Çalışma hayatı teyakkuzda
Güncelleme Tarihi:
Hak-İş’in, yaklaşık 300 bin kamu işçisi için ‘tek bir işyerinde, tek bir sendika olması’ yönündeki yasal düzenlemenin uygulanmamasını istemesi tartışma yarattı. Hak-İş, kendilerine üye olan bu işçilerin üyeliklerinin devam etmesini isterken, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, bu talebin farklı toplusözleşmeleri gündeme getireceğine, bunun da sorun yaratacağına dikkat çekti.
Hak-İş’in, taşerondan kadroya geçen kamu işçileriyle ilgili başlattığı tartışma, çalışma hayatını teyakkuza geçirdi. Hak-İş, ‘tek bir iş yerinde tek bir sendika olması’ yönündeki yasal düzenlemenin, 300 bin civarındaki kamu işçisi için uygulanmamasını ve Hak-İş sendikalarına üye olan bu işçilerin yine aynı şekilde üyeliklerine devamını istiyor. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Bu talep kabul görürse, tek bir işyerinde farklı farklı toplusözleşmeler gündeme gelir. Huzur kalmaz” dedi.
SÜRE DARALDI
Tartışma geçtiğimiz hafta Hak-İş’in açıklamasıyla gündeme gelmişti. Hak-İş’in açıklamasına neden olan düzenleme ise 2017 yılı sonunda çıkarılan kanun hükmünde kararname. Bu kararnameyle 900 bin kişi taşerondan kadroya alınırken, işçilerin sendika geçişleri de düzenlendi. Taşeron çalışanlar başta ‘genel işler’ olmak üzere bazı işkollarında örgütlü bulunurken, kadroya geçtikten sonra, çalıştıkları işyeri hangi alanda faaliyet gösteriyorsa o alandaki sendikalara üye olması gerekiyordu.
GEÇİŞ SÜRECİ
Böylelikle işyerlerinde sendikal karmaşa yaşanmaması ve işyerinde örgütlü sendikanın tüm çalışanlar için de masaya oturmayı hedefleniyor. Ancak bunun için bir geçiş süreci konuldu. Yerel yönetimlerde geçiş sürecinin 30 Haziran’da başlaması öngörülürken, kamu kurumlarındaki çalışanlar için de süre 1 Kasım’da başlayacaktı. Hak-İş bu noktada bir açıklama yaparak, kamudakilerin bu düzenlemeden muaf olmasını istedi.
HAKLARINI SAVUNUYORUZ
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ise, istenilen şeyin, 1947 yılından bu yana Türk çalışma hayatındaki sisteme ters olduğunu söyledi. Atalay, “Hiçbir yerde olmayan bir sistemi istiyorlar. Böyle bir şeyin kabulü, tüm sistemin darmaduman olması anlamına gelir. Biz özel bir şey istemiyoruz. Normal yasal düzenlemeler her yerde olduğu gibi burada da geçerli olsun. Çalışanlar istedikleri gibi örgütlensin. Taşerondan kadroya geçen çalışanlar iki yıldır mağdur. Onların da toplusözleşme masasında temsil edilmesi için yetkili sendikanın kapsamına girmesi gerekiyor. Aksi durumda haklarını nasıl savunacağız. Biz yıllardır onların haklarını savunuyoruz, sendikalarımızın açtığı davalarla taşeron çalışanlar kadroya geçti. Şimdi de KİT’lerde çalışanlar için benzer bir mücadele veriyoruz” dedi.
ÇALIŞMA BARIŞINA KATKISI OLDU
İşveren temsilcileri de, halen yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na dikkat çekti. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç, “Uzun yıllardır taşeron işçisi olarak çalışan işçiler kadroya geçti. Hükümetimiz tarafından atılan bu olumlu adımının çalışma barışına yaptığı katkı oldukça büyük oldu. Bununla birlikte 6356 sayılı yasanın 4. maddesindeki ‘Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerde, asıl işin girdiği işkolundan sayılır’ düzenlemesi uyarınca toplu iş sözleşmesi süreçlerinin başarıyla yürütüleceğine ve bu sözleşmeler aracılığıyla çalışma barışının temin edileceğine inancımız tamdır” dedi.