Capital dergisi Haziran sayısından

Güncelleme Tarihi:

Capital dergisi Haziran sayısından
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2001 00:00


Haberin Devamı

İHRACATTA YENİ DÖNEM

1999 yılı sonunda hazırlanan Enflasyonla Mücadele Programı´nda hemen hiç yeri olmayan dış ticaret, son ekonomik programda ağırlıklı olarak yer aldı. Kur´da çapa sisteminden dalgalı sisteme geçilmesi ise ihracat konusundaki umutları çok daha artırdı. Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen, bu yeni konjonktürü değerlendirirken, 2001 yılının ikinci yarısında ve daha sonra yapacakları çalışmaları Capital´e açıkladı.

"KRİZ YAŞAMIŞ YÖNETİCİ ARAYIN"

Heidrick & Struggles International, dünyanın en büyük insan kaynakları danışmanlık şirketlerinden... Özellikle üst düzey yönetici temininde uzman. Bir süre önce Türkiye pazarına da giren şirketin yönetim kurulu üyesi Jürgen B. Mülder, krizden etkilenmemek için kurumsallaşmaya gidilmesi gerektiğini, krizden etkilenmemek için doğru yöneticilerle çalışılması gerektiğini hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor: "Bence iyi şirketler yönetimlerinde daha önce kriz yaşamış, uluslararası tecrübeye sahip birkaç kişiye yer vermelidirler."

"STRATEJİK DÜŞÜNME DÖNEMİ BAŞLIYOR"

Capital, bu ay dünyanın önde gelen strateji ve organizasyon gurularından Prof. Henry Mintzberg ile konuştu. Kanada'daki McGill University İdari Bilimler Fakültesi'nde görev alan Prof. Mintzberg, strateji kavramına oldukça farklı yaklaşıyor. Prof. Mintzberg'e göre, stratejiler genellikle şirket içinde gelişmekte olan olaylardan bağımsız oluyorlar. Bu nedenle Mintzberg uzun vadeli strateji belirlemenin gerekli ve yararlı olduğuna inanmadığını belirtiyor. Strateji, planlama ve organizasyon alanında çok ilginç ve kendine özgü fikirlere sahip olan Prof. Henry Mintzberg tüm görüşlerini Capital ile paylaştı.

ARZ DALGASI KÖPÜRÜYOR

Türkiye'de 1980 sonrasında ihracat kapıları açılınca, satamazsam ihraç ederim mantığıyla her alana kontrolsüz yatırımlar yapıldı. Türkiye'de neredeyse bütün sektörlerde atıl kapasite sorunu yaşanıyor. Kağıt karton, pencere, un, salça, tavukçuluk, gübre gibi sektörlerde kapasitelerin yalnızca yarısı kullanılabiliyor. Makarnada yüzde 62, otomobilde yüzde 57, hazır betonda yüzde 55, bisküvide yüzde 56 ve hatta deri konfeksiyonunda yüzde 80 kapasite fazlası var. Ancak, değişen ekonomik koşullar yatırımların yönünü değiştiriyor. Capital, yatırımcılara ve sektör uzmanlarına yol göstermesi amacıyla sektörlerin kapasiteleri ve kapasite kullanım oranlarını bu araştırmada bir araya getirdi.

GIDANIN YENİ DEVİ

Sabri ve Asım Ülker, gıdanın devi Ülker'in iki kurucusu. 1987 yılında Asım Ülker ayrılmaya karar verince, grup şirketlerinden Uzay Gıda'yı alıp kendi işini kurdu. Bütün enerjisini bu şirkete verdi, kısa zamanda büyük mesafe aldı. Bir süre sonra şirketin yarısını, ardından da tamamını Pepsi Co'ya sattı. Elde ettiği gelirle yatırımlara yöneldi, Türkiye'nin en büyük cips tesislerine hayat verdi. Şimdi Kar Şirketler Topluluğu çok sayıda sektörde faaliyet gösteriyor, gıda devi olma yolunda ilerliyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Faruk Berksan, "Hedefimiz gıdada büyümek"diyor.

AYDIN BEY'İN İKİNCİ BAHARI!

Aydın Giz, uzun yıllar Türkiye'de elektronik sektöründe çalıştı. Profilo Holding bünyesinde üst düzeyde görev yaptı. Tam yıldızının parladığı dönemde, biraz da koşullara kızıp, İsviçre'ye gitti. Orada elektronik alanında çalışan Farimex şirketine ortak oldu. 1980'de başladığı ikinci baharında, Doğu Avrupa'daki özelleştirmeleri fırsata dönüştürerek şirketine hızlı büyüme yaşattı. 2000 yılında Farimex 203 milyon dolar ciro yaptı. Elektronik sektöründe sonuncu sırada yer alan Farimex bugün Philips ve Thomson'dan sonra geliyor. Aydın Giz, iş yaşantısının dışında siyasetle de yakından ilgileniyor. 1995 yılında Giresun'dan milletvekili adayı olan Aydın Giz, Yeni Demokrasi Hareketinin kurucuları arasında yer aldı.

KOÇLAR İŞ BAŞINDA

"Life coaching" (Hayat koçluğu), son dönemin yükselen kavramlarından biri... ABD'den sonra İngiltere'de hızla yayılıyor. Bazı uzmanlar, amacını, "Potansiyeli maksimize etmek", bazıları "kişinin özel hayatını da dahil ederek bir çeşit kariyer planlaması" olarak nitelendiriyor. Güçlü tarafları ve zayıf yönleri anlama konusuna dikkat çekenler de var. Hatta yöneticinin hayatını değiştirebileceğini ileri sürenler de var... İşte bu amaçlara, son yıllarda "hayat koçu" olarak nitelendiren uzmanlarla koşanların sayısı hızla artıyor... Hayat koçları ile çalışan pek çok ünlü de bulunuyor. Bunlardan iki tanesi: Bill Clinton ve Andre Agassi. Önümüzdeki yıllarda daha çok hayat koçu ile karşılaşacağız, tanışacağız gibi gözüküyor.

"GIDA SEKTÖRÜNDE KADIN OLMAK ZOR"

İş Bankası, 1997 yılında, Erol Evcil'in kredi borcuna karşılığı el koyduğu Eze Zeytincilik'le birlikte gıdaya girdiğinde, sektöre yabancıydı. İlk etapta Eze'nin yeniden yapılandırılması görevi İzmir'deki iştiraklere verildi. Yeni adıyla Antgıda'nın yönetimi İş Bankası'nın iştiraklerinden İzmir Demir Çelik tarafından üstlenildi. Bu arada da banka, Eze Zeytin'in dağıtımını yapacak şirket arayışına girdi. Ancak daha sonra bu karardan vazgeçilerek Zepa Pazarlama kuruldu. Bu şirketin başına da eski bir finansçı ve Tuncay Artun döneminde İMKB Başkan Yardımcısı olan Deniz Ormancıoğlu getirildi. Capital hiç planlamadığı halde gıda işine giren Ormancıoğlu ile zeytinyağı işindeki serüvenini ve şirketlerin hedeflerini konuştu.

ANADOLUYU TAŞIYANLAR

Türkiye'nin en büyük gruplarını, önde gelen ailelerini herkes neredeyse bilir. Çoğunun yükseliş öykülerini de okumuşuzdur. Ancak, Adıyaman'daki Güçlü, Çorum'da yükselen Barlık Grubu, Manisa'nın devi Akçuralar Ailesi'ni pek az kimse duymuştur. Oysa,. Bunların yanında onlarca aile Anadolu'daki iş dünyasına yön veriyor. Saniyi devrimine öncülük ediyor. Capital Edirne'den Iğdır'a, Samsun'dan Mersin'e, Anadolu'ya yön veren 100 dev aileyi bir araya getirdi.

BÜYÜKLER KAZANACAK

Sektöre yabancıların akın ettiği, evliliklerin yaşandığı dönemde, reklamda büyüklerin ağırlığı vardı. İlk 10 ajansın cirodan aldığı pay 1990'da yüzde 85.6 idi. Sonraki yıllarda yeni ajansalar kuruldu., pasta daha fazla parçaya bölündü. Bunun sonucunda da devlerin payı yüzde 38'lere kadar geriledi. Ancak birkaç yıldır tren tersine döndü. İlk 10 ajansın payı yüzde 55'lere yaklaşırken, ajans sayısı da düşüyor. Ajans sayısındaki azalma, pastanın bölüşümünde yeniden büyükleri etkili kılmaya başladı. Bunun sonucunda da büyüklerin sektördeki ağırlığı tekrar arttı. 2001 yılında bu rakamın yüzde 55 düzeyine çıkacağı tahmin ediliyor.

YENİ HEDEF 36'NIN ALTI

Sadece ABD'de değil, bütün dünyada gelişen yeni trend bu... Otomobilin devleri, gençleri yakın takibe aldı, neredeyse onlarla yaşamaya başladı. Bazı şirketler özel bölümler kuruyor, bazıları da pazarlama ve tasarım stratejilerini gözden geçiriyor. Hedef, gençleri kazanarak hem bugünkü satışları artırmak hem de yarının tüketicilerini yakalamak. Şirketler bunun için gençlere özel otomobiller üretiyorlar. Onlara özel pazarlama yöntemleri geliştiriyorlar. Gençlerin bulunduğu her ortamda temsil edilmeye çalışıyorlar. ABD'de bunun meyveleri toplanıyor, gençlerin payı artıyor. Türkiye'de de benzer gelişmeler var. Bazı şirketlerde müşteri yaşı ortalama 36'ya kadar indi. Şimdi sıra daha da aşağıya çekebilmekte...

TASARIMDA SON TRENDLER

Otomobil endüstrisinde, bağımsız çalışan tasarım stüdyoları çok büyük öneme sahip. Otomobil şirketleri yeni model geliştirilmesi için bu stüdyolara sipariş veriyorlar. Bu stüdyoların en önemlileri Kuzey İtalya'daki Turin bölgesinde yer alıyor. Buradaki en önemli tasarım stüdyolarından birisi de Leonardo Fioravanti'ye ait. Fioravanti, dünyanın önde gelen otomobil tasarımcılarından. Ferrari'nin eski baş tasarımcısı Turin bölgesindeki Fioravanti şirketinin kurucusu. Dev otomobil şirketleri için tasarım yapıyor, danışmanlık hizmeti veriyor. Son olarak Alfa Romeo için Vola modelini tasarlayan Fioravanti, otomobil tasarımındaki trendleri Capital'e anlattı, elektronikten fonksiyonlara kadar çeşitli unsurlardaki değişimlere dikkat çekti...

DEĞİŞİM YÖNETİMİ NASIL YAPILIR?

Richard T. Pascale, ABD'nin en prestijli işletme okullarından Stanford Graduate School of Business'ın profesörlerinden. Dünyanın en tanınmış değişim gurusu. Son kitabı "Surfing the Edge of the Chaos (Kaosun Kenarında Sörf Yapmak)"yla yeniden gündeme geldi. Zor dönemlerde, belirsiz ortamlarda değişimi yönetmeyi anlattığı kitabı, inanılmaz ilgi gördü. Pascale, şirketlerin ayakta kalması için sürekli değişim içinde olması gerektiğini söylüyor. Şirketlerin başarısızlıklarının ortak nedenlerinin açıklıyor. Bu ünlü guru, Capital'e konuşurken, Türkiye'deki belirsizlik ortamına da atıfta bulundu ve yöneticilere hayati taktikler verdi.

TALEP ETKİSİ

Yaşanan ekonomik kriz, iş dünyasındaki durgunluk bazı haberleri adeta olağan hale getirdi. Düşen talep, azalan istihdam, kapanan firmalar... Bunlar günlük haberler arasında sıkışıp kalıyor, etkilerinin sınırlı kalacağı sanılıyor. Oysa, talepteki düşüş ve kapanan şirketlerin etkisi, sanılanın çok üzerinde. Sektörler arasındaki zincirleme entegrasyon, bu süreci hızlandırıyor, kapanan bir tesisi bile ekonomi için çok hayati kılıyor. Araştırmalara göre, mobilya-mefruşat talebindeki 1 milyon dolarlık artış, sektörde 1 milyon 47 bin dolarlık, ekonominin genelinde ise 2 milyon 84 bin dolarlık üretime yol açıyor. Mobilya- mefruşat sektöründeki 1 milyon dolarlık talep artışı ise bu sektörde yılda 12 kişiye, ona tedarikçi ve dağıtıcı olarak mal ve hizmet veren diğer sektörlerde 28 kişiye istihdam yaratıyor... Bir anlamda ekonominin genelinde toplam 40 kişiye iş olanağı doğuruyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!