yer alıyoruz. Ho-re-ca’da yüzde 35 pazar payımız var” diye konuştu.

İyi sertleşmeyen bıçak porselende iz bırakıyor

HİSAR A.Ş. Genel Müdürü İsmail Erdoğan, “Örneğin çelik bıçakların bir özelliğine dikkat etilsin: Bıçak iyi sertleşmezse porselende iz bırakır. Biz ısıl işlem yaparak bıçağı porselenle aynı sertliğe getiriyoruz. Bu tip bıçaklar porseleni çizmez.
Çoğu Uzakdoğu ürününde böyle bir sertlik göremezsiniz. Yılda 3 milyon adet çatal-bıçak-kaşık ve yılda
300 bin adet tencere üretiyoruz. Porselenleri de kendi desen ve dekorumuzla Polonya’da ürettiriyoruz. Günde 350-400 çaydanlık takımı üretiyoruz, talebe yetişemiyoruz. Günlük tencere-tava üretimimiz 1300” diye konuştu.

‘Çeyiz seti’ furyası var

SON yıllarda gençlerin ve evlilik hazırlığı yapanların, piyasada ‘çeyiz seti’ olarak satılan takımlara ilgi gösterdiğini bildiren İsmail Erdoğan, “Halen ayda ortalama 2 bin çeyiz seti satıyoruz. Çeyiz seti satış adetleri giderek artıyor. 85-89 parça porselen takımlarımız var. Porselende işçilik kalitesinde Polonya başı çekiyor. Çeyiz setleri
ise 194, 193, 141, 107 parça. Çeyiz seti fiyatları 1400-1500 TL’den başlıyor” dedi.

Paslanmaz çelik yatırımı kârlı olur

HİSAR A.Ş. Genel Müdürü İsmail Erdoğan, Türkiye’nin paslanmaz çelikte dışa bağımlı olmasını, büyük bir üretici olarak doğru bulmadığını ifade ederken, “Biz Uzakdoğu malı hammaddeye direniyoruz. Bundan sonra da kullanmayacağız. Keşke Türkiye’de orta ölçekli bir paslanmaz çelik üreticisi olsa da, oradan alsam. Sürekli ‘yatırım-yatırım’ diyoruz ya, işte bu bence hem ülke için hem yatırımı yapan için çok kârlı bir yatırım olur. Fiyatlarda nikel de belirleyici. Nikelin tonu 60 bin dolara çıktı, 30 binlere indi. 15 bin dolara inmiş olmasını isterdim” dedi.