Mehmet Kayhan YILDIZ/KONYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 2008 14:08
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Konya’da katıldığı ‘İş gücü yetiştirme faaliyetleri’ açılış töreninde, elektrikler kesilince kameraların spot ışıkları altında konuşma yapmak zorunda kaldı.
Bakan Çelik, amaçlarının 100 bin kişiyi iş sahibi yapmak olduğunu söyledi. Türkiye’de Mart ve Temmuz ayları arasında yaşanan olayların faturasının önümüzdeki günlerde çıkacağını da vurguladı. Çelik, prim ödemeleri ile ilgili yeni düzenlemelerde yapıldığını açıkladı.
Türkiye Tarım
Kredi Kooperatifi ve Türkiye İş Kurumu Konya İl Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği ‘İş gücü yetiştirme faaliyetleri’ açılış törenine katılmak için Konya’ya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ilk olarak Konya Valisi Osman Aydın’ı makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında Konya’ya geliş amacını açıklayan Çelik, “İş Kur’un Türkiye gelinde istihdamı artırıcı meslek edindirme çalışmaları devam ediyor. İstihdam paketinin Meclis’te yasalaştırıldıktan sonra sağlanan maddi imkanlar işsizliğin önlenmesi çerçevesinde yoğun şekilde kullanılmaya başlandı. Önümüzdeki süreçte Konya ve Türkiye’de vatandaşlar arasında ‘Her işi yaparım değil bu işi en iyi şekilde yaparım’ anlayışı hakim olacak” dedi. Bakan Çelik, Balcılar Beldesinde yurt binasının çökmesi sonucu ölen öğrenciler için Allah’tan rahmet ve ailelerine baş sağlığı diledi.
PRİM AFFINDA UZATMA
Daha sonra bir gazetecinin SSK ve Bağ-Kur prim borcu ödemelerinde uzatma olup olmayacağı yönündeki sorusunu da cevaplandıran Bakan Çelik, “Prim affı ile ilgili ilk yasa 28 Mayıs’ta yürürlüğe girdi. Bu yasaya göre 2 ay müracatlar alınacak. Bir ay içinde de ödemeler gerçekleştirilecekti. Bu süre 28 Temmuz’da doldu. Bu tarihe kadar 26.2 katrilyon liralık meblağın 18.4 katrilyonu yapılandırma kapsamına girmiş oldu. Müracatlar bu kadar bir meblağ teşkil etti. Bunun terkin edilecek kısmının çıkarırsak 11.3 katrilyon civarında bir gelir bekliyoruz. Şu anda kasamıza giren 2.1 katrilyon lira. Bu 28 Temmuz itibariyle 5.4 katrilyon liralık bir imkan elde edilmiş olacak. Bu süreç tamamlanınca biz bu konu ile ilgili yasaya bunun uzatılması ile ilgili Bakanlar Kurulu’na yetki vermemiştik. Fakat özellikle tarım kesiminden yoğun talepler geldi. Hasat mevsimine denk gelmesi gerekli müracatların tarım kesiminden tam olarak yapılamadı. Diğer kesimlenden de talep vardı. Özellikle 1 Ekim'de Genel Sağlık Sigortası’na geçeceğiz. 1 Ekim’de Sosyal Güvenlik Reformu da tümden yürürlüğe giriyor. Bunda Genel Sağlık Sigortası da var. Borcu bulunan vatandaşlar 1 Ekim’den sonra sağlıktan istifade etmelerinde çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacaklardır. Bu durumu da dikkate alarak kalan 8 katrilyon liranın 20 günlük bir süre uzatımı, gündeme geldi. Yani Cumhurbaşkanı yasayı onayladıktan itibaren 20 günlük ön müracattan sonra takip eden ayın sonuna kadar peşin ödemek kaydıyla ödeme yapılacak. İkinci alternatif olarak da bir yıl içinde epşit taksitlerle ödemek kaydıyla bir uzatım söz konusu oldu. Peşembe günü bu yasayı meclisten çıkardık. Umuyorum kalan 8 katrilyon ile ilgili de vatandaşlarımız gerekli hassasiyeti gösterir. Ve borçsuz bir şekilde yepyeni bir sosyal güvenlik sistemi, borç ve alacak ilişkisinin konuşulmadığı tertemiz bir sayfanın açıldığı 1 Ekim’de yasama faaliyetine başlamış oluruz” diye konuştu.
KAMERALARIN IŞIKLARINDA KONUŞTUDaha sonra Bakan Çelik, beraberinde Konya Valisi Osman Aydın, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü Namık Ata ile birlikte Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Kampusu’nda ‘İş gücü yetiştirme faaliyetleri’ açılış törenine katıldı. Süleyman Demirel Konferans Salonu önünde Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan tarafından karşılandı. Yapılan protokol konuşmaları sırasında elektrikler kesildi. Tamamen kararan salon içerisinde herhangi bir jenaratörün devreye girmemesi üzerine konuşmalar kameraların spot ışıklarında yapılmak zorunda kaldı. Vali Osman Osman Aydın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik kameraların ışıklarını kullanarak konuşma yapmak zorunda kaldı. Bakan Çelik burada yaptığı konuşmada Tükiye’deki işsizlik sorununa ve bunu nasıl çezmeye çalıştıklarına değindi.
GELECEĞE UMUTLA BAKACAKLAR
Konuşmasında zamanın önemine değinen Bakan Çelik, “Zamanın çok kıymetli olduğu bir dünyada yılların israf edilmemesi gerekir. Yılları önemsememeninin Türkiye’ye nasıl pahalıya mal olduğunu herkes iyi biliyor. Bu ülke hepimizin. Bu ülkeden başka gidecek yerimiz yok. Kendi iç dünyamızı ilgilendiren olayları tüm toplumu ilgilendiriyor gibi lanse edip toplumu germeye hiç bir hakkımız yok. Toplum birilerine bakanlığı, genel müdürlüğü verdiyse bunu toplum yararına kullanması için vermiştir. Bunun için ‘zamanın iyi kullanılması kültürünün’ yeşermesinin zamanı gelip geçmiştir. Burada güzel bir örnek veriyoruz. El ele kol kola vererek 150 gence iş garantili kurs için biraraya geldik. Burada ama amaç 150 hanedeki binlerce vatandaşın yüzünü güldürmek. Bu onların evine aşın gelmesini ve geleceğe daha umutvar olarak bakmalarını sağlayacak” dedi.
AMACIMIZ 100 BİN GENCİMİZİ İŞ SAHİBİ YAPMAK
Türkiye’nin her yerinde 500-1000 kursiyere iş garantili meslek edindirmeye yönelik kursların devam ettiğini beirten Çelik, “Hedefimiz 100 bin gencimizi meslek sahibi yapmak. Gençlerimiz ve kadınlarımızın istihdamı ile ilgili gerekli önemli adımları attık. Türkiye’de yayılması için kollarımızı sıvadık. Her bir yerde garantili kurslarımız sürüyor. Çalışacak insan var, çalıştıracak insan, var ama bunlar uyum sağlamıyor. Çünkü işverenen talep ettiği nitelikte iş gücü oluşmuş değil. İşte biz bunu sağlamaya çalıyoruz. Şu anda yaptığımız çalışmanın artık yaygın bir şekilde yapılması lazım. Teknoloji çok gelişti. Öyle fabrikalar varki artık içlerinde insan yok. İşsizlik dünyanın sorunu. 500 milyon işsizden söz ediliyor. Türkiye’de yüzde 10’lar seviyesinde. 5 yıldır işsizlik oranının aşağıya çekmek için uğraşıyoruz. Ama yüzde 9’lara çekebildik. Türkiye gerçeklerle yüzleşiyor. Tarım kesiminde yüzde 38’lik bir istihdam gerçekleşiyor. 5 yılda yüzde 26’ya çekildi. Daha da aşağıya çekilmeli. Dünyada ise bu rakam yüzde 5’lerde. Yoğun bir şekilde tarım istihdamının hizmet sektörüne kayması gerekiyor. Gelişmiş ülkelerle aramızda yüzde 20’lik bir açık söz konusu.”
İÇ ÇEKİŞMELERLE ZAMANIMIZI HEBA EDİYORUZ
Türkiye’nin iç çekişmeler ile zamanını heba ettiğin vurgulayan ve yaşananların faturasının önümüzdeki günlerde çıkacağını belirten Bakan Çelik, “Dünyada neler oluyor. Bunlara karşı bizim önlemlerimiz nelerdir. Bununla ilgili bilimsel bir çalışma yapmamız gerekirken iç çekişmelerle zamanımızı heba ediyoruz. 2007 ortalarında küresel kriz başladı. Mart ile Temmuz arasında Türkiye’nin özelinde yaşanan olayların faturası önümüzdeki günlerde çıkacak. Bunların tümü birbirimizi anlamama, dinlemeden ve sorunları çözüme kavuşturma niyetinde olmamadan kaynaklanıyor. 70 milyondan hiç kimsenin Cumhiyet’in nitelikleri ile problemi olamaz. Problemli kesimler bellidir. Onlar marjinalin marjinalidir. Türkiye zaten onlarla hesaplaşıyor ve hesaplaşmaya devam ediyor. İçe dönük tartışmalarla kan kaybetmeye zamanınız yok. Tam dayanışma zamanınıdır. Bazı badireleri geride bırakmıştır. İçe dönük çekişmelere zaman ayırmamamız gerekiyor." diye konuştu.
SEVK ZİNCİRİ DEVAM EDECEK
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun geçen yıl kaldırılan sevk zincirini yeniden başlatma kararı aldığı yönündeki soru üzerine açıklama yapan Bakan Çelik, sevk zincirinin devam edeceğini, katkı payları ile ilgili çalışma yaptıklarını söyledi.
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü’nü ziyareti sırasında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Çelik, “Birinci basamakta alabileceğimiz bir sağlık hizmeti için direk üçüncü basamağa çıkarsanız bundan bir katkı payı sorulmalı. Sizin sağlık ocağında teşhis ve tedavi edilme imkanın varken Tıp Fakültesini tercih ediyorsunuz. Bunun da bir bedeli olmalı. Bu bedel 2 YTL ile 5 YTL arasında değişecek” dedi.
Sevk zincirinin kaldırılmasının kendileri için dezavantaj oduğunu da vurgulayan Çelik, “Sevk zincirinin kaldırılması bizim için dezavantaj. Ancak hizmeti sunan Sağlık Bakanlığı açısından avantajlı bir durum. Vatandaş sağlık hizmetine daha çabuk ve istediği gibi ulaşıyor. Bizim açımızdan ise vatandaş 5 lirayla görebileceği bir sağlık hizmetini 10-15 liraya alma gibi bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Üniversite alacağınız bir sağlık imkanı ile sağlık ocağında alacağını bir sağlık imkanı arasında fark var. Bizim aleyhimize gelişen bir durum. Burada vatandaşın sağlık sorunun çözmede sıkıntı yaşamayacak. Burada asıl amaç birinci basamakta halledilmesi gereken işlemin birinci basamakta halledilmesi. Halledilemezse ikinci basamağa gitmesi. Direk hastaneye gidip hiç yatmaması gerekirken gidip yatıveriyor. Onun bir meliyeti var. Çünkü bu 70 milyon. Bununla ilgili sağlık ocağına gitseydi yani birinci basamağa gitseydi ilaç alımı ile bu sorunu çözme imkanı vardı. Sağlıkta bir kısıtlama söz konusu değil” diye konuştu.