Güncelleme Tarihi:
Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda açıklanan araştırmaya katılan 1.258 CEO'nun yüzde 48'i küresel ekonominin önümüzdeki 12 ay içinde düşüşünü sürdüreceğini, yüzde 15'i küresel ekonominin 2012'de iyiye gideceğini düşünüyor. Bu oranın yaklaşık 3 katı katılımcı, küresel ekonominin durumuna oranla kendi şirketlerindeki büyümenin önümüzdeki 12 ay içinde artacağına inanıyor.
Geçen yılki anket sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 48'i, gelecek 12 ay içerisinde şirketlerinde yaşanacak gelir artışına “oldukça” güvenirken, bu yılın anketinde bu görüşte olanların oranı yüzde 40 oldu. CEO'ların yarısından fazlası, şirketlerindeki çalışan sayısının gelecek 12 ay içinde artacağı yönünde görüş bildirirken, en fazla işe alımın eğlence ve medya sektöründe yapılması bekleniyor.
Ülke borcu krizi nedeniyle geçen yıl kendilerinden emin olan yüzde 40 oranındaki Avrupalı CEO sayısı yüzde 25'e geriledi. CEO'ların arasındaki güvenin geçen yıla göre yüzde 54'ten yüzde 42'ye gerilediği Asya Pasifik'te kısa vadeli güvende düşüş yaşandı. Asya Pasifik bölgesindeki en büyük düşüş Çin'de görüldü. Çin'de geçen yıl yüzde 72 oranında olan CEO'lar arasındaki “oldukça güveniyor” görüşü, yüzde 51'e geriledi.
CEO'lar arasında geçen yıl yüzde 88 düzeyinde olan güven oranı Hindistan'da yüzde 55'e düştü. ABD'de geçen yıl yüzde 45 düzeyinde olan bu oran, yüzde 41'e geriledi. Geçen yıl Afrika'da CEO'ların yüzde 50'si büyüme beklerken, bu yıl bu beklentinin oranı yüzde 57 düzeyine ulaştı.
Yüzde 76'sı geçen 12 ayda maliyet kısma yoluna gitti
CEO'ların yüzde 80'i ekonomik büyümedeki belirsizlikten, yüzde 64'ü sermaye piyasalarındaki istikrarsızlıktan, yüzde 66'sı mali açıklara ve borç yüküne yapılan hükümet müdahalelerinden, yüzde 58'i döviz kuru değişkenliğinden ve yüzde 56'sı ise düzenlemelerden kaynaklanan endişelerini aktarıyor. Yüzde 56'sı şirketlerinin devlet borcu krizinden finansal olarak etkilendiğini, yüzde 45'i müdahalede bulunmak için çeşitli adımlar attığını söylüyor.
Katılımcıların yüzde 46'sı gelecek 3 yıla ilişkin olarak büyüme konusunda kendilerine “oldukça” güveniyor. Uzun vadede büyüme konusunda en az güvene sahip olanlar Batı Avrupa ve Latin Amerika'daki CEO'lar olurken, Kuzey Amerika'daki CEO'ların yüzde 54'ü uzun vadede büyüme konusunda oldukça emin.
CEO'lara göre önümüzdeki bir yılda en iyi stratejik büyüme fırsatları, mevcut pazarlardaki payı artırmak ve yeni ürün ve hizmet geliştirmek suretiyle gerçekleşecek. Yüzde 59'u gelişmekte olan pazarların gelişmiş ekonomilere oranla şirketlerinin geleceği için daha önemli olduğunu düşünüyor. Gelişmiş ülkelerdeki CEO'ların hemen hemen yarısı gelişmekte olan pazarların kendi gelecekleri için “en önemli etmen” olduğunu ifade ederken, büyüme hedefleri kapsamında düşünülen ülkelerin en başında BRIC ülkelerinin yanı sıra ABD ve Almanya yer aldı.
Katılımcıların yüzde 70'i temel olarak müşteri talebi ve ekonomik koşullar nedeniyle stratejilerinde gelecek 12 ayda değişiklik yapmayı planladığını, yüzde 76'sı geçen 12 ayda maliyet kısma yoluna gittiklerini söylüyor. Bu oran geçen yıl yüzde 84 seviyesindeydi. CEO'ların yüzde 66'sı önümüzdeki 12 ayda maliyet kısacaklarını belirtiyor.
Yarıdan fazlası, geçen 12 ayda şirketlerindeki çalışan sayısını artırdı
Katılımcıların yüzde 30'u şirketlerinin stratejisini uygulamak için gerekli yeteneğe erişebilecekleri konusunda kendilerine “oldukça güvenirken”, yüzde 43'lük kesim sektörlerinde işe almak üzere çalışan bulmanın zorlaştığını söyledi.
CEO'ların yarıdan fazlası, geçen 12 ayda şirketlerindeki çalışan sayısını artırdığını ifade ederken, aynı oranda katılımcı bu eğilimin sürmesini bekliyor. Öncelikle Orta Doğu/Afrika, onun ardından Kuzey Amerika'daki CEO'lar geçen 12 ayda işe alımda artış olduğunu belirtirken, Asya'daki CEO'lar “büyük ihtimalle” gelecek yıl çalışan sayısını artıracağını kaydediyor. Katılımcıların yüzde 18'i gelecek yıl çalışan sayısını düşürmenin gerekeceğini belirtiyor.
CEO'ların yüzde 53'ü muhtemel bir yetenek eksikliğini büyüme tehdidi olarak gördüğünü söyledi. Büyüme karşısındaki tehdit olarak görülen diğer unsurlar, yüzde 55 muhtemel vergi artışları, yüzde 50 değişen tüketici harcama tavırları, yüzde 46 enerji maliyetleri, yüzde 40 büyümenin finanse edilememesi, yüzde 38 yeni pazar oyuncuları, yüzde 34 tedarik zinciri güvenliği ve yüzde 30 temel altyapı yetersizliği olarak sıralandı.
“CEO'lar küresel ekonominin gidişatı ve iyileşme hızı konusunda hayal kırıklığı yaşıyor”
PwC Küresel Başkanı Dennis M. Nally, anket sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
“Krizin artçı şoklarıyla başa çıkmaya çalışan CEO'ların güveni gitgide azalıyor. CEO'lar küresel ekonominin gidişatı ve iyileşme hızı konusunda hayal kırıklığı yaşıyor. 2008 yılından bu yana temkinli bir biçimde oluşturulan iyimserlik yok olmaya başladı. Avrupa Birliği'nde devam eden borç krizi, yaşanan diğer tüm ekonomik belirsizliklerle birlikte dünya genelinde iş hacminin büyümesi konusunda hissedilen güveni kırdı. Hızla büyüyen Asya ve Latin Amerika ekonomileri bile küresel ekonominin zayıfladığı izlenimini güçlendiren, devam eden ekonomik durgunluğun gerçeklerinden etkileniyor. Dünya genelindeki CEO'lar küresel ekonominin sağlığından endişe ediyor.”
Uzun vadeli durgunluk döngüsünün, CEO'lara işlerini nasıl daha etkin yönetebileceklerini öğretmiş olmasının olumlu olduğunu belirten Nally, “CEO'lar artık küresel pazarlarda değişkenlik, gelişmiş ekonomilerde talep zayıflığı ve gelişmekte olan pazarlardaki belirsizlik gibi unsurlarla tanımlanan ekonomi ile başa çıkma konusunda daha hazırlıklılar. Pek çok CEO tüm bu zorlu koşullara rağmen gelir artışı elde edebileceklerine inanıyor” dedi.
Araştırma kapsamında, dünya genelinden 38 CEO ile daha detaylı görüşmeler gerçekleştirildi. Türkiye'den bu CEO'lar arasında yer alan Eczacıbaşı Topluluğu
CEO'su Erdal Karamercan, şu görüşleri paylaştı:
“Ekonomik belirsizliklerin öne çıktığı bir dönemde, bölgedeki politik belirsizlikler geleceği öngörmemizi oldukça zorlaştırıyor. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmeleri yakından izliyoruz. Arap Baharı'nın nasıl biteceğini, ya da yayılacağını ve çevremizdeki gerginliklerin yaratabileceği sonuçları öngöremiyoruz. Bu belirsizlikler, küresel istikrarın sağlanmasını olumsuz yönde etkilediği gibi, ekonomik öngörüde bulunmayı da zorlaştırıyor.”
Yetenek yönetimi konusunu “eskiden insanlar iş arardı, artık şirketler yetenek arıyor” sözleriyle değerlendiren Karamercan, son 4 yıldır, inovasyon çalışmalarında sürdürülebilirliğe odaklandıklarını, geliştirdikleri tüm ürün, hizmet ve teknolojilerde önceliğin sürdürülebilirlik olduğunu, tasarım, üretim ve yönetim yaklaşımlarının, tüm süreçlerde daha az doğal kaynak kullanımını hedeflediğini belirtti. Türkiye'den 38 CEO'nun yer aldığı araştırmanın Türkiye sonuçları, önümüzdeki haftalarda açıklanacak.