Güncelleme Tarihi:
Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı'nda konuşan Çelik, 2011'de ihracatın 135 milyar dolara ulaşıp rekor kırmasının ihracatçılar sayesinde gerçekleştiğini belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti.
Çelik, 240 milyar dolara yaklaşan ithalat ve 75 milyar dolarlık cari açığın ise önlerinde sorun alanları olarak durduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bu iki alanla ilgili yatırım ve üretimin desteklenmesi ile ilgili bakanlıklar düzeyinde yoğun bir çalışma yapıldığını hepiniz biliyorsunuz. Teşvikler, ihracatın artması, işsizliğin azalması için Türkiye, çalkantıların olduğu bir dönemde alması gereken önlemleri alacak. Gerek ithalat, gerekse cari açık alanındaki sıkıntıları çözme gayreti içinde olacağız. Büyümede ilk 3 çeyrekte yüzde 9,6'lık oranla, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi konumundayız. İstihdamda ise hızlı bir iyileşme yaşıyoruz. Yıllardır yüzde 10'nun altına düşmeyen ve özellikle kriz döneminde yüzde 15'lere yaklaşan işsizlik oranında bugün yüzde 9,1'lerde olduğunu hepimiz biliyoruz. Küresel krizden bugüne 4,5 milyonu aşan istihdam artışı gerçekleştirmişiz. OECD ülkeleri içinde en çok istihdam artışı sağlayan ülkeyiz. Bunları hep birlikte gerçekleştirdik. Yüzde 9,6'lık büyüme, 2,5 imalat sanayinden 1,7 ticaretten, 1,7 ulaştırma ve haberleşme, 1,5 finans, 0,7 inşaat, 1,5 de diğer kalemlerden oluşmaktadır.
İhracatçılarımızın sorunlarını çözmek hükümet olarak tabii ki bizim sorumluluğumuz. İhracatçılarımızın 2012'de muhtemel çalkantılar karşısında yeni pazarlar bulmak konusunda üzerlerine düşeni yapacakları inancındayız. Biz de bu alandaki çabalarınızı kolaylaştırmak için serbest ticaret antlaşmalarından vizesiz geçiş antlaşmalarına kadar önemli adımları atacağız.”
Çalışma hayatındaki önemli düzenlemeler
Çelik, çalışma hayatının üzerinde önemli düzenlemeler olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bugüne kadar İş Kanunu başta olmak üzere sosyal güvenlik reformu, genel sağlık sigortası, istihdam paketi, mesleki eğitim, 1 Mayıs'ın tatil edilmesi gibi birçok alanda çalışma hayatı ile ilgili önemli düzenlemeleri gerçekleştirdik. Sosyal güvenlik son derece önemli bir kalem. Bu alanda yapılacak düzenlemeler, ekonomik hayatımıza çok olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Bakınız, İntibak Yasası diye bir düzenleme getiriyoruz. Bu bir ihtiyaç olarak karşımıza çıktı. Neden? Çünkü, 2000 yılı öncesinde sosyal bir sigortacılık mantığı ile ele alınmamış olay. Bu da bizim önümüze intibak sürecini getirdi. Onun için 5510 sayılı yasa aslında hepimiz için çok çok önemlidir. Bu sistemin oturtulması Türkiye için önceliği olan bir konudur.”
Toplu iş sözleşmeleri konusunun da büyük bir önem arz ettiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sendikalar ve toplu iş sözleşmeleri yasası, işçi sağlığı ve iş güvenliği, intibak ve kıdem tazminatı, teşvikler ve benzeri konularla ilgili düzenlemeler üzerinde yoğunluklu bir şekilde çalışıyoruz. Bu çalışma şeklimizde temel kriterimiz de diyalog. Çalışma hayatındaki barış son derece önemlidir. Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Gelinen noktada çok marjinal düşünce sahiplerinin dışında Türkiye'de emek ve sermayenin bir çatışmadan yana olmadığı inancı içerisindeyim. Çatışmanın kimseye faydası yoktur. Sermayeye gelen bir zararın aslında ekmek kapısını yok edeceğini işçi de bilmektedir. Biz 74 milyon olarak bu marjinal noktalar üzerinden düzenlemeleri yapamayız ama hiçbir olumsuzluk da gözardı edilmeyecektir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu çok önemlidir. Dünyada her gün 1 milyon iş kazası meydana geliyor. Her gün 6 bin kişi hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise günde 172 iş kazası meydana geliyor. 4 ölüm, 6 da iş göremezlik durumuyla karşı karşıya kalmaktayız. Şimdi tablo bu olunca bizim konuyla ilgili müstakil bir mevzuatımızın olmadığını görüyoruz. Önleyici bir mantıkla yasal düzenlemenin ihtiyaç olduğunu hepimiz görüyoruz.”
Kıdem tazminatı konusunda kararlıyız
Faruk Çelik, “İşçiyi terk etmiş, sahipsiz bırakmış bir anlayış içinde değil, kuralların net bir şekilde konulduğu bir düzenlemeyi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Kıdem tazminatı konusundaki kararlığımızı burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum” dedi.
Çelik, Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de 1 milyon 214 bin iş yerinde ortalama 1 ila 9 kişinin çalıştığını belirterek, iş kazalarının daha çok bu az işçi çalıştırılan yerlerde görüldüğünü söyledi.
Çelik, bu yerlerdeki işçi sağlığı ve iş güvenliğini kamunun daha doğrusu Sosyal Güvenlik Kurumunun karşılamasını istediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Çünkü sosyal sigortalara iş kazası ve meslek hastalığı ile ilgili de bir pirim ödeniyor. 1 milyon 214 bin iş yeri çalışının sosyal güvenliğinin bu primlerden sağlanması gerektiğini belirttik. Bu da 200 milyon civarında bir rakam teşkil etmektedir. Az tehlikeli ve çok tehlikeli iş yeri kavramına göre bu oranları belirledik. Çalışma hayatında iş kazaları ve meslek hastalıklarını önleyemiyorsak, bunu kendimize sormamız lazım. Bu alanda mutlaka bir çözüm üretilmesi gerekiyor. İstiyoruz ki, tüm işletmelerde iş güvenliği önlemleri alınsın.”
Kıdem tazminatı konusuna da değinen Çelik, şöyle konuştu:
“Bu konuyu taşeron firmaları ile ele almayı uygun buluyoruz. Eğer bir fona geçilecekse bütün kesimleri dikkate alan bir tavrı ortaya koymanız gerekiyor. Bu arada işverenin kıdem tazminatından rahatsız olduğu tarafımızdan biliniyor. Bu alt iş veren ve taşeron iş kanunu sistemini oturup, yeniden yazmamız gerekiyor. İşin özü bu. Yine çözümün istihdam artıran bir bakış açısı içinde gerçekleşmesi gerekiyor. İşçiyi terk etmiş, sahipsiz bırakmış bir anlayış içinde değil, kuralların net bir şekilde konulduğu bir düzenlemeyi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Kıdem tazminatı konusundaki kararlığımızı burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Türkiye, artık bu konuya son noktayı koymak zorundadır. Aldığımız hiçbir işi yarım bırakmadık. Bu meseleyi çözme kararlılığımızı tekrar etmek istiyorum.”
Çelik, çalışma hayatıyla ilgili önemli adımlar atıldığını belirterek, “Sendikal çalışmalar konusunda sona doğru geldiğimizi söylemeliyim. Dört konfederasyonla ortak çalışıyoruz. Bu anlamda TİM'i de ziyaret etmek istedik. Türkiye'nin ihracatçılarını buraya topladılar. Biz de hazırladığımız taslağı Türkiye'nin dört bir yanından gelen TİM üyeleri ile paylaştık. Bize gelen, önerilenler sonucunda bir noktaya gelmiş olacağız” dedi.
Sorular
Bakan Çelik, bir gazetecinin “İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde gelinen son nokta nedir?” sorusuna şöyle cevap verdi:
“İşçi sağlığı ve iş güvenliği son derece önemli bir konu. Çalışma hayatının çağdaş standartlarda olması, işverenin, işçinin ve hükümetin ortak isteğidir. Bu çerçevede müstakil yasa bütün gelişmiş ülkelerde var. Türkiye, bu yasadan artık mahrum kalamaz, mutlaka hazırlamalıydı. Biz de bu hazırlığı yaptık. Taslak, Bakanlar Kuruluna sunuldu. Önerileri alıp, son şekli verip bunun da Meclis'e sevkini yapacağız.”
“İşsizlik sonuçlarını değerlendirir misiniz?” diye sorulan Çelik, “İşsizlik rakamları dün açıklandı. Türkiye'de istihdama dayalı bir büyüme gerçekleşiyor. Bu bizi son derece mutlu ediyor. Dünya da artık bunu kabul ediyor. İhracatta rekor kıran bir Türkiye var ve buna paralel işsizlik oranında da düşüş var” diye cevap verdi.
Çelik, “Memurlar zamlı maaşlarını ne zaman alacaklar?” sorusunu da “Yasa Meclis'e gidiyor. Tasarı yasalaşınca heyetler oluşacak ve bir ay içerisinde toplu sözleşme görüşmelerini tamamlamak zorundayız. Geriye dönük memurlarımızın zamlı maaşları tabii ki verilmiş olacak” diye cevaplandırdı.