Güncelleme Tarihi:
Ekonomideki dengelenme süreci ile cari işlemler açığında başlayan düşüşün 2019'da da etkili olması ve 20 milyar doların altına gerileyecek bir ödemeler dengesinin rahatlıkla finanse edilmesi bekleniyor.
Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olarak değerlendirilen ve nasıl finanse edileceği konusunda ekonomistler arasında çok farklı değerlendirmelere neden olan cari işlemler açığının, ekonomideki yeniden dengelenme sürecinde başlayan düşüşünü 2019'da da sürdürmesi bekleniyor.
Geçen yılın temmuz ayına kadar yükselen cari işlemler açığı ağustosta düşüşe geçerek son verinin açıklandığı kasımda 20 ayın en düşük seviyesi olan 33 milyar 932 milyon dolara geriledi. Geçen yılın ağustosundan itibaren üst üste 4 ay cari işlemler fazlası veren Türkiye ödemeler dengesindeki iyileşmenin bu yıl da devam etmesi öngörülüyor.
Ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerle makro ekonomik verilerin yeniden dengelenme sürecine girmesinin ilk meyvesi cari işlemler tarafında alınırken, ihracatın rekorlar kırmaya devam etmesi, bu alandaki gelecek dönem beklentilerinin de iyimser tarafta yer almasını sağlıyor.
CARİ AÇIKTAKİ DÜŞÜŞ FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRİLİYOR
Analistler, 2018'in ilk yarısında önemli bir sorun olarak değerlendirilen cari işlemler açığının 2018'in 8'inci ayında başlayan düşüşünü devam ettirmesiyle, cari işlemler açığının nasıl finanse edileceğine ilişkin endişelerin kısa ve orta vadede sona erdiğini kaydetti.
Cari açıkta öngörülen düşüşün 2019'da Türkiye ekonomisi için fırsat olduğunu değerlendiren analistler, cari işlemler açığının rahatlıkla finanse edilebilecek düzeye gerilemesinin beklendiğini söyledi.
Analistler, Türkiye ekonomisi için 2019'da en önemli riskin yurt içinden değil, yurt dışından gelebileceğini belirterek, küresel ekonomideki yavaşlamanın öngörülerden güçlü olması durumunda Türkiye'nin ihracatının ve sermaye akışlarının bu yavaşlamadan olumsuz etkilenebileceğini aktardı.
2018'de cari açığın üzerinde etkili olan enerji fiyatları ve ekonomideki yavaşlamanın, bu yılki görünüm açısından da belirleyici olacağını kaydeden analistler, petrol fiyatlarının Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) beklentileri doğrultusunda 63 dolar seviyelerinde seyretmesi durumunda cari açığı azaltıcı etkisinin devam edeceğini bildirdi.
Analistler, AB pazarı ve küresel büyümeye ilişkin son dönemde gelen yavaşlama sinyallerinin ihracata etkilerinin takip edilmesi gerektiğini belirterek, cari işlemler açığını azaltacak bir diğer önemli gelir kaleminin ise turizm sektörü olduğunu söyledi. Turizm gelirleri ve turist sayısındaki artış eğiliminin 2019'da da korunması bekleniyor.
"TÜRKİYE KÜRESEL EKONOMİDEKİ YAVAŞLAMADAN ETKİLENEBİLİR"
Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan TD Securities Gelişen Piyasalar Strateji Başkanı Cristian Maggio, Türkiye ekonomisinde zorlukların aşılması için ekonominin biraz yavaşlatılarak dengeye sokulması gerektiğini belirtti. Gerekli derecede sıkı para politikasının uygulanmasının enflasyonu düşürmeye başlayacağını ifade eden Maggio, enflasyonun 2020 yılında da gerilemeye devam edeceği öngörüsünde bulundu.
Maggio, cari açığın da birkaç ay daha düşük kalmaya devam edeceğini söyledi. Türkiye'nin küresel ekonomideki yavaşlamadan etkilenebileceğini aktaran Maggio, dünya ticareti azaldıkça Türkiye'nin yapması gerekenden daha az ihracat yapabileceğini dile getirdi. Maggio, küresel ekonomideki yavaşlamanın Türkiye'ye gelecek sermaye akışını da etkileyebileceğini anlattı.
TL'nin yüksek beta'ya sahip olduğunu vurgulayan Maggio, bunun da TL'nin pozitif bir ortamda kendine eş para birimlerinden daha iyi performans gösterebileceği anlamına geldiğini belirtti. Maggio, "Türkiye için iyi haber cari açığın 2019 yılında düşüşe geçecek olması." yorumunu yaptı.
Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys de mali ve para politikasının sıkı bir şekilde koordine edilmesi ve düzenlenmesinin çok önemli olduğunu belirtti.Türkiye'nin en ciddi meselelerinden bir tanesinin enflasyon olduğunu ifade eden Matys, yurt içinde gıda üretiminin artırılmasının sadece fiyatları düşürmeyeceğini aynı zamanda tarım sektörünü da canlandıracağını ve bunun da Türkiye'deki ekonomik aktiviteye katkıda bulunacağını dile getirdi.