Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2011 14:33
Yıldız Holding ve Kuveytli Al Sayer Franchising Company ortaklığıyla Türkiye pazarına giren Caribou Coffee, ilk mağazasını açtı.
Yıldız Holding bünyesindeki Cafe Crown'ın yüzde 50'sinin Kuveytli Al Sayer Grubu'na satılmasının ardından açılan Bağdat Caddesi'ndeki Caribou Coffee, kahve zincirinin dünyadaki en büyük mağazası oldu. Önümüzdeki süreçte spor tesislerinde bulunanlar dışındaki Cafe Crown mağazaları Caribou Coffee'ye dönüştürülecek. Ülker'in perakende satışı yapılan kahve markası Cafe Crown ise aynı şekilde varlığını sürdürecek.
Türkiye'deki ilk Caribou Coffee'de AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Caribou Coffee Dünya Başkanı Mike Tattersfield, Ortadoğu'da uzun süredir ortaklık kurdukları Al Sayer Grubu'ndan, bölgedeki fırsatları değerlendirmelerini istediklerini ve Türkiye'nin de bu fırsatlar arasında dikkatlerini çektiğini anlattı.
“Türkiye'ye girerken, bizim için 'evet' demek çok kolay oldu”Tattersfield, “İlk olarak ülkeyi, gençliğini ve potansiyelini çok sevdik. Al Sayer Grubu, büyüklüğü, potansiyeli ve kahve pazarının durumu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'yi düşünmemiz gerektiğini söyledi. Bizim için 'Evet' demek çok kolay oldu” diye konuştu. Halihazırda ABD'nin ikinci büyük kahve zinciri olarak Ortadoğu'da ve Kore'deki operasyonlarıyla birlikte toplamda yaklaşık 600 mağazaya sahip olduklarını aktaran Tattersfield, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bize, 'neden dünyanın her yerinde şubeler açmadığımızı' soruyorlar. Öncelikle bulunduğumuz ülkelerde gelişmek ve markamızı daha da güçlendirmek istiyoruz. Bundan sonra başka ülkelerde büyümeye geçebiliriz. Bir kahve zinciri markası oluşturmak çok fazla disiplin gerektiriyor. Sadece parmaklarınızı şıklatıp her yerde mağazalar açamazsınız. Çok fazla enerji ve zaman gerektiriyor.”
“İnsanların, 'Caribou'yu seviyorum' demesini istiyoruz”Yaklaşık altı bin yerel “kahve dükkanı”nın bulunduğu Türkiye kahve pazarının hala çok genç ve gelişmemiş olduğunu belirten Tattersfield, bu nedenle pazarın kendileri için büyük fırsatlar sunduğunu söyledi. Tattersfield, “Günün sonunda insanların 'Caribou, hoş bir yer' yerine 'Caribou'yu seviyorum' demesini istiyoruz. Başarıyı böyle ölçüyoruz. Bizim için önemli olan mağaza sayısı değil ama pazarda 150-200 mağazalık potansiyel görüyoruz” diye konuştu.
“Marka sadakati oluştuktan sonra marketlere de gireceğiz”
Tattersfield, öncelikle 150-200 mağazalık bir kahve zincirine ulaşarak, insanlarda bir sadakat oluşturduktan sonra marketlerde kendi markalarıyla kahve satmayı da planladıklarını ifade ederek, kahveyle ilgili bütün kanallarda yer almanın önemine işaret etti. Market kanalına girdiklerinde Ülker'le çalışıp çalışmayacaklarına ilişkin bir soru üzerine Tattersfield, Ülker'in bu konudaki uzmanlığına işaret ederek, ABD'deki market ağlarını da benzer bir ortakla yürüttüklerini söyledi.
“Düşük maliyetli lüks olarak algılandığımız sürece, büyümeye devam edeceğiz”
Krizin içinde bulundukları sektöre etkisine ilişkin bir soru üzerine Tattersfield, kriz döneminde ABD'deki bütün şirketler bir yeniden ayarlama yaparken, Caribou'nun böyle bir şeye ihtiyaç duymadığını belirtti. Tattersfield, 2008 yılında satışlarında bir miktar performans düşüklüğü olsa da, 2009-2011 döneminde Caribou'nun en iyi finansal sonuçları elde ettiğini aktararak, “İnsanlar, bir kahvede geçirdikleri zamanı 'benim zamanım' olarak görüyorlar. Düşük maliyetli bir lüks olarak algılandığımız sürece, büyümeye devam edeceğiz” dedi.
Girdikleri ülkelerde yerelleşmeye de önem verdiklerini dile getiren Tattersfield, kendi markalarını, kahvelerini ve kültürlerini getirdiklerini ancak ondan sonrasını yerel ortaklarının şekillendirmesini istediklerini söyledi.
“150-200 mağazalık bir zincire 10 yılda ulaşacağız”Al Sayer Franchising Company Genel Müdürü Hamad Alsayer de, Türkiye'yi yalnızca kahve zincirleri açısından değil genel olarak yatırım için cazip bir
ülke olarak gördüklerini belirtti. Alsayer, “Ailemiz, Türkiye'deki yatırımlarını genişletmek istiyor. Özellikle inşaat, otomotiv, ticaret sektörlerine odaklanıyoruz. Türkiye pazarının, bir iş başlatmak için tüm potansiyele ve altyapıya sahip olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Yerel bir kahve zinciri olarak Cafe Crown markasını uluslararası isme sahip Caribou'ya dönüştürerek, güçlü bir isimle pazara sağlam bir giriş yapmak istediklerini söyleyen Alsayer, ilk aşamada 20 dükkanın dönüştürüleceğini kaydetti. Alsayer, 150-200 mağazalık bir zincire 10 yıllık süre içinde ulaşmayı hedeflediklerini dile getirdi.
“Spor tesislerindeki Cafe Crown'lar kalacak”Yıldız Holding Gıda, Dondurulmuş Ürünler ve Kişisel Bakım Grup Başkanı Zeki Ziya Sözen de, Cafe Crown markasıyla Yıldız Holding olarak kahve pazarına girdiklerinde asıl olarak perakendede güçlü bir marka yaratmayı amaçladıklarını, Cafe Crown kahve zincirini de markalarının prestijini destekleyen bir unsur olarak gördüklerini anlattı.
Sözen, “Bizim markamız perakende sektöründe güçlü bir yere geldi ve pazarda birçok yenilikler yaptık. Fındıklı 'üçü bir arada' ile fark oluşturduk ve bir numara olduk. Cafe Crown olarak ana işimiz devam ediyor, devam edecek” dedi. Al Sayer Grubu'yla işbirlikleri sonucunda Türkiye'de Caribou Coffee zincirinin yüzde 50 ortağı olduklarını belirten Sözen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim Cafe Crown olarak sporda sponsorluklarımız var. Spor tesislerindeki Cafe Crown zincirlerimiz devam edecek ama diğer Cafe Crown mağazalarını Caribou Coffee'ye dönüştüreceğiz. 28 Cafe Crown vardı. 24'ü aşamalı olarak Caribou Coffee'ye dönüşecek. Cafe Crown olarak perakendedeki ana işimiz yüzde 100 Yıldız Holding olarak devam edecek. Zaten çok başarılı bir işimiz. Onu güçlü şekilde devam ettireceğiz.” Sözen'in verdiği bilgiye göre, Türkiye'de ana işi ve yan işkolu kahve olan tüm pazarın büyüklüğü yıllık 700 milyon dolarken, sadece kahve zincirleri pazarının büyüklüğü yıllık 200 milyon
dolar civarında bulunuyor.