ABD'de yaşanan muhasebe skandallarıyla birlikte şirketler üzerinde artan siyasi ve yasal baskılar en çok CEO'lara olan güveni sarstı. Halkın güvenini kaybeden CEO'lar yıllarca emek vererek büyüttükleri şirketlerine ve itibarlarına leke sürüldüğünü ve kendileri için ‘‘av sezonu’’nun açıldığını düşünüyor. 584 mağaza ve 7 bin çalışana sahip ABD'li giyim devi Wet Seal'in CEO'su Kathy Bronstein, ‘‘Artık CEO olduğumu söylemeye utanıyorum’’ diye açıklama yaparak konunun hangi boyutlara geldiğini ifade ediyor.
Bugüne kadar herkesin imrendiği bir hayata sahip olan ve haftada 16 bin doların üzerinde maaş alan Bronstein, ‘‘Skandallar öncesi şirketin ilerlemesini sağladığım için kendimle gurur duyuyordum. Ancak skandallardan sonra artık mesleğimii söyleme konusunda isteksizim’’ dedi.
Bronstein, önceden diğer CEO'lar gibi ünlü, övülen, şımartılan ve sadık bir kişi olduğunu belirterek, ‘‘Ama artık insanlara CEO olduğumu söylemeye utanıyorum. Şu anda CEO olmak sanki büyük bir günahkar olmak gibi’’ diye konuştu.
CEO'LAR HEDEFDE
CEO'lar ve diğer üst düzey şirket yöneticileri ABD'yi vuran skandalların yarattığı utanç verici spot ışığının altında olduklarını kabul ediyorlar. Küçük kuruluşlardan Fortune 500'de yer alan dev şirketlerin tüm yöneticilerine kadar hemen hepsi, kendilerini Başkan Bush'un onur kırıcı açıklamaların hedefindeki kişiler olarak görüyorlar.
‘‘Açıkcası şu an CEO'lar için av sezonu açıldı’’ diye konuşan Ford Motor Company'in CEO'su William Clay Ford, ‘‘Ancak herkesi lekeleyen suçlamalar henüz doğrulanmadı’’ dedi.
Konunun uzmanları ise işleri ve birikmiş paraları yok edilen Amerikan halkının sempatisini kazanmaları için CEO'ların uzun süreli bir dayanıklılık göstermesi gerektiğini belirtiyor.
CEO'lar yaptıkları açıklamalarda üstüste gelen skandalların şirketlerini ve itibarlarını hasara uğrattığını iddia ederken, birçoğu gelişmeler karşısında çok sinirli olduğunu ve hakarete uğradığını ifade ediyor.
BOYUNLARINI SIKACAĞIM
‘‘Enron, WorldCom, Global Crossing ve diğer şirketleri terkeden yöneticiler beni kızdırıyor ve hepimizi yaralıyor’’ diye konuşan Sempra Energy'nin CEO'su Stephen Baum, ‘‘Bu yöneticiler ekonomik olarak
hisse sahipleri ve çalışanlar için büyük problemler yarattılar. Bizim gibi şirketlerin hisselerini ise işe yaramaz hale getirdiler. Onların boyunlarını sıkmak istiyorum’’ dedi.
Hewlett Packard'ın eski CEO'su Lewis Plaat, ‘‘Şu an yıkılan güveni yeniden nasıl onaracağımızı bilmiyorum’’ diye konuşurken, bir çok CEO New York Borsası'nın saldırı altında olması karşısında köpürdüğünü ifade ediyor.
Liberate Technologies şirketinin CEO'su Mitchell Kertzman, ‘‘Piyasalarda sizin dürüst olmadığınıza, hesapları yakıp başka şeyler yaptığınıza ilişkin bir kanı oluştu’’ açıklamasını yaparken, üst düzey yöneticilere ödenen paraları araştıran Salary.com şirketinin Başkan Yardımcısı Bill Coleman ise, ‘‘Bugüne kadar birçok kişinin erişmek istediği CEO'luk görevini şu an yapanların itibarına skandal yaratan şirketler yüzünden leke sürüldü’’ diye konuştu.
Yönetici araştırma şirketi Christian& Timbers'ın Başkanı Jeffrey Christian ise, ‘‘Bir çok CEO için durum artık eğlenceli olmaktan çıktı’’ dedi.
CEO'ların maaşları 1.6 milyon dolarBUGÜNE kadar büyük şirketlerde CEO'luk görevinde bulunan kişilerin görkemli hayatı, lüks ofisleri, jetleri, limuzinleri ve kişisel asistanları gibi müsrif yaşam tarzları bulunuyordu. Mercer Human Resource Consulting şirketi tarafından yapılan bir araştırmada, iki yıllık görev süresini dolduran CEO'ların geçtiğimiz yıl ortalama maaş ve ikramiyelerinin 1.6 milyon doları bulduğu belirlenirken, bu gelirlerin milyonlarca dolarlık hisse senedi hareketlerini kapsamadığı ifade ediliyor.
Skandallara kadar üst düzey yöneticiler ekonomik sallanmayı, çalışma ihtilafını, düzenleyicilerin değişmesini, kanunlar ve rekabet için gerekli her türlü probleme karşı anlaşma yapılmasını bekliyorlardı. Ancak skandalların ortasında CEO'lar artık kredibilitelerini korumak için daha fazla çalışmak ve yeni çözümler üretmek zorunda bulunuyor.
Liz Claiborne şirketinin CEO'su Paul Charron, bunun yeni bir düzen ve yeni bir dünya olduğunu belirterek, ‘‘Artık tamamen temiz olmanız gerekiyor’’ dedi. Kaliforniya'da 137 restorantlı Pizza zincirinin CEO'su Fred Hipp ise, ‘‘Eğer oyunu aşırı agresif oynarsanız, bu tür oyunlar sizi takip edecektir’’ diye konuştu.
CEO nedir, kime denir?TÜRKİYE'de de son yıllarda popüler bir görev olan CEO'luğun anlamı ise tam bir arapsaçına döndü. Türkiye'deki şirketler Türkçe karşılığı yerine Chief Executive Officer'ın kısaltılması olan CEO'yu kullanmayı yeğliyor. Ancak, bu durum dil uzmanlarından tepki görüyor.
CEO'nun görev alanı, yaptığı iş konusunda farklı görüşler ortaya atılıyor. Bazı Avrupalı ve ABD'li şirketler, CEO'nun konumunu, ‘‘Genel müdürün üstü, ancak yönetim kurulu başkanının altı’’ diye tanımlıyor. Beyin avcısı olarak faaliyek gösteren danışmanlık şirketleri, Türkiye'de CEO'nun görevini ‘‘İcra Kurulu Başkanı’’ olarak tanımlıyor. Danışmanlar, profesyonel olan CEO'ların şirketin geleceğine yön veren kişiler olduğunu belirtiyor.
Şirket bilançolarına ‘skandal rötuşu’SKANDALLAR ABD'deki bir çok şirketi bilançolarında düzeltme yapmak için harekete geçirdi. Bu şirketlerin başında ABD'nin simgelerinden biri olmuş Coca-Cola yer alıyor. Coca Cola, çalışanları ve yöneticileri için ayırdığı hisse senetlerinin değerini kárından düşeceğini açıkladı.
Coca Cola Başkanı Doug Daft'ın yaptığı açıklamada, ‘‘Yaptığımız düzenleme ile bilanço değerlerimizin gerçekliği daha açık bir şekilde yansıtmasını sağladık’’ denildi.
Daft, dördüncü çeyrekten itibaren Coca Cola'nın yöneticiler ve çalışanlar için ayrılan hisse senetlerini gider kaleminde göstereceğini duyurdu. Coca Cola Mali İşler Müdürü Gary Fayard, ‘‘Amerikan şirketlerine olan güvenin tazelenmesi için öncü rol oynama zamanıdır’’ dedi.
CEO'luk Iaccoca'yla popüler olduDÜNYADA CEO koltuğunun popüler olması, 1980'de Chrysler'in CEO'luk görevini yürüten Lee Iacocca'nın başarılarından kaynaklandı. Iacocca, Chrysler'i uyguladığı pazarlama stratejisiyle iflastan kurtarmıştı. Televizyon reklamlarında ve açıklamalarında milliyetçiliği ortaya koyan ve yok olmaya başlayan Amerikan kapitalizmini yeniden canlandırdığı savunulan Iacocca belki bugün meydana gelen skandallarda şüpheli olarak gözükmüyor ama CEO'luğun popüler olmasındaki en önemli aktör olarak öne çıkıyor. Iacocca'nın biyografisinin yer aldığı kitabı best-seller olduktan sonra 1990'lı yıllarda CEO'lar ABD'de kahraman olarak nitelindirilmeye başlandı ve şirketler tarafından her türlü yetkiyle donatıldı.