Güncelleme Tarihi:
Kararla ÇED sürecinde başa dönüldü. Davacı avukatı Yakup Okumuşoğlu son kararın bugüne dek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen onlarca “ÇED Olumlu” kararının hukuksuzluğunu tescil ettiğini ve tazminat yolunu açtığını savundu.
BAKANLIK KENDİ GENELGESİNE UYMUYOR
Rize İdare Mahkemesi 10 Temmuz 2015 tarihli kararıyla Arhavi Doğa Koruma Platformu’ndan (ADOKOP) Hasan Sıtkı Özkazanç’ın tüm itirazlarını yerinde buldu. Mahkeme “ÇED Olumlu” kararını veren kurum olması nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı açılan davada, kurumun kendi genelgesine uymadığını tespit ederek usulsüzlüğe şöyle dikkat çekti:
“15.11.2012 tarihli ‘ÇED Olumlu’ kararı hakkında mahkememizin 18.09.2014 tarihli, iptali yönünden verilen kararda belirtilen eksikliklerin (Bakanlığın) 2009/7 Genelgesi çerçevesine girmediği, dava konusu 16.03.2015 tarihli ‘ÇED Olumlu’ kararına ilişkin sürecin en baştan itibaren başlatılması gereken nitelikte bir ÇED süreci olması karşısında, anılan sürecin en baştan başlatılmaması nedeni ile dava konusu ‘ÇED Olumlu’ kararında bu yönüyle de hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.”
İDK’DA SALT ÇOĞUNLUK YOK
Mahkeme, davacının Bakanlık bünyesindeki İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nun (İDK) 21 Kasım 2014 tarihli toplantısının usule aykırı olduğu iddiasını da haklı buldu. Kararda şöyle denildi:
“Toplantıya katılan üyelere dair tutulan tutanaktan, salt çoğunlukla toplantıya fiilen katılım olmadığı, katılmayan üyelerin yazılı görüş bildirmek suretiyle toplantının şekillendirildiği görülmektedir. Bu durumda, ilgili mevzuat uyarınca usulüne göre toplanmayan İDK kararına binaen tesis edilen dava konusu 16.03.2015 tarihli ‘ÇED Olumlu’ kararında usul yönünden sakatlık bulunduğundan, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.”
KAÇAK ÇED; DİĞER KARARLAR DA ŞAİBELİ!
Davacı avukatı Yakup Okumuşoğlu son kararla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu karar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği ÇED olumlu kararının kaçak olduğunu ortaya çıkardı. Çıkarttıkları 2009/7 sayılı genelgenin uygulanması ile, ÇED yönetmeliği hükümlerinin bertaraf edildiği, faaliyetin ÇED sürecinden kaçırıldığı bu kararla ortaya çıktı. Mahkemelerce iptal edilen ÇED kararlarından sonra, onlarca ÇED sürecinin aynı genelge kapsamında yürütüldüğü düşünüldüğünde; bakanlığın bu şekilde verdiği onlarca ÇED olumlu kararının hukuksuzluğu da gündeme gelmiştir. Bakanlığın esas görevi, doğal çevreye zarar verilmemesini sağlamaktır. Görev, ‘Her ne olursa olsun yatırımcının önünü açmak’ değildir. ‘Ben yaptım oldu, iptal edilene kadar geçerlidir’ kararlarına dayalı yapılan uygulamalarla her gün ‘çevre suçu’ işlenmiş, insanlar ve tüm canlılar mağdur edilmiştir. Hukuki süreci takip edip tazminat davalarını gündeme getireceğiz.”