Güncelleme Tarihi:
Balıkesir doğumlu Furat, üniversite eğitimi için İngiltere'ye gitti. Ekonomi eğitiminin ardından da 15 yıl önce İsviçre'nin Zürih kentine yerleşti. Burada ne iş yapacağını araştırırken, kentte ölen bir Türk'ün cenazesinin naklinde yaşanan sorunlar üzerine, önce onun cenazesinin Türkiye'ye gönderilmesini sağladı. Sonrasında da küçük bir şirket kurarak, cenaze taşımacılığı yapmaya başladı.
Ali Furat'ın şirketi, takip eden yıllarda hızlı büyüme gösterdi ve ülkeler arası cenaze taşımacılığı yapan tanınmış bir firma oldu. Yaklaşık 15 yıllık dönemde 5 bin kişinin cenazesini ülkelerine ulaştıran Furat'ın cenazesini taşıdığı kişiler arasında Suudi Arabistan ve diğer bazı Arap ülkelerinin kraliyet ailesi üyeleri, dünyanın sayılı zenginlerinden Suudi Gusaybi ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın dayısı olan işadamı Faruk Yalçın da yer aldı.
Cenaze taşıma karşılığında ortalama 8 bin dolar ücret alan Furat, bu rakamın, cenazenin bulunduğu ülke ve yerin konumuna bağlı olarak 75-80 bin dolarlara ulaşabildiğini belirtti. Furat, cenaze taşımacılığı işiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Örneğin Tanzanya'da Klimanjaro dağlarına tırmanırken ölen bir dağcı gencin cenazesinin oradan alınıp, ABD'ye götürülmesi için epey uğraş verdik. Havadan bölgeye iniyorsun, olay yerine gidiyorsun, cenazeyi alıyorsun. Yine Queen Elisabeth gemisiyle dünya turuna çıkan ve Pasifik'in ortasında kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren bir bayan yolcunun cenazesinin oradan alınıp, İsviçre'ye getirilmesi işini üstlenmiştik. Bu da oldukça zahmetli bir işti. Helikopter ve sürat teknesi gibi araçlara ihtiyaç duymuştuk. Bu tür cenaze nakillerinde organizasyon maliyeti artıyor.
Biz, cenazenin defini dışındaki bütün işlemleri yürütüyoruz. Ancak bazı durumlarda cenazenin ülkeye götürülmesi işini ölen kişinin yakınları üstleniyor. Örneğin Suudi Arabistan Kraliyet ailesinin kızlarından birinin cenazesini, bizzat Kralın oğlu Boeing 747 uçağı ile gelerek aldı. Biz, cenazeyi uçakta teslim ettik. Yine dünyanın sayılı zenginlerinden Gusaybi'nin cenazesini de Airbus A320 ile yakınları aldılar.
Dünyanın her yanında faaliyet gösteriyoruz. Rusya'dan Hindistan'a, Çin'den Güney Afrika'ya kadar her yere cenaze götürdük.”
“AKLINI MI YİTİRDİN OĞLUM?”
Furat, cenaze taşımacılığı yapmayı planladığında öncelikle eşinin fikrini aldığını söyledi. Eşinin “Aman eve iş getirme de, ne yaparsan yap” dediğini belirten Ali Furat, Balıkesir'de oturan annesinin ise “Oğlum, sen aklını mı yitirdin? Nereden çıktı bu? Bırak bu işi başkası yapsın” şeklinde kendisine tepki gösterdiğini ifade etti. Furat, cenaze taşımacılığı yaparken karşılaştığı bir olayı da şöyle anlattı:
“İş yerindeyim. Bir bayan (oğlum öldü. Cenazesini Amerika'ya götürmek istiyoruz) diye telefon etti. Üzüntümü belirtip, (oğlunuz nerede, ne zaman öldü) diye sordum. Amerikalı bayan, (tam ölmedi, yarın saat 14'te ölecek) deyince şaşırdım. (Bu Amerikalılar, ne programlı insanlar, herşeyi organize ediyorlar. Anlaşılan azraille bile randevulu çalışıyorlar) diye düşündüm ve telefonda (nasıl yani?) diye sordum. Meğer, Amerikalı gence Dignitas'da ötenazi uygulanacakmış. Ötenazi saati de ertesi gün saat 14.00 olarak belirlenmiş.”
OSMANLI HANEDAN ÜYESİNİN MİRASÇILARI BULUNAMADI
Ali Furat, yıllar önce Zürih'te ölen Enis Ecer adlı Türkle ilgili de şu hikayeyi dile getirdi:
“Zürih'te 1919 doğumlu Enis Ecer adlı biri ölüyor. Zürih Belediyesi hiçbir yakınını bulamayınca belki yardımcı olabiliriz diye bizi aradı. İsviçre'deki Türkler arasında araştırma yaptık, tanıyan yok. İnterpol'den yardım istendi. Ecer, Berlin doğumlu görülüyor. İsviçre'de de yüklü bir mal varlığı ve parası var. Yakınları bulunmazsa, bunlar bu ülkeye kalacak. Biz de, belki Türkiye'de bir yakını vardır, onu bulalım da para Türkiye'ye gitsin diye uğraşıyoruz. Bir şey bulabilir miyiz diye evine gittik. Sağı, solu karıştırdık. 40-50 yıllık mandallı eski bir valiz bulup açtık. İçinden, Türkiye'ye gönderilen para makbuzları çıktı. Ankara'da bir isim. Ankara'da bu isimdeki kişilerin telefonlarını tespit ettik, başladık tek tek aramaya. Telefonun birini aksanlı bir bayan açtı. Öleni tanıyor, (Teyzemle beraber yaşıyordu) dedi. Ama teyze de ölmüş. Sonuç çıkmayınca, bir gazeteye kişiyi tanıyan olup olmadığına dair küçük bir ilan verdik. Bir sürü kişi aradı, (biz akrabayız) diye. En ilginç telefon da Muş'tan geldi. Telefonu açan kişi yöresel şivesiyle, “Biz onu tanıyruk, biluruk. Onun akrabasu bizuk” diye hak iddia ediyor.
Ne yazık ki Enis Ecer'in yakınlarını bulamadık ve yüklü mal varlığı İsviçre'ye kaldı.”
YATIRIMLARINI BÜYÜTTÜ
Türk işadamı Furat, cenaze taşımacılığından sonra başka alanlarda da yatırıma yöneldi. Cenazelerin taşınmasında sigorta yapılması gerektiği için önce bir sigorta şirketi kurdu. Daha sonra özel hastane işletmeciliğine soyundu. Bir araç galerisi de bulunan Furat, son olarak da İsviçre'de inşaat alanında faaliyet göstermeye başladı.