’Çeyiz’de 28 milyon dolar buldu

TÜCCAR bir ailenin oğlu olarak Isparta’da doğan ancak ailesinin küçük yaşta Konya Akşehir’e göçü üzerine kendisini ’yarı Konyalı’ olarak da gören Şinasi Demirel, 28 Kervan mağazasında 28 milyon dolar ciro yapıyor. Büyük bölümü Uzakdoğu’dan olmak üzere 17 ülkeden ithalat yapan Şinasi Demirel, uzun yıllar ’çeyiz mağazası’ olarak yola devam eden Kervan’larda şimdi ’oryantal ev dekorasyon ürünleri’ satarak ’büyük mağazacılığa’ geçiş yaptı.
 
KUMAŞ TİCARETİ: Demirel şöyle başlıyor anlatmaya: "Babam (Hasan) ben askerden döndüğümde vefat etti ve işlerin başına geçtim. Kendisi Akşehir’de kumaş toptancısı, mütevazi bir manifaturacıydı. Ben de bir süre bu kumaş ticaretine Konya çevresine toptan satışa devam ettim. Sonra köylülere ’ipek halı malzemeleri’ satışına başladım. Onlara malzeme, onların halılarını da ihracatçılara sattım. Bu el emeği halı işi ben de el emeğine dayanan ürünlere büyük sempati yarattı. O ipek halıların arasında öyle ürünler çıkardı ki satmaya kıyamazdım. Hatta satmamak için uzun süre direnirdim."

HERKESİN MAĞAZASINA KAMPANYA: Şinasi Demirel, Akşehir’deki kumaş ve halı ticareti devam ederken 1983’te İstanbul’a geldiğini ve Fatih’te de toptancılığa başladığını anlatıyor. Demirel, "Önce halı ve battaniye toptancısıydık. Sonra değişik bir satış kampanyası başlattık. Belki de ’icat’ ettik. Her hangi bir mağaza sahibine ’ne iş yaparsa yapsın önemli değil’ gidiyorduk ve mağazasında 1 ay bizim ürünlerimizi satmayı teklif ediyorduk. Karşılığında ona yüzde 25 kár veriyorduk. Bizim elemanlarımız satış yapıyordu. Başkasının mekanını geçici olarak kiralamış oluyorduk" diyor. Bir halıcı, mobilyacı hatta lokantacıya gidip, kendi elemanlarıyla 10 ay vadeli satış; teklif ettiklerini anlatan Demirel şöyle konuşuyor: Mekan sahibi bizim için 10 ay taksitleri toplayıp gönderiyordu. Bu şekildeki kampanyayı ülke geneline yaydık ve halı, battaniye, ev tekstili, çarşaf, yatak, nevresim herşeyi satmaya başladık. O döneme kadar kampanyalı ya da vadeli satışları olmayan ürünlerdi bunlar. Bu süreç bizim için büyük çıkış sağladı. Çünkü kredi kartının olmadığı bir dönemde çok güvenilir vadeli satış yapmayı başarıyorduk. Çok güvenliydi çünkü ev hanımına satıyorduk. Ev hanımından batak çıkması pek mümkün değildir. 1990 başlarına kadar böyle başkalarının mağazalarındaki kampanyalarımızla yükseldik."

TOPTANCILIK ÖLÜNCE PERAKENDE: 1991’den sonra yeni bir yol ayrımına geldiklerini belirten Şinasi Demirel şöyle devam ediyor: "Bu şekilde devam ederken, bir müşteri geldi ve ’sizden mal aldım ve ödeyemiyorum, dükkanımı isterseniz size devredeyim’ dedi. Şişli’deydi ve bizim ilk perakende mağazamız orası oldu. Bu perakende mağazasının başarısını gördükten sonra Pangaltı’nda, Karaköy’de ve Bakırköy’de kendi mağazalarımızı açtık. Kendimize hala toptancı diyorduk ama hem herkes kampanyalı satış yapıyordu hem de üreticiler toptanı devreden çıkarmaya başlamıştı. Haklıydılar, çünkü bu şekilde kendi perakendecilerine daha yüksek kár sağlayabiliyorlardı. Ben de bu durumda radikal bir karar aldım ve ’artık ithalatçı olacağım, ithal edip kendi mağazamda perakende satacağım’ dedim."

28 mağazada 45 bin müşteri taksit ödüyor

KERVAN mağazalarının ’oryantal dekorasyon ürünleri’ satan bir marka olduğunu belirten Şinasi Demirel, "Şu anda 28 mağazamız var. Bir kısmı franchise. Ağustos ayında Avcılar’da 3 bin 600 metrekarelik bir mağaza daha açıyoruz. Geçen yıl İzmir’de 6 bin metrekarelik bir mağaza açmıştık. Artık büyük mağazalar açacağız. İlk hedef de Ankara. Şu anda 45-48 bin arasında (franchise’lar hariç) taksit ödeyen müşterimiz, 270 de çalışanımız var. 28 milyon dolar ciro yapıyoruz. İthalatta ağırlığımız Doğu-Uzakdoğu. Çünkü biz oryantalist ürünler satıyoruz. Hindistan, Çin, Malezya, Endonezya, Filipinler, Hong Kong, Pakistan ağırlıklı alım yaptığımız ülkeler. İyi bir alım ekibimiz var ama genel olarak başlarında ben de gidiyorum. Kervan’ın tarzı oryantal, mistik, mümkünse el emeği ürünler. Tabii ki çeyiz mağazası kavramını çok aştık. Ruhumuzda Kervan var ve bu da 1000 yıllık İpek Yolu geleneğinin bir Kervan’ı aslında. Biz onu kısmen yaşatan bir mağazacılık yapıyoruz."

Dil bilmeden ithalatçı oldum 17 ülkeden ürün topluyorum

ŞİNASİ Demirel, ithalatçı olma kararı aldıktan sonrasını da şöyle özetliyor: "Dil bilmiyordum ama ithalat yapmak için kendimi yurt dışına attım. Çeyizlik, dekoratif ürünler bulup getirmek istiyordum. Birkaç ülkeden ürün getirdim. Yatak örtüsü, nevresim, yastık, yorgan v.s. Ancak müşteri profiline uymadığını gördüm. Bu aşamada yeni ürünlerimize göre bir mağazacılık olması gerektiğine karar verdik. Semte göre mağaza açmaya başladık. Ev tekstili ithalatının yanında küçük aksesuarlar, mobilya getirmeye başladık ki onlar da çok tuttu. Bir süre sonra da mağazalarımızın büyüklükleri yetersiz kaldı ve daha büyük mağazalar açmaya karar verdik. Şu anda 17 ülkeden ithalat yapan, bir mağaza markasına dönüştük."