Güncelleme Tarihi:
Çin'in özellikle Amerika'nın batı kıyılarından hurda demir toplamaya başladığını belirten Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, "Bu durum tüm demir çelik sektörünün ilgisini çekmesiyle birlikte hurda demir fiyatları 300 dolar seviyelerinden 450 dolar seviyelerine gteldi dedi. Hurda demiri hammadde olarak kullanan demir çelik sektörünün de girdi fiyatlarındaki bu artışı kabullenmek zorunda kaldığını ifade eden Yayan, bu girdi artışının işlenmiş demir fiyatlarının 500 dolarlardan 600 dolarlara ulaştığını belirtirken, bu artışın daha da devam edeceğini söyledi.
DÜŞÜK KARLARDA ÇALIŞAN SEKTÖR İÇİN TOPARLANMA FIRSATI
Türkiye'de zaten düşük marjlarda seyreden sektörün de bu fiyat artışlarıyla toparlanabileceğini söyleyen Yayan, "sektördeki şirketlerin zaman zaman negatif marjlarda satış yapıyordu. Esasen bu yaşanan artışla makul düzeylerde olmayan demir fiyatlarının kendisini düzeltmesi söz konusu olacaktır.
BU YIL İLK DEFA GERİDE KALDIK
Türkiye'nin demir çelik üretiminde şimdiye kadar sürekli Çin'in ardından ikinci sırada olduğunu belirten Veysel Yayan, "Tüm dünyada demir çelik piyasası 2010'un ilk iki ayında yüzde 25-30 oranlarında büyürken Türkiye'nin üretim artışları yüzde 1,4 seviyelerinde kaldı" dedi. Üretimde yaşanan bu düşüşlerin ihracatı da etkilediğini söyleyen Yayan şöyle devam etti;
"Türkiye'de tüm sektörlerde büyük ihracat artışları yaşanıyor. Örneğin, hazır giyim ve konfeksiyonda yüzde 17'lerde, otomotiv sektöründe yüzde 15 seviyelerinde artışlar yaşanıyor. Yıllardır ihracat üzerinde çok önemli payı olan demir çelik sektöründe ise 1 Ocak- 24 mart arası ihracatta yüzde 18.1'lik bir gerileme var. Sektörde yaşanan bu gerilemeler fiyatlarda yaşanan aşırı düşüşlerden kaynaklanıyor."
"TRT İLE DEMİR ÇELİĞİN ALAKASI NEDİR?"
Tüm dünyadaki demir çelik sektörü oyuncularıyla aynı pazarda mücadele ettiklerini ve aynı teknolojilerini kullandıklarını ifade eden Yayan, "Şartların böyle olduğu bir ortamda bile biz etkin bir şekilde rekabet edemiyoruz. Çünkü sektörün üzerinde vergi benzeri yükler çok fazla. Bu da bizim kar marjımızı etkiliyor. Ekonomik kriz öncesi sektör 100 milyon dolar seviyelerinde kar ederken bu yükler daha kolay göz ardı edilebiliyordu. Ama sektörün küçüldüğü hatta zara etmeye başladığı ortamda bir de bu yükler gelince sektör çok daha fazla etkileniyor" dedi.
Sektörün ödediği vergi benzeri yüklere en büyük örneğin kullanılan elektrik miktarı üzerinden alınan TRT payı olduğunu söyleyen Yayan,"Defalarca yetkililere 'TRT ile demir çeliğin alakası nedir' diye sorduk. Bizi haklı bulmalarına rağmen hiç bir şey yapılmıyor" dedi.
DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜNE DEVLET DESTEĞİNDE AVRUPA BİRLİĞİ İZİN VERMİYOR
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 1996 yılında imzalanan anlaşma gereği, 2000 yılından beri demir çelik sektörünün devlet desteği almadan çalıştığını söyleyen Yayan,"Biz devletten zaten destek istemiyoruz. Sadece köstek olmasınlar yeter. Kullanılan elektrik fiyatlarında yapılacak düzenlemeler ve vergi benzeri giderlerimizin biraz da olsa kısılması sektörün toparlanması için çok önemli. Bunları yapmadan Demir Çelik ihracatta küme düştü şeklide açıklamalar yapılıyor. Bizim TRT payı, ihracatçı birliklerine yapılan kesintiler, gümrük müşavirliklerine yaptığımız ödemeler, çevre için bizden yapılan kesintiler toplandığında yaklaşık olarak 25-30 kişinin istihdam edilmesiyle aynı maliyetlere denk geliyor. Bu giderlerimizden kurtulmak için biz de 25-30 kişiyi mi işten çıkaralım?"
TÜRKİYE SANAYİ ELEKTRİĞİ ÇOK PAHALI KULLANIYOR
Sanayi elektriği ile vatandaşın kullandığı elektrik fiyatı arasında sadece yüzde 12'lik bir fark olduğunu da belirten Yayan "Üstelik Türkiye'deki elektrik tüketiminin yüzde 10'unu tek başına yapan sektörün TRT payı gibi vergi benzeri yükleri de ödemesi bu kriz ortamında bize çok zarar veriyor.
Rekabet ettiğimiz yabancı ülkelerde sanayi elektriği ile halkın kullandığı elektrik fiyatları arasındaki farklar yüzde 60'ları buluyor. Biz bu konuda düzenlemeler gerekli düzenlemeler yapılacağı özünü aldık. Bir şeyler yapılmasını istiyoruz" dedi.