Güncelleme Tarihi:
HÜRRİYET ve DenizBank işbirliği ile gerçekleştirilen ‘Tarım Zirve’lerinin ikincisi Aydın’dan sona Kars’ta düzenlendi.
Kars’ta gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü Noyan Doğan üstlenirken, konuşmacılar Hürriyet Ekonomi Müdürü Sefer Levent, Denizbank Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Burak Koçak, Hürriyet yazarı Vahap Munyar, Türkiye Kırmzı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş’tan oluştu.
TARIMDA SABIR GEREKİYOR
DenizBank olarak son dönemlerde oluşturulan politikaları yakından takip ettiklerini dile getiren Burak Koçak, “Banka olarak biz elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’de et hayvancılığını süt hayvanları ile yapmaya çalışıyoruz. En büyük problem de buradan kaynaklanıyor. Bizim bu ırkı değiştirmemiz gerekiyor. Hem et hem süt yönünden verimi yüksek hayvanlara yönelmemiz gerekiyor. Tarım ve hayvancılıkta en önemli şartların başında ‘sabır’ geliyor. Teşhisler, atılan adımlar doğru. Bize de banka olarak üretimizin yanında olmak düşüyor” dedi. Panelde ortaya çıkan ‘her çiftçiye asgari ücret ödensin’ önerisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Koçak, “Biz de banka olarak katıldığımız toplantılarda çiftçi ve üreticilerin daha verimli çalışabilmesi için öneriler sunuyoruz. Çiftçiye maaş verilmesi dışında genç ve kadın çiftçilerin ‘BağKur’ ödemeleri bile karşılansa çok değerli olur. Bazen çiftçilerimiz sigortaları olmadığı için dahi köyden kente göç edebiliyor. Bu tip bir olanağın hayata geçirilmesiyle bile kırsaldan şehre yapılan göçlerin önüne geçilebilir. Böylece nüfus kırsalda kalarak üretime devam eder” diye konuştu. Tarım kelimesinin bitkisel ve hayvansal üretim faaliyetlerinin her ikisini de içine aldığını, aralarındaki organik ilişkinin iki faaliyetin birbirinden bağımsız düşünülmesini olanaksız kıldığını kaydeden Burak Koçak, “Ülkemizin toplam tarımsal üretim değeri 270 milyar TL. Yüzde 43.6’sı bitkisel üretim değeri, yüzde 56.4’ü ise hayvansal üretim değeridir. Ancak bu yüzde 43.6 olan bitkisel üretim değerinin de önemli bölümü hayvansal üretimde kullanılıyor. Bu bağlamda iki alt sektör arasındaki organik ilişkinin yanı sıra hayvancılık da tarımın lokomotif sektörüdür diyebiliriz. Yani birinin çıktısı diğerinin girdisidir. Hatta 2001’de yapılan son tarım sayımına göre işletmelerin yüzde 2.36’sı sadece hayvansal üretim yapan tarım işletmesi, yüzde 30.2’si sadece bitkisel üretim yapan tarım işletmesi, yüzde 67.4’ü ise hem bitkisel hem de hayvansal üretim yapan karma işletmelerdir. Müşterimiz bu şekilde olunca toplam kredimizin dağılımı da buna paralel olarak şekilleniyor” ifadelerini kullandı.
HEP SAHADA VE ÜRETİCİNİN YANINDAYIZ
AYDIN’dan sonra Kars’ta ikincisi düzenlenen ‘Tarım Zirvesi’nde Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Çağlar Göğüş de bir konuşma yaptı. Bu zirve ile Kars’ta hayvancılık yatırımları başta olmak üzere üreticilerin karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini masaya yatırmak amacında olduklarını ifade eden Göğüş, “Hürriyet olarak yaptığımız haberlerde hep sahada ve üreticinin yanında olmayı tercih ediyoruz. Denizbank ile Türkiye’nin yedi bölgesinde gerçekleştirdiğimiz bu iş ile hem sahada çiftçinin sorunlarını dinliyoruz hem de üreticinin yanında yer alıyoruz. Bu doğrultuda ülkemizin her bölgesinde tüm paydaşları bir araya getirip, bu konuları daha fazla sayfalarımıza taşımak istiyoruz” dedi.
HABERLERE DEVAM EDECEĞİZ
Hürriyet gazetesi olarak tarım, gıda ve hayvancılık alanında birçok habere imza atıldığını ifade eden Göğüş, “Et fiyatlarından meyve-sebzedeki sıkıntılara, tarımı ve çiftçiyi etkileyen doğal afetlerden halkın cebini yakından ilgilendiren raflardaki ürünlere yansıyan zamlara kadar geniş bir yelpazede tarım ve hayvancılığın nabzını tutmaya çalışıyoruz. Yaptığımız haberlerin ardından hem sosyal medyadan hem de okuyucularımızdan bir hayli fazla geri dönüş alıyoruz. Örneğin Hürriyet gazetesinin ekonomi sayfalarında Ekmekte GDO izi başlığı ile, gazetemizin birinci sayfasında ise ‘Ekmeğimizle oynuyorlar’ başlığı ile yayınlanan haberimiz büyük ses getirdi. 20 Mart 2017’de yayınlanan haberimizin ardından dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik hemen devreye girdi ve ‘Halkın ekmeğiyle oynatmam’ diyerek GDO’lu ekmek katkı maddesinin kullanıldığı Adana’da incelemeler yapılmasını sağladı. 1 haftalık süre içinde söz konusu ürünü üreten firmaya ve yetkililerine cezai yaptırım uygulandı.
‘Kaçak etin merkezi’ başlığı ile yayınlanan haberimiz de ses getirenler arasındaydı. Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerden kaçak yollardan ülkemize sokulan ve el altından pazara sürülen etlerin izini Hürriyet sürdü. Ülke gündemine taşıdı. Haberin ardından etlerin satıldığı noktalara baskınlar düzenlendi. Bu örnekleri çoğaltmamız mümkün. Hürriyet gazetesi olarak şimdi olduğu gibi gelecekte de gıda, tarım ve hayvancılık alanında özel haberlerimizi yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
ÇİFTÇİ KÜSERSE İTHALATA MAHKÛM KALIRIZ
HÜRRİYET gazetesinde tarım, gıda ve hayvancılık alanına büyük bir önem verildiğine dikkat çeken Sefer Levent, bu alanda yaşanan sorunların temelinde yüksek fiyatların yattığını ifade etti. Hürriyet’te Sefer Levent imzası ile yayınlanan ‘Vatandaşın Ekonomisi’ köşesinde gündeme taşıdığı bazı haberlerden örnekler veren Levent, “Restoranlar ürünlerinde bazı hilelere başvuruyor. Vatandaşı aldatıyor. Kars ve çevresinde hayvan hırsızlıkları son günlerde sıklıkla gündeme geliyor. Bunlar neden oluyor? Çünkü tarım, gıda ve hayvan fiyatları çok yüksek seyrediyor. Bunun kabul edilmesi gerekiyor. Bir şeyin fiyatı yüksekse ve ulaşılmazsa o işte kaçakçılık, hırsızlık artıyor. Bunlardan kurtulmanın yolu ise fiyatları düşürmekten geçiyor. Fiyat düşüşü de ancak akıllı ve uzun vadeli politikalarla gerçekleştirilebilir. Örneğin et fiyatını düşürmek için et ya da hayvan ithalatı yapılıyor. Et fiyatlarını düşürmek için ise ‘danaya değil anaya bakmak gerekiyor’ Hayvan fiyatları et ithal edilerek çözülemez. Bu alanda benim de bir önerim var. Et fiyatların düşürmek için besilik hayvan getirenlere yüzde 30’u kadar dişi hayvan getirme zorunluluğu gibi bir kural koyulabilir. Bu hayvanların satışı ya da kesimi de belli bir süre kısıtlanabilir. Çünkü dışarıdan müdahalelerle çiftçi zarar etmemeli. Çiftçi küstürülürse ithalata mahkum kalırız” diye konuştu.
CARİ AÇIK PROBLEMİ ‘ÜRETİMLE’ ÇÖZÜLÜR
HAYVANCILIĞIN Türkiye’de küçük işletmelerde yapıldığında dikkat çeken Vahap Munyar, işletmelerin büyümesi gerektiğini, büyük ölçekli işlerde maliyetlerin düşürülebileceğine vurgu yaptı. Arazi toplulaştırması gibi çalışmalarla çiftliklerin büyütülmeye çalışıldığını, ancak bir türlü istenilen seviyeye ulaşılamadığını dile getiren Munyar, “Küçük işletmeler mazot ve yem giderlerinin artmasından daha çok etkileniyor. Anlaşmalı çiftçilikle bazı şeyler aşılabilir. Ata Holding’in kurucularından Ertuğrul Kurdoğlu’nun büyük oğlu Erhan Kurdoğlu, hayvancılıkla ilgili bir seyahatte şunları söylemişti: ‘TİGEM arazisini kiraladık. Kendi yemimizi üretince ancak durumu kurtarır hale geldik. İşe başladığımızda toprak düşündüğümüz verimi sağlamıyordu. Sadece 500 dönüm araziye ekim yapabilecek durumdaydık. 15 yılda 11 bin dönüm araziyi iyileştirdik. Ekilebilecek duruma getirdik.’ Bu örnek de gösteriyor ki küçük ölçekli iş yapmak çok zor. Türkiye’nin 280 milyon dönüm ekilebilir arazisi var. Ancak 100 milyonu ekiliyor. 55 milyar dolarlık üretim yapılıyor. Eğer tamamını ekebilsek 180 milyar dolar daha gelir elde edilebilir. Bu olursa Türkiye’nin cari açık diye bir sorunu kalmaz” ifadelerini kullandı.
BREZİLYA’DA ETE YÜZDE 30 ZAM
TÜRKİYE’de son yılların en çok tartışılan konuları arasında yer alan et fiyatları ile ilgili açıklamalarda bulunan Bülent Tunç, “Et pahalı deniyor ancak neye göre pahalı. Önce buna karar vermek gerekiyor” dedi. Üreticiliği hiç yapmayanların, onların neler yaşadığını bilemeyenlerin, nasıl sorunlarla karşılaştığını dikkate almayanların bu konuda yorum yaptığını dile getiren Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bana sorarsanız et fiyatları pahalı değil. Üreticinin bulunduğu şartlar ve maliyetlere bakıldığında iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Çünkü üretici de para kazanamıyor. Hayvan sayısı her geçen gün azalıyor. Üreticiler, et fiyatları yüksek denilerek spekülatör olarak adlandırılıyor. Madem üreticiler fazla para kazanıyor neden Türkiye’nin en büyük firmaları bu alana girmiyor. Gelen firmalar da ne den 5 yılda bu sektörden kaçıyor. Türkiye’deki çiftçilerimiz çok zor şartlarda çalışıyor. Üretmeye de devam edecek. Ancak unutulmaması gereken bir durum var. Dünyada hayvan sayısı sınırlı değil. Brezilya’dan 3 gemi hayvan geldi. Brezilya’da, dördüncü gelmesin diye çalışma yapılıyor. Çünkü Türkiye’nin hayvan alımı yapmaya başlamasının ardından, Brezilya’da et fiyatları yüzde 30 yükseldi.”
TÜRKİYE’NİN KABA YEM PROBLEMİ VAR
ÜLKEDE nüfusun artmasına rağmen hayvan sayısının artmadığına dikkat çeken Ülkü Karakuş, “Kars’ın nüfusu 80 yıl önce de bugün de 300 bin civarında. Türkiye’nin nüfusu ise 16 milyondu 80 milyona geldi. İnsanlar kırsaldan kente göç etmeye devam ediyor. Kars ve çevre iller hayvancılık için çok özel bölgeler. 2018 Türkiye’sinde hayvanın olduğu yerde insan yok, insanın olduğu yerde
hayvan yok. Ancak Kars böyle bir yer değil. Bu bölge hayvan yetiştiriciliği için çok önemli bir yer. Burada dikkat edilmesi gereken nokta yem üretimi. Yem üretiminin arttırılması gerekiyor. Yem üretimi düştükçe hayvanlar kapalı alanda yetiştirilmeye başladı. Bu da maliyetleri arttırdı. Öncelikle hayvanın işkembesini dolduracak kaba yem üretiminin arttırılması sağlanmalı. Türkiye 30 yıldır hububat üretimini arttıramadı. Bunun arttırılması gerekiyor. Türkiye’nin hayvancılıkta en büyük problemlerinin başında kaba yem üretimi geliyor. Üretici de kesif yem almak zorunda kalıyor. 3 yıl önce 35 lira olan yem fiyatı 60 liraya kadar çıktı. Kars tarım alanlarının yüzde 20’sini sulayabiliyor. Sulanabilir tarım arazisi artarsa birçok problem de çözülmüş olur” dedi.
ARAZİLERİN YÜZDE 90’I SUYA KAVUŞACAK
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Danışmanı AK Parti Kars eski milletvekili Yunus Kılıç da panelde katılımcılar arasında yer aldı. Çiftçilerin, üreticilerin sorunlarını dinleyen ve onları yanıtlayan Kılıç, Kars’ta yapılan baraj yatırımlarına değindi. Barajlar sayesinde Kars’taki sulanabilir arazilerin yüzde 90’ının suya kavuşacağına dikkat çeken Kılıç, “Kars’ta her suyun başına baraj yapıyoruz. Yem bitkisini üreteceğiz. Maliyet düşecek. Kars’ta, Türkiye’de ilk ve tek olan organize besi bölgesi için alt yapı yatırımlarının tamamlandık. Temelini atmak üzereyiz. Kars’ta katma değeri arttıracağız” diye konuştu.