'Cep'te kayıt' davalık oldu
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2007 11:30
Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural, kaçak cep telefonlarını kayıt altına almak için çıkarılan 5392 sayılı Telsiz Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa ile “kaçakçı pozisyonuna” sokulduğunu iddia ederek, kendisinden tahsil edilen 5 YTL'nin yasal faiziyle iadesi ve 1 YTL'lik manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle Telekomünikasyon Kurumu ve Turkcell aleyhine dava açtı.
Avukat Vural'ın Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açtığı davanın dilekçesinde, “Telsiz Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa”nın evrensel hukuk kuralları ile Anayasa'nın özüne aykırı bir biçimde “kaçakçılar ve görevini kötüye kullananlara özel af” niteliğinde olduğu savunuldu.
“YASA, ÖZEL AF NİTELİĞİ TAŞIYOR”
Vural dilekçesinde, 5392 sayılı yasanın geçici 6. maddesinin, özel bir af niteliğinde olduğunu, Anayasa'nın 87. maddesinde yer alan hüküm gereği TBMM'nin üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek, bu koşulun yerine getirilmediğini ve bu maddenin TBMM'de 330 yerine 232 kabul oyuyla yasalaştığını kaydetti. Dilekçede, şu görüşlere yer verildi: “İleri telekomünikasyon teknolojisi sayesinde cep telefonlarının kimlik bilgileri, satış sırasında hem Telekomünikasyon Kurumu'nun hem de haberleşme hizmeti sunan şirketin bilgi bankasına kaydedilmektedir. Bu nedenle kayıtsızlıktan haberleri olduğu halde yasa ve yönetmelik hükümlerine göre, bu kaydı yaptırmakla sorumlu kurum ve işletmeler, kayıt dışılık konusunda kullanıcıları bilgilendirme, kısa mesaj gönderme görevini yerine getirmemişlerdir. Dolayısıyla, kullanılan cihazın kayıt dışılığı konusunda bilgisi olmayan vatandaşı, bu eylem nedeniyle malen sorumlu tutmak hukuken mümkün değildir.”
İlgili kurum ve işletmelerin, “vatandaştan 5 YTL almak uğruna” cep telefonlarının kayıt altına alınmasına son bir hafta kala, 18 milyon kullanıcıya bilgilendirme amaçlı kısa mesaj gönderdiği kaydedilen dilekçede, “Kısa mesaj içeriğiyle kullanıcıların kaçakçıymış gibi manen baskı altına alınması sonucu işletmelerin önünde uzun kuyrukların oluşturduğu ve böylece onlara gayri yasal ceza ve gayri insani uygulamalar yapıldığı” savunuldu.
Vural dilekçesinde, yasal uyarıları zamanında yapmayan sorumlu kurum ve kuruluşların, milyonlarca Türk vatandaşı gibi kendisini de “kaçakçı” durumuna düşürdüğünü iddia ederek tahsil edilen 5 YTL'nin Telekomünikasyon Kurumu ve Turkcell'den yasal faiziyle birlikte ödenmesini istedi. Avukat Sedat Vural, söz konusu uygulamayla insanlığının, vatandaşlık hukukunun ve bu hukuka temel Türklüğünün aşağılandığını savunarak, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, sembolik olarak aynı kurumlardan 1 YTL de manevi tazminat talep etti.
ADALET BAKANLIĞINDAN KANUN YARARINA BOZMA TALEBİ
Avukat Vural, vatandaşları zamanında bilgilendirme görevini yerine getirmediğini iddia ettiği kurum ve şirketler ile kaçak cep telefonlarının yurda girişini engelleyemeyen görevlilerin, “teşekkül halinde ve toplu kaçakçılık”, ”güveni kötüye kullanma”, “görevi kötüye kullanma” ve “Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından cezalandırılmaları istemiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurusu üzerine yaptığı inceleme sonunda takipsizlik kararı verdi. Vural, bunun üzerine Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Mahkeme, Vural'ın itirazını, taraf yönünden usulen reddetmişti.
Bu karar üzerine avukat Vural, konunun esasına girilmesi, “kaçakçılığın ancak bir mahkeme kararıyla tespitinin Anayasal ve yasal zorunluluk olduğu” iddiasıyla ilgili kurum, şirket ve görevlilerin üzerlerine atılı suçlardan yargılanması için Adalet Bakanlığından, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının ”kanun yararına bozulmasını” istedi.
“YASA, ÖZEL AF NİTELİĞİ TAŞIYOR”
Vural dilekçesinde, 5392 sayılı yasanın geçici 6. maddesinin, özel bir af niteliğinde olduğunu, Anayasa'nın 87. maddesinde yer alan hüküm gereği TBMM'nin üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek, bu koşulun yerine getirilmediğini ve bu maddenin TBMM'de 330 yerine 232 kabul oyuyla yasalaştığını kaydetti. Dilekçede, şu görüşlere yer verildi: “İleri telekomünikasyon teknolojisi sayesinde cep telefonlarının kimlik bilgileri, satış sırasında hem Telekomünikasyon Kurumu'nun hem de haberleşme hizmeti sunan şirketin bilgi bankasına kaydedilmektedir. Bu nedenle kayıtsızlıktan haberleri olduğu halde yasa ve yönetmelik hükümlerine göre, bu kaydı yaptırmakla sorumlu kurum ve işletmeler, kayıt dışılık konusunda kullanıcıları bilgilendirme, kısa mesaj gönderme görevini yerine getirmemişlerdir. Dolayısıyla, kullanılan cihazın kayıt dışılığı konusunda bilgisi olmayan vatandaşı, bu eylem nedeniyle malen sorumlu tutmak hukuken mümkün değildir.”
İlgili kurum ve işletmelerin, “vatandaştan 5 YTL almak uğruna” cep telefonlarının kayıt altına alınmasına son bir hafta kala, 18 milyon kullanıcıya bilgilendirme amaçlı kısa mesaj gönderdiği kaydedilen dilekçede, “Kısa mesaj içeriğiyle kullanıcıların kaçakçıymış gibi manen baskı altına alınması sonucu işletmelerin önünde uzun kuyrukların oluşturduğu ve böylece onlara gayri yasal ceza ve gayri insani uygulamalar yapıldığı” savunuldu.
Vural dilekçesinde, yasal uyarıları zamanında yapmayan sorumlu kurum ve kuruluşların, milyonlarca Türk vatandaşı gibi kendisini de “kaçakçı” durumuna düşürdüğünü iddia ederek tahsil edilen 5 YTL'nin Telekomünikasyon Kurumu ve Turkcell'den yasal faiziyle birlikte ödenmesini istedi. Avukat Sedat Vural, söz konusu uygulamayla insanlığının, vatandaşlık hukukunun ve bu hukuka temel Türklüğünün aşağılandığını savunarak, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, sembolik olarak aynı kurumlardan 1 YTL de manevi tazminat talep etti.
ADALET BAKANLIĞINDAN KANUN YARARINA BOZMA TALEBİ
Avukat Vural, vatandaşları zamanında bilgilendirme görevini yerine getirmediğini iddia ettiği kurum ve şirketler ile kaçak cep telefonlarının yurda girişini engelleyemeyen görevlilerin, “teşekkül halinde ve toplu kaçakçılık”, ”güveni kötüye kullanma”, “görevi kötüye kullanma” ve “Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından cezalandırılmaları istemiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurusu üzerine yaptığı inceleme sonunda takipsizlik kararı verdi. Vural, bunun üzerine Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Mahkeme, Vural'ın itirazını, taraf yönünden usulen reddetmişti.
Bu karar üzerine avukat Vural, konunun esasına girilmesi, “kaçakçılığın ancak bir mahkeme kararıyla tespitinin Anayasal ve yasal zorunluluk olduğu” iddiasıyla ilgili kurum, şirket ve görevlilerin üzerlerine atılı suçlardan yargılanması için Adalet Bakanlığından, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının ”kanun yararına bozulmasını” istedi.