Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin girişimcileri üretim yöntemlerinde, pazarlamada yenilik yapmanın (inovasyon) rekabette en önemli unsur olduğunu artık çok iyi biliyor. Öyle ki hizmet sektöründe herkesin yıllarca yaptığı işleri, bambaşka formlara dönüştürenlere, üretimde ise maliyet fiyat rekabetine çakılıp kalmak yerine aynı ürünü farklı teknolojilerle üretip rakiplerini geride bırakanlar daha sık tanık oluyoruz. Örneğin; özellikle ‘telekomünikasyon’ firmalarının büyük yatırımlar yaptığı ve Anadolu’da birçok ilde iş kapısı haline gelen çağrı merkezlerinin büyük bölümünü anahtar teslimi yapan Mod Tasarım’ın sahibi Ercan Sicim, aynı zamanda inşa ettiği bu merkezler için kullandığı bütün malzemeyi kendi üretip uyguluyor. Bu nedenle de 9 dosyada 68 patent sahibi olmayı başardı. Ercan Sicim, “Kurulumunda görev aldığımız çağrı merkezlerinde çalışan sayısı 30 bini aştı” diyor. Yıldız Teknik Endüstri Mühendisliği mezunu ve ayrıca iç mimarlık eğitimi almış bir girişimci olan Ercan Sicim, 2006’dan sonra tamamen çağrı merkezi projelerine odaklandığını söylüyor. 20 kişilik kadroyla 2.7 milyon lira ciro yakalayan Ercan Sicim, “Ortamdaki sesi yüzde 50 yutan sistem geliştirdik. Tek vida kullanmadan 11 parçalı geçme sistem kuruyoruz. Tek kablo da görünmüyor. Şu anda bu sektörde hizmet veren şirketlerin yüzde 50’si müşterimiz olmuş durumda. 8 kişilik çağrı merkezi de yaptık 1400 kişilik de” şeklinde bilgi veriyor.
‘Son damla’yı patentli çözdü
Tekstil kimyasalları alanında küçük bir şirketi olan Mepeks Kimya’nın sahibi Metin Pehlivanoğlu ise dünya genelinde 40 yaş üstü erkeklerin en önemli problemi olan ‘son damla’ için ‘erkeklere özel pedli külot’ yaptı, patent ve marka tescilini yaptırarak internetten satışına başladı. Pehlivanoğlu’nun bulduğu çözüm İslam dininde abdestin geçersizliğine neden olan son damlaya karşı ‘İstibra’ adı verilen ve uygulaması zor geleneksel yöntemlere de çözüm olacak gibi. Standart iç çamaşırının iç ön bölümüne bir cep ve cebin içine yerleşecek özel ‘ped’ üreten tekstilci Metin Pehlivanoğlu, ürünlerini ‘Last Drop’ ve ‘İstibra’ markalarıyla piyasaya sürdü. Benzer 7 ismin de marka tescili yaptıran Pehlivanoğlu, “Türkiye’de yılda ortalama 200 milyon adet erkek iç çamaşırı satılıyor. İş planımızı öncelikle iç pazara göre yaptık. Normal, tüm model erkek iç çamaşırlarına uygulanabilen bir sistemimiz var ve fiyat da pek farklı değil. 3 yıl içinde yüzde 5 pazar payı hedefliyoruz. 2 milyon TL’lik yatırım yeterli olacak.”
1 yıl raf ömürlü yemek
Kimyacı Güliz Kanuni Tunçay da, İTÜ’deki hocalarıyla 30’a yakın yemek ve tatlıyı oda sıcaklığında ‘1 yıl dayanabilir steril’ üretmeyi başardı. Easyfood markasıyla Migros, Metro, Tesco Kipa raflarına giren ürünler ABD’de de satılmaya başlandı. Şimdi pişirmeyi yapan makine için uluslararası patent alıyor. Lyra Gıda Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Güliz Kanuni Tunçay, “Çorbadan, tatlıya yemeklerin steril üretimiyle ve uzun süre dayanabilir olmasıyla ilgili bir proje çıktı ortaya. Haşlanmış nohut, fasülye, pişmiş dana eti ve hazır yemek harcı ürettik. Bir catering firması ürünü Metro’ya götürmüş. Onlar arayıp ürün isteyince bütün plan değişti” diyor. TTGV; KOSGEB ve İstanbul Kalkınma Ajansı gibi kurumlardan toplam 950 bin liralık kredi ve hibe desteği de alan Güliz Kanuni Tunçay, 2009’un 10’uncu ayından itibaren Metro’ya, 2010 Mayıs’ından itibaren Migros’a ürün verdiğini Carrefoursa ve Tesco Kipa ile de 2011 Nisan’ından beri çalıştığını vurguluyor. Güliz Kanuni Tunçay, “Isıtıp yiyorsunuz. Kadayıflar, zeytinyağlı dolmalar, etli yaprak sarmalar da geliyor. 2010’da 530 bin lira ciro yaptık, bu yıl 3.5 milyon liraya gidiyoruz. 3 milyon Euro’luk yatırım yaptık. 23 kişilik istihdamımız var” şeklinde konuşuyor.
Patentli kokteyl soslarıyla büyüdü
YILLARCA barmenlik yapan Ömer Faruk Berber ise, girişimciliğin yolunu kendi kokteyl soslarını üreterek açtı. Ardından pastacılık sektörüne de soslar, şuruplar, jöleler, dolgular üretmeye başladı. Berber’in şirketi Özmer Gıda, şu anda 13’ü patentli, 400’den fazla ürün üretiyor ve 20 milyon dolar ciro bekliyor. Ömer Faruk Berber, “Milas’ın Danişment Köyü’nde doğdum. Babam Mustafa Berber iyi bir çiftçiydi. Liseden sonra 1978’de Bodrum’a gittim ve barmen olarak iş buldum. Sonra Halikarnas’ın barmeni oldum. İzmir Karşıyaka’da Palet’e geçtim. İstanbul Hilton’a, Plaza Clup’e geçtim. Ürettiğim kokteyl soslarıyla ünlenmeye başladım” diyor. Şu anda 35 yeni patent müracaatı da olan Berber, 120 kişilik istihdamıyla 12 yeni proje üzerinde de çalışıyor. Ömer Faruk Berber’in patentli ürünlerinden ‘bitkisel özlü jöle’ için 1.5 yıllık Ar-Ge çalışması, 460 formül denemesi yapılmış. Baklava üstü jel de üreten Berber, bugüne kadar toping dondurma sosları, bitkisel dekoratif aromalı jeller, pasta katkı maddeleri, naturel marzipan kaplama hamurları, jel ve sıvı gıda boyaları gibi çok sayıda ürüne adını yazdırmayı başardı.
Kupa büfelerle dünyaya yayılacak
ENDÜSTRİ Mühendisi Akın Arslan, patentli tasarımı 5 metrekarelik ‘kupa büfe’lere (Hotstop) 100’ü aşkın içecek ve yiyecekle mönü oluşturup yurt içinde kısa sürede 27 şubeye ulaştı. Dubai’de 12 şube açmak için anlaşma yaptı. Arslan markasını da 48 ülkede tescil ettirerek işini sağlam kazığa bağlamayı ihmal etmedi. Akın Aslan yılı 4 milyon lira ciroyla kapatmaya hazırlanıyor.
Çay ocakçılığına çağ atlattı
BEŞ kardeş ortaklı Can Grup ise İstanbul Adalet Sarayı’nda kurdukları ‘yeni çay kahve ve soğuk içeçek hizmet sistemi’ ile öne çıktı. Yakın zamana kadar kuru temizleme zinciri, makine ve kahve distribütörlüğü ile yol alan Can Grup’un ikinci kuşak lideri Yusuf Can, 16 milyon doları aşan ciroyu yeni iş alanları yaratarak artırmak için geleneksel Türk ‘çay ocağı’ düzenini değiştirecek bir inovasyona imza attı. Çoğu kadınlardan oulaşan 170 kişilik bir ekip kurarak İstanbul Adalet Sarayı’nın ‘çay kahve servisi’ işini yıllık 3.7 milyon lira teklif etti ve aldı. Can Grup Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Can, sadece adliyede çay, kahve ve soğuk içecek servisinden ilk yıl 5 milyon lira ciro beklediklerini anlatıyor. Yusuf Can, “İstanbul Adalet Sarayı’nda katlara yayılmış 49 adet 12’şer metrelik yerlerimiz var. Tüm katlarda çay, kahve, soğuk, sıcak içeçek servisi bizim işimiz. Tek tip kıyafetli, eğitimli personel aldık. Servis arabalarıyla kadın çalışanlarımız gezerek hizmet veriyor. Bu dev binadaki konseptimiz klasik çay ocakçılığının yerine kuruldu. Konsepti başka binalara da teklif edip yayılmayı düşünüyoruz” diyor.