Çeçenistan’dan dönen 451 işçi patrona dava açma kuyruğuna girdi

BAŞBAKANLIK Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) organizasyonuyla Çeçenistan’dan getirilen mağdur işçiler hem alacaklarının peşine düştü hem de patronları Penta İnşaat’ın sahibi Siyavuş Mehmetzade hakkında suç duyurusunda bulunmaya başladı. İşçilerin cep telefonuyla çektikleri bir görüntüde Mehmetzade’nin, “Bacağınızdan asarım, siz hepiniz komünist misiniz lan, nerenin komünistisiniz” dediği saptandı. Kasım ayında şantiyede bu kaydı yapan işçiler, 4 Aralık’tan beri patronlarıyla bağlantı kurulamadığını öne sürdü.       �
Tehditler yargıya taşınacak
Mağdurların avukatı Lalezar Nergiz, işçilerden habersiz olarak yurda pasaportlarına işletilmek kaydıyla cep telefonu getirtildiğini belirterek, “Başka işçiler de var ama biz Fatih Menteş adlı işçi adına bu konuda suç duyurusu yaptık. Bunun dışında insan ticareti yapıldığına ilişkin suç duyurusu dilekçesini de hazırlıyoruz” dedi. İşçilerle Mehmetzade arasındaki görüşmede çekilen cep telefonu görüntülerini de incelediklerini kaydeden Nergiz, tehditler nedeniyle de yargıya gideceklerini söyledi.
Çok sayıda dava açılacak
Konuyla ilgili 10 avukatın araştırma yaptığını ifade eden Nergiz, “Birçok suç unsurunun tespiti yapılıyor. Önümüzdeki süreçte firma sahiplerine çok sayıda dava açılacağı kanaatindeyim. Önceliğimiz pasaportlarla cep telefonu satın alınmasıdır. Amacımız işçilerin pasaportlarının başka suçlara karıştırılıp karıştırılmadığını tespit etmek” diye konuştu. �
Pasaportlarımıza el konuldu
Pasaportlarına Çeçenistan’a gittiklerinde çalışma izni çıkarılacağı söylenerek Penta şirketinin yetkilisi olan İsmet Ç. tarafından el konulduğunu belirten işçilerin sözcüsü Engin Yaz şu iddialarda bulundu: “Hepimiz çalışma kampındaydık ve pasaportlarımıza el konulmuştu. Türkiye’den 5 Ekim tarihindeki açılış törenine katılan 18 milletvekilinin gelmesiyle yaklaşık 120 kişinin pasaportu göstermelik olarak iade edildi. Bu arkadaşlarımız memleketlerine geri döndüler. Bazıları telefon almak istediğinde yurtdışından bir cep telefonunun kendileri adına getirildiğini ve üzerlerine kayıt edildiğini öğrendiler. Önceki gün gelen arkadaşlarımızın çoğu daha yeni memleketlerine dönebildiler. Onların şu anda cep telefonu düşünecek durumda olmadığını biliyorum. Ancak Fatih Menteş, Fethi Yılmaz, Yunus Yılmaz ve adı aklıma gelmeyen 5-6 arkadaşımızın haberleri olmadan üzerlerine cep telefonlarının kaydedildiğini öğrendik. Pasaportlarımızda belli tarihlerde kendi adımıza giriş çıkışların yapıldığını gördük. Ancak biz hiçbir yere gitmedik.”

Patrondan işçilere: Bacağınızdan asarım

ÇEÇENİSTAN’da işçilerle bir görüşmesinde Siyavuş Mehmetzade’nin zaman zaman tehditlere varan konuşmalar yaptığı belirlendi. Cep telefonuyla kaydedilen bir görüntüde işçilerle Mehmetzade arasında özetle şu konuşma geçiyor:
İşçi: Kimse kimseye zorla kabul edilmesin diye bir şey söylemedi Siyavuş Bey.
Mehmetzade: Peki İsmet’in oraya bir anda 100 kişi neden saldırdı ismini yazdırmak için? Kendi kendinizi mağdur ediyorsunuz, beni de ettiniz. Bir daha da burada bir şey çıkmasını engelleyen olursa bacağından asarım. Buradan herkese söylüyorum. Mağduriyeti düzeltmeye çalışıyorum. Bugüne kadar hepinizi ben yedirdim. Yanımda durun beraber çıkalım. Niye adamı çıkarmıyorsunuz?
İşçi: Ben gidiyorum demedim dediysem şerefsizim. Akşam geldiniz 2000 dolar dediniz. Bu verdiğiniz para insanların yaralarını sarmıyor.
Mehmetzade: Ne yaralarını sarmıyor? Sana 5 milyar para verdim nasıl yaralarını sarmıyor?
İşçi: 5 milyarı nasıl alıcam?
Mehmetzade: Az alan az alacak, çok alan çok alacak.
İşçi: İsmet Bey dedi ki 2000 dolar. Burada illa birinin adamı mı olmak lazım. Biz burada sadece adalet istedik. Burada hiç çalışmayıp hesabını kesip gidenler var.
Siz komünist misiniz?
Mehmetzade: Siz hepiniz komünist misiniz lan? Nerenin komünistisiniz?
İşçi: Biz adalet istiyoruz, derdimizi anlatıyoruz.
Mehmetzade: Adalet varsa ben neden haksızlığa düşüyorum? Bir dakika ya adalet nerede var, varsa ben neden haksız durumdayım? Bir dakika dur be ben de mağdurum. Sen de mağdursun. Siz bir gitmediniz. Siz aranızda 1000 tane adam inanıyor musunuz param var da size vermiyorum.
İşçi: Bize her gün diyor ki yarın verilecek muhasebeyi aradık. 2 gün sonra para geliyor vereceğiz dediler.
Mehmetzade: Gelmedi.
İşçi: Biz dedik ki...
Mehmetzade: Gelmedi.
İşçi: Gelmediyse Siyavuş Bey deyin ki bize
Mehmetzade: Ben dedim ki sana Türkiye’de para buldum. Bu parayı alın. Siz de diyorsunuz gidiyoruz. Kara dedim ki sen 5 milyar alıyorsun ortalama 2 bin dolar para alınıyor 50-60 kişi.

ÇEÇENİSTAN’DA MAHSUR KALAN İŞÇİLERDEN ADEM İLKAZİ AİLESİNE KAVUŞTU

 ÇEÇENİSTAN’da çalıştıkları inşaat şirketiyle maddi sorun yaşayan, işveren tarafından pasaportlarına el konularak rehin tutulan ve Türk yetkililerinin devremeye girmesiyle serbest kalan işçiler arasında yer alan ve yaşanan dramı çektiği cep telefonu görüntülerini sosyal paylaşım sitelerinde yayınlayarak duyuran 44 yaşındaki Adem İlkazi, İzmir’in Kınık İlçesi’nde yaşayan ailesine kavuştu.

Penta İnşaat’ın Çeçenistan’in başkenti Grozni ile Arnon ve Güdermes kentlerinde bulunan şantiyelerine çalışmak üzere gelen 480 işçi, 2 ay çalıştıktan sonra işverenle maddi sorun yaşamaya başladı. İş bırakma eylemi yapan işçilerin pasaportlarına işveren firma tarafından el konuldu. Ülkeden ayrılamayan işçilerin durumunun basına yansıması ve işçi ailelerinin girişimleri sonucu, İçişleri ve Dişişleri Bakanlıkları ile Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) devreye girdi. 480 işçi Türk Hava Yolları’ndan kiralanan özel bir uçakla 15 Aralık Perşembe günü Ankara’ya getirildi. İşçiler buradan da AFAD tarafından kiralanan otobüslerle memleketlerine gönderildi.

Çeçenistan’daki Türk işçilerinin yaşadığı dramı çektiği cep telefonu görüntüleriyle sosyal paylaşım sitelerine koyarak duyuran Adem İlkazi, Kınık İlçesi Cumalıköy’de yaşayan ailesinin yanına geldi. İlkazi, DHA’ya yaptığı açıklamada, geçen ağustos ayında ailesine daha iyi bir yaşam sağlamak için Çeçenistan’a çalışmaya gittiğini söyledi. İşe başladıktan iki ay sonra firmayla aralarında maddi sorunlar çıktığını kaydeden İlkazi, "Bizler de işi bıraktık ve işverenden çalıştığımız ayların maaşlarını ödeyip bizleri memleketimize göndermesini istedik. Onların bizi göndermemesi üzerine, gerek bizler internet aracılığıyla gerekse ailelerimizin girişimleriyle dönebildik. Bugün sağ salim evime gelmenin mutluluğunu yaşıyorum ama üzgünüm. Ben evimden çocuklarıma daha rahat bir yaşam sağlama umuduyla çıkmıştım. Oğlum şu an vatani görevini yapıyor. İsterdim ki buraya geldikten sonra oğlumu ziyaret edip biraz harçlık bırakayım. Fakat Türkiye’ye gelirken bir şişe su bile alacak param yoktu" diye konuştu.

İlkazi’nin eşi 30 yaşındaki Hasime İlkazi, Türk işçilerinin yurda dönmesine sağlayan herkese teşekkür ederken, baba Abdullah İlkazi sevinç gözyaşı döktü. Anne Güldane İlkazi de, "Oğlumuzu bize kavuşturan tüm yetkililer sağ olsunlar, var olsunlar" dedi.