Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2001 02:08
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, devletin ekonomik kalkınma alanındaki rolünün ‘çekirdek devlet’ ile sınırlı olduğunu ve devletin artık ‘antrenör’ gibi olması gerektiğini söyledi. Chibber, hükümetin karar alırken yüksek kulelerde oturmaması gerektiğini söyledi.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, devletin ekonomik kalkınma alanındaki rolünün ‘çekirdek devlet’ ile sınırlı olduğunu ve devletin artık ‘antrenör’ gibi olması gerektiğini söyledi. Hükümetin kararları alırken ‘yüksek kulelerde, masalarda oturmamasını, halkla yakınlaşması’ gerektiğini söyleyen Chhibber, devlet ile vatandaşın yakınlaşmasında da özel medyaya görev düştüğünü kaydettti.
Maliye Bakanlığı ile Dünya Bankası'nca düzenlenen ‘‘Etkin Devlet İçin Kamu Harcama Yönetimi Reformu' konferansın konulu uluslararası konferans Ankara'da yapıldı. Konferansa TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Devlet Bakanı Tunca Toskay, Maliye Bakanı Sümer Oral ile bürokratlar katıldı.
Devlette düzenleyici kurallar olmadıkça sorun yaşandığını, Türkiye'nin 1990'larda yaşadığı bu tür sorunları aşmak içinr düzenleyici kurullar oluşturduğunu söyleyen Chhibber, devletin ve hükümetin nasıl olması gerektiği konusunu şöyle değerlendirdi:
BASIN KONTROLÜ
‘‘Hükümet içinde daha fazla hesap verilebilirlik sisteminin oluşturulması, adem-i merkeziyetçi sistemin geliştirilmesi, hükümetin insanlara daha fazla yaklaşmıs gerekir. Özel medya aracılığıyla, devletin vatanadşalara daha yakın olması, yine basın aracılığıyla devletin kontrol edilebilmesi gerekir. Türkiye, bu konuda birçok devletten daha önde. Çünkü Türkiye‘nin laik ve demokratik bir yapısı var. Fakat daha da gelişme kaydedilebilir.’’
Günümüzde çekirdek devletin nasıl geliştirileceğinin gündemde olduğunu belirten Chhibber, çekirdek devleti, özel sektörün yapamayacağı şeyler olarak tanımladı.
Çekirdek devletin Türk ekonomisinin gelişmesinde en önemli konuya sahip olduğunu kaydeden Chibber, şöyle devam etti:
‘‘Genel anlamda sistemin, bütçenin geliştirilmesi, koordinasyonun sağlanması gerekir. Devletin ve hükümetin amaçlarını belirlemesi, teknokratların da bu amaçları yerine getirmesi bekleniyor. Bakanlarla hükümet, programın genel amaçlarını belirledikten sonra, bunun uygulanmasını teknotratlara bırakmalı. Türkiye bu yolda ilerliyor. Bu uygulamaya karşı çıkanlar olacaktır, fakat ekonomik zorluklar ortaya çıktığında, bunun gerekli olduğunu düşünenlerin sayısında artış olacak.’’
SAYIŞTAY YETKİSİ
TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Sayıştay'ın kapsam alanı ve yetkilerinin arttırılması gerektiğini söyledi. Sökmenoğlu, kamu harcamalarının yürütme organı tarafından etkin biçimde yönetilmesini sağlayacak sistemin oluşturulamadığından yakındı. Sistemde çok fazla iç denetim mekanizması olduğunu vurgulayan Sökmenoğlu, Meclis komisyonlarının denetim raporlarını inceleme ve değerlendirme imkan ve kapasitelerinin güçlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
Oral: Personel rejiminde adalet mutlaka sağlanmalı
Maliye Bakanı Sümer Oral, kamuda insan kaynaklarının verimli ve etkin kullanımı amacıyla; memur, işçi, sözleşmeli personel kadrolarına ilişkin ‘norm kadro' çalışmasına çok önem verdiklerini belirterek, ‘‘Personel rejimi adil olmalıdır’’ dedi. Bütçede çok önemli bir kaynağın personel harcamalarına gittiğini belirten Oral, 1970'lerde çıkartılan personel rejimini sağlıklı yapıya kavuşturmak için 2002'den itibaren, kanun hükmünde kararnameler ile yavaş yavaş gerekli düzenlemelerin yapılacağını bildirdi.
Oral, TBMM sevk edilen Devlet İhale Kanun Tasarısı'nın bugün Bayındırlık Komisyonu‘nda görüşülmeye başlanacağını kaydetti.
Dünya Bankası yetkilisi Anand Rajaram, Dünya Bankası‘nın ‘‘Türkiye Kamu Harcamaları ve Kurumsal Yapının Değerlendirilmesi Raporu (PEIR)‘‘ konulu raporun tanıtımını yaptı. Türkiye'de bütçenin yarısının faiz harcamalarına ayrıldığını belirten Rajaram, OECD ülkeleri içerisinde 1996 yılında Türkiye‘de genel hükümetin büyük olmadığını, 1999 yılında ise bunun tamamen değişerek genel hükümetin büyüklüğü bakımından büyük ülkeler kategorisine girdiğini söyledi.
Dünya Bankası ve Maliye Bakanlığı'nca düzenlenen konferans sönük geçti. Her iki kurumun da uzun bir süredir hazırlandığı Knoferans'a katılımın çok az olduğu ve ODTÜ Kongre Merkezi Salonu'nun yarısının bile dolmadığı dikkat çekti.
Meclis bütçeye etkin katılamıyor
Devlet Bakanı Tunca Toskay, mevcut sistem içinde TBMM'nin bütçe hazırlıklarına etkin bir katılım gerçekleştiremediğini açıkladı. Toskay, Meclis'in etkin bir denetim yapamadığını da söyleyerek, ‘‘Meclis, kesinhesapları, adeta bir noter gibi tasdik eder durumdadır maalesef’’ diye konuştu. Reform ihtiyacının toplumun değişik kesimlerince dile getirildiğini, Hükümetin bunları yapmaya başladığını anlatan Toskay, ‘‘Ancak bazı kesimlerde ciddi direnişlerle karşı karşıya olduğumuzu kabul etmemiz lazım. Ama buna rağmen bunları gerçekleştirmek zorunda olduğumuz noktaya, Türk ekonomisi gelmiş bulunmakta’’ diye konuştu.
Yapısal reformlar ilerledikçe, kamu yönetim yapısının da değişeceğini belirten Toskay, reformlarla ortaya çıkacak kamu yönetimi yapısı nedeniyle devleti tekrar tanımlama ihtiyacı ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Türkiye, harcama denetiminde zayıf
Dünya Bankası tarafından hazırlanan ‘‘Türkiye Kamu Harcamaları ve Kurumsal Yapının Değerlendirilmesi Raporu’’ konferansta katılımcılara dağıtıldı. Raporda, Türkiye'nin gerek sanayileşmiş pek çok ülke, gerekse gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında, kamu harcamaları yönetimi performansı bakımından zayıf durumda bulunduğu belirtildi.
Mevcut ekonomik krizin köklerinde, ‘‘devletin karar mekanizmasındaki zaafiyetlerin yattığı yönünde’’ görüşler olduğu ifade edilen raporda, söz konusu zafiyetlerin mevcut kamu harcamaları yönetimi sistemi ile kamunun kaynak kullanımı konusunda hesap verme mekanizmasında da görüldüğü belirtildi.
Rapora göre, Türkiye kamu harcamaları yönetimi pefromansında oldukça başarısız kalırken, son 10 yılın bütçe açıkları ve enflasyon oranları, toplam mali yönetimin verimsizliğine gösterebilecek en bariz kanıt olduğu kaydedildi. Raporda şu görüşler yer verildi:
‘‘Stratejik karar alma ihmal edilmekte ve politika ve planların bütçe ile bağlantısı kurulmamaktadır. Öte yandan Bakanlar Kurulu ile Yüksek Planlama Kurulu'nun stratejik karar alma mekanizmasını destekleyebilme becerisi açısından bütçe sisteminin zayıf olması, dahaaz belirgin olmakla birlikte, eşit derecede hayati öneme sahiptir.’’
Bütçenin genel olarak, takdir yetkisine bağlı politikaların uygulanması amacına hizmet eden bir araç olarak görülmediği bildirilen raporda, şöyle denildi:
‘‘Sık yaşanan hükümet değişikliklerin etkisiyle politika oluşturulması bile bakanlıklar tarafından genellikle ihmal edilmektedir. Bütçe uygulaması üzerindeki aşırı kontrol, israf ve verimsizliği önlemede yetersiz kalmaktadır. Kaynakların kamu kuruluşları tarafından verimli ve etkin kullanımına destek verme açısından bütçe oldukça zayıf kalmaktadır.’’