ANKA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2010 12:43
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2010 yılının ilk çeyreğinde çift haneli büyümenin sürpriz olmayacağını belirtti. Bu gerçekleşmenin kendilerini 2009 yılının ilk çeyreğindeki gerçekleşmelerden daha fazla mutlu etmeyeceğinin altını çizen Babacan, bunun dipten çıkışın bir göstergesi olacağını söyledi. Türkiye'nin ihracatının yarısını gerçekleştirdiği AB'nin çok ciddi sorunları olduğunu söyleyen Babacan, bu nedenle 2010 yılında ihracatın 2008 yılı seviyelerini yakalayamayacağının altını çizdi. İhracatta önemli gelişmeler olduğunu dile getiren Babacan, ancak ihracatta yüzde 30’luk büyümeden sonra yüzde 40 artış sağlanması halinde geçmişin yakalanacağını ifade etti.
NTV'ye ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulunan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2010 yılının ilk çeyreğinde çift haneli büyümenin sürpriz olmayacağını söyledi. Türkiye ekonomisinin 2009 yılı ilk çeyreğindeki daralmanın yüzde 14.5 olduğuna dikkat çeken Babacan, “Karşılaştıracağımız nokta yüzde 14.5 düşmüş rakam olacak. Dolayısıyla biz şu anda yüzde 14.5’un üzerine ne kadar çıkılacak, ne kadar toparlanma olacak ona bakacağız. Böylesine bir baz etkisinden sonra ilk çeyrekteki iki haneli büyüme rakamı sürpriz değil. Ama bu demek değildir ki, bu bizi 2009 çeyreğindeki gerçekleşmeden daha fazla mutlu edecek. Dipten tekrar çıkışın göstergesi olacak. Dolayısıyla tek haneli ve çift haneli de olsa beklenen gelişme olacaktır, sürpriz olmayacak” dedi.
YENİ BÜYÜME BEKLENTİSİNİ HAZİRAN’DA AÇIKLANACAK
Bakan Babacan, 2010 yılına ilişkin yüzde 3.5 büyüme beklentisinin revize edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine, bugün hükümet olarak büyümeye yönelik bir tahminleri olmadığını belirtti. Babacan kişisel tahminleri ve öngörüleri olduğunu bildirdi. Hükümetin tahminlerini Haziran ayının 15’inde yayınlanacak olan Orta Vadeli Plan(OVP) ve Orta Vadeli Mali Plan’la(OVMP) yapacaklarını ifade eden Babacan, bu yıl OVP ile OVMP’yi birleştireceklerini dile getirdi. Babacan, geçen yıl OVP’de yaşanan gecikmenin bu yıl yaşanmayacağını bildirerek, “Resmi tahminlerimizi oraya koyabiliriz. Bugün piyasa beklentilerine bakıldığında yüzde 3.7 ile 5.5 aralığında büyüme öngörüleri var. Tabii ki biz bu verilere bakarak karar vermiyoruz. Kendi analizlerimiz önemli. Bu nedenle de tahmin revizyonlarına gitmeyi uygun görmüyorum. Dünyanın içinden geçmekte olduğu dönem rahat bir dönem değil. Böyle bir ortamda tahmin değiştirerek kafa karıştırabiliriz. Bu nedenle biz daha seyrek ama daha sağlam tahminlerde bulunacağız” diye konuştu.
“TÜRKİYE 2008 YILININ İKİNCİ ÇEYREĞİ İTİBARİYLE KÜÇÜLMÜŞ”
Devlet Bakanı Babacan, TÜİK ilk defa açıkladığı mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme rakamlarının önemine dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu: “Mevsimsel etkilerden arındırılmış, çeyrek çeyrek açıklanan rakamlar bizim için önemli bir göterge. Bu veriler bize gösteriyor ki aslında Türkiye ekonomisinin resesyona girişi 2008 yılının ikinci çeyreğinden itibaren olmuş. Çıkış ise 2009’un ikinci çeyreğinde başlamış. Dört dönem arka arkaya negatif büyümemiz olmuş. Son açıklanan rakamlar, ABD ekonomisinin birçok Avrupa ülkeleriyle çeyrek büyüme rakamlarıyla karşılaştırılabilir rakamlar. Çoğu ülke artık bunu bir önceki döneme göre açıklıyor. Buradan da hem bir önceki yılki, hem de çeyrekler itibariyle açıklanan verilere baktığımızda, artık resesyondan çıktığımızı söylemek mümkün. OVP’de, 2009 yılı içinde yüzde 6 daralma öngörülüyordu. Ekim-Kasım-Aralık aylarında beklenen ekonomik aktivitenin beklenenden çok daha artmasıyla 2009’daki küçülme yüzde 4.7’de kaldı.”
“TÜM SİNYALLER TOPARLANMANIN DEVAM EDECEĞİ YÖNÜNDE"
Büyüme hareketlerinin stokla bağlantılı olduğu iddialarına yönelik soruyu cevaplandıran Babacan, çeyrekten çeyreğe rakamlara bakıldığında “en kötünün geride kaldığını” söylemenin mümkün olacağını bildirdi. Stok konusunun kuşkusuz önemli olduğunu vurgulayan Babacan şöyle devam etti: “Ancak sanayici ve ihracatçımız eğer stoka yatırım yapmaya başladıysa, bu da zaten geleceğe yönelik beklentilerin iyileşmesiyle direkt ilgilidir. Üretici güven endeksi Mart ayı sonu itibariyle reel sektörün güveni 110’a çıkmış durumda. Bu rakam, 2008 ve 2009’da gördüğümüz en iyi rakam. Önümüzdeki dönemde büyümenin en önemli göstergesi beklentilerdir. Eğer tüketiciler ve üreticiler geleceğe yönelik iyi şeyler bekliyorsa, moraller iyiyse, o zaman bu da önümüzdeki dönemde iyi bir büyüme gündeme getirecektir. Son açıklanan verilerden biri de sipariş endeksi. Sipariş endeksleri 2006 Haziran’ından bu yana en yüksek noktada. İmalatçımız içeriden ve dışarıdan sipariş almış. Bunun imalatını yapıyor. Hele hele kriz döneminde sipariş endeksleri en önemli öncül göstergesidir. Bugünün siparişi yarının imalatı ve ihracatıdır. Dolayısıyla biz bu açıklanan bu verilerde herhangi bir yavaşlama veya toparlanmanın yavaşlamasını beklemiyoruz. Şu anda aldığımız tüm sinyaller toparlanmanın önümüzdeki çeyreklerde devam edecektir."
“İHRACAT BU YIL DA 2008 SEVİYELERİNİ YAKALAYAMAYACAK”Bakan Babacan, ekonomide güven konusunun önemine de dikkat çekti. Tüketicinin güvenini çok önemsediklerini söyleyen Babacan, ekonomide çarkların dönmesinin halkın morali ve geleceğe güvenle bakmasıyla doğrudan ilgili olduğunu vurguladı. Babacan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kriz dönemine bakıldığında tüketici güveni 53’e kadar düştü. 100 seviyesinde gerçekleşmesi beklenen bu rakam, son olarak Mart ayında açıklanan endeksi göre 95.3’e çıktı. Bu genel ekonomik ortamın önümüzdeki dönemde nereye gideceğinin göstergesi. Güveni kaybederseniz, başarılı olmak mümkün değil. Eğer o ülkenin geleceğine, hükümetine ve ekonomi politikalarına güven varsa o ekonomiye bir şey olmaz. İnsanlar cebinde para olsa bile harcamasa bile ekonominin çarklarını döndürmek mümkün değil. Halbuki, tüketim eğilimi devam ettiği sürece, insanların gelirini daha rahat harcamaya başlaması söz konusu. İhracatımız açısından da, ihracatımızın yarısını yaptımız Avrupa’daki genel moral, genel atmosfer de çok önemli. İç talepte toparlanma hızlı. Ancak AB’nin ciddi sorun var. Önümüzdeki dönemde ihracata dikkat edilmesi gerekiyor. Gerçi ihracatta son dönemde bir toparlanma var. Ancak yüzde 30’luk dibe vurmadan sonra yaşanan bir toparlanma. Biz ihracatımızda yüzde 30’luk büyümeden sonra yüzde 40 artış sağlarsak geçmişi yakalayacağız. Bu sene olmayacak. Biz ancak yüzde 30’dan sonra yüzde 40 artış sağlarsak geçmişe döneceğiz. Avrupa çok vahim durumda. İşsizlik çok hızlı artıyor. Avrupa bankalarıyla ilgili sorunlar çözülmüş durumda değil. Bilançoların yarısındaki problemi zarar yazıyorlar. Daha yarısını zarar yazmamışlar.”
“TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN MUKAYESE GÖTÜRMEZ”Bakan Babacan, Yunanistan’ın yüzde 2.5’lik küçülme ile batma noktasına geldiğinin, Türkiye’nin ise yüzde 4.7 küçüldüğünün hatırlatılması üzerine Babacan şu açıklamalarda bulundu: “Yunanistan’la ilgili enterasan bir durum var. Yunanistan’ın yayınladığı verilere güven noktasında sorun yaşanıyor. Yunanistan’ın 2009’la ilgili bütçe açıkları uzun süre küçük ilan edildi. Yıl sonuna doğru bizim bütçe açığımız buymuş denildi. Durumun ne kadar kötü ve vahim olduğu, o açıklamadan sonra ortaya çıktı. Faizlerin artması, risk priminin artması, sosyal hareketlenme bundan sonra arttı. 2009 yılında Yunanistan’ın genel ortamında bir sorun yok gibi görünüyordu. Ancak asıl etkiler bundan sonra başlayacak.Yunanistan’ın önümüzdeki dönem rakamları daha sıkıntılı olacak. AB ve
Euro bölgesinde 2010 yılında bir toparlanma ve artıya dönme söz konusuyken, Yunanistan’da böyle olmayacak. Yunanistan’ın önümüzdeki dönemde ekonomik daralması devam edecek. Çünkü problemin farkına varmaları, piyasaların tepkisi, sosyal huzursuzluk yılın son aylarından itibaren başladı. Bu tablo 2009’un başında çıksaydı, daha vahim bir tablo olurdu. Yunanistan’la Türkiye çok mukayese edilebilir değil. Üstelik bizim ekonomik büyümemizdeki önemli unsur ihracat. İhracatı yüksek ülkelerinden biri Almanya. Almanya’da ekonomi 2009’da yüzde 5 daraldı. Bu çok ciddidir. Türkiye’de ihracat ağırlık bir ekonomiye sahip. AB pazarlarındaki bozulma nedeniyle ihracat düşünce, ihracatta direkt etkilendi. Ama yine aynı şekilde ihracat ve iç tüketimdeki toparlanma önemli olacak.”