Güncelleme Tarihi:
Çevre Mühendisleri Odası raporunda Türkiye’de hava kirliliğinin krize dönüştüğünü, 81 ilden sadece 6 ilin havasının temiz çıktığını açıkladı. Türk Toraks Derneği ise Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)kriterlerine göre havası temiz tek ilin Rize olduğunu duyurdu.
HAVA KİRLİ, İTİRAZIMIZ YOK
“Bu işin uzmanı biziz. Türkiye genelinde 300 noktada vatandaşımızın soluduğu hava kalitesini izliyoruz. Türkiye’de kükürtdioksit, karbonmonoksit, azotoksitler, ozon kirleticileriyle ilgili sorun yok; önemli mesafeler aldık. Bir zamanlar başımıza bela olan, zehir soluyoruz, dedirten kükürtdioksit kirliliği artık ülkemizde yaşanmıyor. Iğdır ve Keşan dışında, bu sorunu çözdük. PM10 denilen partikül kirliliğini çözmek için de bakanlık olarak bir dizi önlem alıyoruz. Bazı arkadaşlar yarım hoca gibi rapor değerlendiriyor. Hava kirli konusunda itirazımız yok, bunları çevre hocalarıyla değerlendirelim masaya yatıralım. Partikül madde bakımından çok da temiz havamız var, demiyorum. Yanlış anlamayın. Ama bu işler uzmanlık ister. Her önüne gelen verileri alıp değerlendirirse, o zaman Avrupalı öldü, dünya öldü. Amerika’da kirlilik Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) değerlerinin 3 kat üzerinde. Çin’de partikül kaynaklı kirlilik kimi yerlerinde 6 katı aşıyor.
AB’Yİ YAKALAYACAĞIZ
AB bizim gibi geçiş döneminde olan ülkelere partikül madde kirliliğinde ‘sınır değerleri sağlayamıyorsan pm10 için günlük 75 mikrogram/metreküp’ü esas alabilirsin’ diyor. Yılda 35 gün de bu sınır değeri aşabileceğimi söylüyor. Biz de geçiş dönemindeyiz. Direktifleri uygulamaya 2008’de başladık. 2017’de Türkiye genel ortalaması 70’e düşürdük. Bu yıl ise 60’a inmeyi başardık. 2019’da AB direktifi olan 50’ye inmiş olacağız. Çevre Mühendisleri Odası DSÖ’nün rakamlarını açıklıyor. Ama onlar ideal hedeftir. Biz Avrupa’yı esas alıyoruz. Tabii ben de 20’ye gelirsem güzel olur ama benim seviyemde de ‘insanlar ölüyor’ denilemez. Eğer bunu diyorsan, sana bir grafik göstereyim, Avrupa kıpkırmızı, ölüyor o zaman.”
BEDAVA DAĞITILANLAR KÖTÜ KÖMÜR KÜLÜ, KÜKÜRDÜ, UÇUCUSU YÜKSEK
Partikül madde kirliliğini azaltmak için neler yapılıyor, sorusuna ise Öztürk şöyle yanıt verdi:
“Hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri ısınma kaynaklı partikül kirliliği. Yaz ile kış hava kirliliği açısından yüzde 50 fark var. Hava sızdıran, alttan yakmalı soba ve kazanlar büyük sorun. Sobalar alttan yakınca partikül kirliliğine neden oluyor. Yine Türkiye’de ısınmada kullanılan kömürlerin tamamına yakınının uçucusu, nemi, kükürdü, külü yüksek. Bunlar ısınmada kullanılmamalı, diyoruz. Belediye, valiliklerimizi, kömür dağıtımı yapan yerleri uyarıyoruz. Kömürde nem, kül, kükürt şu kadar olacak, diyoruz. Daha önce kullanılan kömürlerin kalorisi 2 bin civarındaydı, bizim uyarılarımızla 3 bin 600’e kadar çıktı. 4 bine çıkması lazım. Bedava dağıtılan kömürler bunlar. Ama sadece iyi kömürü vererek havakirliliğini çözemezsin. Sobaları değiştirmek için çalışma yapıyoruz. AB normlarında soba ve kazan standardının devreye girmesi için TSE ile çalışıyoruz. Soba, hava sızdırmaz olacak. Kapattığınızda kömür uyuyacak, açtığınızda yanacak. Kesinlikle alttan yakmayacaksın. Üstten yakacaksın. Üzerine kömür atamayacaksın. Sızdırmaz, zehirlemez olacak. İstediğin dereçeye ayarlayacaksın. Isınmada dünya standardında soba ve iyi kömür kullanılırsa partikül kaynaklı kirliliği yüzde 30 civarında azaltmış olurum. Yaşlı araçlardan kaynaklı kirlilik için de bir çalışma yapıyoruz. Bir de ısı yalıtımı seferberliği başlatmak istiyoruz. Bir de imar planlarının kentlerde hava koridorları ve hakim rüzgar yönününe göre yapılması için mevzuat değişikliğine hazırlanıyoruz.”