Çanakkale: Kaz Dağları ve Anzak Töreni ile dünya markası olduk

Güncelleme Tarihi:

Çanakkale: Kaz Dağları ve Anzak Töreni ile dünya markası olduk
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2006 00:00

Çanakkale’de her 25 Nisan’da düzenlenen Anzak Töreni ile Kaz Dağları’nın artık uluslararası bir marka olduğunu savunan Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İlhami Tezcan, "Hiçbir ille düzgün bir yol bağlantısı olmayan ilimiz, Başbakan’ın verdiği talimatlara güvenerek özlemle İstanbul, İzmir, Bursa karayollarının kaliteli duble yol bağlantılarını bekliyor" dedi.

ÇANAKKALE Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İlhami Tezcan, Çanakkale’nin Kurtuluş Savaşı’nın destanlaştığı yer olduğunu belirterek, 25 Nisan’da, Türkiye-İngiltere ve Avustralya-Yeni Zelanda halklarını birleştiren Anzak Töreni’nin ve Kaz Dağları’nın uluslararası bir marka olduğunu söyledi. Doğan Yayın Holding (DYH) tarafından ’Marka Güçtür’ ana temasıyla düzenlenen Anadolu’daki Avrupa Toplantıları’nın 15’incisi Çanakkale’de yapıldı. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) ve DYH ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan İlhami Tezcan, Çanakkale’nin Ezine Peyniri, Dardanel, Doğtaş, Akçansa gibi önemli sanayi markalarına sahip olduğuna dikkat çekti.

KEŞFEDİLMEMİŞ MARKA: İlhami Tezcan, şöyle devam etti: "Çanakkale’de İda (Kaz Dağları) bir markadır. Termal suları, kendine has özel bitkileri, dünyaca ünlü bol oksijenli havasıyla henüz tam olarak keşfedilmemiş bir marka. Sağlık turizmi için dünya ülkelerine hizmet etmeyi bekliyor" dedi. Gelibolu Yarımadası’nın, Kurtuluş Savaşı’nın destanlaştığı yer olduğunu söyleyen Tezcan, "Savaş ve Barış. İşte 25 Nisan Günü Türkiye-İngiltere-Avustralya-Yeni Zelanda ülkelerinin birlikte düzenlediği Anzak Töreni önemli bir marka."

ÖZLEMLE YOL BEKLİYORLAR: Çanakkale’nin en büyük sorununun ulaşım olduğunu belirten Tezcan, "Hiçbir il ile düzgün bir yol bağlantısı olmayan ilimiz, Başbakan’ın verdiği talimatlara güvenerek özlemle İstanbul, İzmir, Bursa karayollarının kaliteli duble yol bağlantılarını bekliyor. Kaz Dağları (İda), sağlık turizmi için gelecek misafirlerinin Çanakkale-Çan-Yenice, Ezine, Bayramiç yollarının düzelmesiyle artacağını biliyor, turizm için yeni atılımların planlarını yapıyoruz" dedi.

ÖRNEK İL OLURUZ: Tezcan, Bozcaada ve Gökçeada’nın da çok az sis, orta kuvvetli rüzgarlı havalarda çalışamayan feribotların yerini özelleştirme sonucunda alacak modern feribotlara bel bağladığını kaydetti. Tezcan, Çanakkale halkının, iyi bir il master planı ile AB’nin, komşu ülkesi Yunanistan’ın yanında örnek bir il olabilecek konumda olduğunu dile getirdi. Tezcan, Çanakkale’den 600 milyon dolara yakın ihracat yapıldığını ifade ederek, turizmde önemli kaynakları bulunduğunu ancak altyapının çok önemli sorun olduğunu vurguladı.

FARK YARATTIK, MARKA OLDUK: Manşet programına katılan bir diğer Çanakkaleli iş kadını Zeynep Bodur Okyay, Kale Grubu’nu nasıl marka yaptıklarını anlattı. Okyay, şunları söyledi: "Kendi mirasımızı kullandık marka olurken. Truva’yı basamak olarak kullandık. Doğru zamanda doğru stratejiyi uyguladık. Marka olurken fark yaratmanız gerekiyor. Pazarın ne istediğini anlamak ve bunu halka yansıtmak önemli. Turquality gibi atılımlar var ama bunların altı doldurulmuyor."

Küreselleşme etkisini yakından hissediyoruz

BAŞBAKAN Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, hızlı bir değişimin olduğunu ve bu ortamda hiçbir iktidar ve şirketin başarıyı geleneksel şeylerle ölçerek ikna edici olamayacağını dile getirerek, "Geçmişte siyasetçiler bir önceki iktidarı benim dönemimde otomotiv, buzdolabı sayısı, refaha seviyesi şu kadara ulaştı gibi yöntemlerle karşılaştırırdı. Ancak artık bir ülkedeki iç gelişmeyi değerlendirerek başarıyı ölçmek doğru değil. Artık ülkeler arası karşılaştırma yapılıyor. Dün bu ülke hangi noktadaydı, bugün hangi noktada? Bunu sürekli karşılıklı test etmeliyiz. Türk ekonomisinin bugün geldiği noktadan bahsederken elbette güven ve istikrar ortamının ekonomiye sağladığı katkıları geçemeyiz. Ama tüm bunların yeterli olduğunu söyleyemeyiz" diye konuştu.

Büyüme rakamlarının 1953’den beri yakalanan en yüksek büyüme rakamları olduğunu, enflasyonun 1970’lerden beri en düşük seviyesinde bulunduğuna dikkat çeken Şener sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye’ye 2005’te, 10 milyar dolara yakın yabancı sermaye yatırımı var. Bu da küreselleşmenin etkisini daha yakından hissettiğimizi gösteriyor. Böyle bir ortamda bütçe açığının azaltılması, kamu dengelerinin makul düzeylere getirilmesi, reel faizlerin düşürülmesi elbette istikrar ve güven ortamında oluyor. Ülke küreselleşmenin neresinde diye sorgulamamız gerekiyor. "

Kabuğumuzu kıralım markaları yaratalım

DOĞAN Yayın Holding Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, üçüncü yılına giren Anadolu yolculuğunda ’Bir ülke sahip olduğu markalar kadar zengindir’ sözünden hareketle yola çıktıklarını ifade ederek, Anadolu’da potansiyeli yüksek kuruluşlara ulaşmak ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak yeni markalar yaratılmasına destek olmayı hedeflediklerini kaydetti. 2006 yılının ilk toplantısını önemli hafta nedeniyle özellikle Çanakkale’de düzenlemeyi tercih ettiklerini aktaran Yalçındağ, şunları söyledi: "Türkiye büyüyor, gelişiyor, dünyada önemli bir güç haline geliyor. Bu süreçte sadece birkaç büyük il ile bu yarışta önde yer alamayız. Birçok kuruluşumuz var ki, adını duymadık ama onlar dünya ve Avrupa pazarlarında büyük başarılara imza atıyor. Dünya standartlarında üretim yapıyorlar ve uluslararası pazarlarda rekabet ediyorlar. Unutmayalım ki, markalar bir ülkenin bağrından doğar. Yerel kültürü, değerleri, özellikleri yaşatan ve yansıtan markalar güçlü olur. Kabuğumuzu kıralım ve markalarımızı yaratalım. Markalarımız, rekabet gücümüzün ispatı olabilir."

Fason üreticiler markaların dublörü

DYH Çanakkale Buluşması’nda konuşan Reklamcılar Derneği Başkanı Jeffi Medina, Türkiye’de markalaşmaya bakıldığında en önemli sorunun marka azlığı olarak görüldüğünü söyledi. Medina, Türkiye’de fason üreticilerin adeta büyük markaların dublörlüğünü yaptığının altını çizerek, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Fason üretim yapmak bir bakımdan da Türkiye’nin sanayi ve teknolojisinin güçlü olduğunu gösteriyor. Ama bir an önce diğer adıma geçip kendi hikayemizi yazıp marka olmamız gerekiyor.Başarılı olan her zaman en büyük ya da en güçlü olan değil. Duruma göre en iyi adapte olan başarılı. Marka olmada farklılık yaratmak gerekiyor. Reklama da ağırlık verilmeli bu aşamada. İsminizi ve markanızı herkesin duyması gerekiyor. Ama markalaşma adımını atmadan önce iyi ürün üretmeniz lazım. Markalaşmada kendi kültürümüz ve değerlerimizi ön plana çıkarmalıyız."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!