Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE, büyük oranda dışa bağımlı olduğu enerjide bir yandan yerli kaynaklara yönelmeye çalışıyor. Fakat enerji yatırımlarındaki yanlış uygulamalar, dışa bağımlılıktan daha büyük sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. Karadeniz bölgesinde, özellikle derelerin üzerinde inşa edilen küçük ölçekli hidrolik santraller (HES) son yıllarda tartışılırken, HES’lere karşı kitlesel bir tepki oluştu demek yanlış olmaz. Bazı bölgelerden rüzgâr enerjisi santralleriyle (RES) ilgili şikâyetler de yükseliyor. Son olarak Türkiye’nin turizm merkezlerinden biri olan Çeşme’de, inşası devam eden RES’ler tepkilere neden oldu.
ACELE KAMULAŞTIRMA
Reuters’ın Evrim Ergin imzası taşıyan haberinde, yaklaşık 80 megavatlık (MW) beş farklı rüzgâr santrali projesi yürütülen Çeşme’de yaşanan sıkıntılar gündeme getiriliyor. Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu Sözcüsü Esen Fatma Kabadayı, şunları söylüyor: “Bu bölgede yapılacak santrallerle ilgili 2000’li yıllardan bu yana çalışma yapılmasına rağmen, geçtiğimiz yıl toprak sahiplerine ‘acele kamulaştırma’ ile ilgili tebligatlar ulaştırılınca halkın haberi oldu. Yapılacak projelerle ilgili halk yeterince bilgilendirilmedi. Bu projeler tek bir proje gibi gözükmediği için ÇED raporu alınmasına gerek görülmüyor. Ancak çevreye etkileri bir bütün olarak değerlendirilmeli ve ortak bir ÇED raporu alınmalı. Urla ve Karaburun’da da aynı sorunlar yaşanıyor.”
ONLARA 13 YIL, BİZE 60 GÜN
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Kabadayı, sürecin 2000 yılında rüzgâr ölçüm direklerinin kurulmasıyla başladığını, 2008’de de üretim lisansları verildiğini hatırlatarak, şöyle devam ediyor: “Ancak 2013’te acele kamulaştırma kararı gelene kadar kimse halka bir şey söylemiyor. Acele kamulaştırma tebligatı gelince, 60 gün dava açma süreniz var, tüm hakkınız bu. Onlar 13 yıl çalışıyorlar, size tanınan süre 60 gün. Bir acele kamulaştırma kararıyla ilgili yürütmeyi durdurma da aldık. Geçen hafta yeni kamulaştırma kararları çıktı. Gerçekten insanların kafasının üstünde, yerleşimin ortasında santraller var. Bu konuda bin kişinin imzaladığı bir dilekçe hazırladık. Fakat yetkililer dilekçenin şikâyet unsurları taşıdığını ve tek tek verilmesi gerektiğini belirterek kabul etmedi.”
Projeler turizmi etkilemez
EPDK yetkilileri ise geçtiğimiz yıl Çeşme’de incelemelerde bulunduklarını belirterek, “Burası yerleşim alanımız diyorlar ama aslında orası bir tepe. Konut yapılması zor bir alan. Projeler turizm bölgesiyle alakalı bir yerde değil. Yine de iktidar partisinin ilçe başkanı bile karşı çıkıyor. Lisansları önceden verdik fakat trafo merkezi yeni yapıldığı için işlemler yeni yapılıyor. Çeşme’de santral sayısı az. Ayrıca ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilirken bile tüm ilgili kuruluşların görüşü alınıyor. Bazı HES projelerinde sonradan SİT alanı ilan edilen oldu, bu projeler hayata geçmedi” şeklinde konuştu.
“ÇED gerekli değildir” belgesi
ÇEŞME’de 16 MW’lık rüzgâr enerjisi yatırımı yapan ABK Çeşme Rüzgar Enerji’nin avukatı Arsin Demir de ÇED Yönetmeliği çerçevesinde türbin sayısı 20 ve üzeri olan RES’ler için ÇED belgesi alınması gerektiği hatırlatması yaparak, proje için ‘ÇED gerekli değildir’ belgeleri bulunduğunu söyledi. Bölgenin 1. ve 2. derece doğal SİT alanı olması nedeniyle de doğal hayatı korumak için çalışmalar yaptıklarını belirten Demir, “Çeşme’de yapılmakta olan veya yapılacak projelerin tamamı tek bir proje olarak değerlendirilemez” dedi.
Aslında en temiz kaynaklardan biri…
DİĞER yandan, fosil yakıt tüketimini azaltan rüzgâr enerjisine Türkiye’nin ihtiyacı var. Enerji uzmanları, yenilenebilir bir enerji kaynağı olması nedeniyle RES’leri savunduklarını ancak diğer taraftan şikâyetlere dikkat edilmesi gerektiğini savunuyor. Uzmanlara göre, sera gazı etkisi yapmayan, hammadde ihtiyacı olmayan, ömrü dolduğunda türbinlerin sökülüp kaldırılabildiği RES’lerin inşasında türbinlerin nerede ve ne sıklıkta kurulduğu önem taşıyor. Bir enerji uzmanı “Temiz bir enerji türü de olsa, yaşam alanlarını etkilememeli” diyor. Rüzgar enerjisinde Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 3 bin MW’lık kurulu güç inşa edilirken, bu rakam Çin’de 91 bin MW, Almanya’da 35 bin MW, İspanya’da 22 bin MW, Hindistan’da 20 bin MW, İtalya’da 8 bin MW’ın üzerinde.