Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır’daki Kaymakamlık ve Müftülüklerce taziye yemeği geleneğine son verilmesine yönelik başlatılan çalışmalar, bölgedeki taziye geleneğini bir kez daha gündeme getirdi. Bingöl’de de yaygın olarak sürdürülen gelenekle, 3 gün boyunca başsağlığı dileklerinin kabul edildiği taziye evlerinde yüzlerce misafire iki öğün yemek veriliyor. Uzun yılların geleneği olan taziye yemeği, maddi durumu iyi olmayan cenaze sahiplerinin borçlanmasıyla mağduriyete dönüşüyor.
Taziye evlerinde verilen yemek uygulamasının İslam dininde yerinin olmadığını belirten Diyanet-Sen Bingöl Şube Başkanı Mücahit Çelik, “Taziye evlerinde yemek verme durumu gittikçe içerisinden çıkılamaz bir hal alıyor. Özellikle şehir merkezlerinde bu adet oldukça sıkıntı veriyor. Biz toplumu şunu söylüyoruz bu adet kesinlikle doğru değildir. Peygamber efendimiz bir sahabe vefat ettiği zaman şu sahabenin sıkıntısı var, taziyesi var onun için ailesi için bir takım yemekler hazırlayıp ikramlarda bulunun demiştir. Bu güzel uygulama yerini yanlış uygulamalara bıraktı. Özellikle şehir merkezlerinde taziye evlerinde kişilerin gücünü aşan meblağlarda yemek masrafları söz konusu. İnsanlar taziyede yemek verme noktasında adeta yarışa girmiş durumda. Bu doğru bir şey değil. Bizler bunu tasvip etmiyoruz dinimizde de bunun yeri yoktur” diye konuştu.
Taziye yemeklerinin vefat eden kişilere faydasının olmadığını vurgulayan Çelik, “Vefat eden insanların yakınları, kayıplarına mı üzülsün yoksa cenaze masraflarını mı üzülsün. Maalesef insanlar taziyelerde verilecek yemeğin, masrafların derdine düşüyor. Onun biz buna şiddetle karşıyız, bunu doğru bulmuyoruz. O yemeğin vefat eden insanlara hiçbir faydası yok, onu yapacaklarına, Cami inşaatlarına, medreselere, Kur’an kurslarına o kişinin namına sadaka-i cariye diyebileceğimiz şekilde yardımcı olsunlar” şeklinde konuştu.