Güncelleme Tarihi:
Açıklamalarda bulunan Soybaş, tüm dünyada hizmetler sektörü içinde turizmin ardından hızla gelişim kaydeden ikinci sektör konumundaki çağrı merkezi hizmetinde, Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getirdi.
Hindistan'da sektörün 1 milyona yakın insanı istihdam ettiğini, İrlanda, Malta gibi ülkelerde bu sektörün ekonomilere büyük katkılar sağlar hale geldiğine işaret eden Soybaş, Türkiye'nin yabancı dil bilen genç nüfus potansiyelini henüz iyi değerlendiremediğini belirtti.
DCS'nin 1993 yılında Almanya'da turizm sektörüne hizmet vermek üzere kurulduğunu, diğer sektörlerden gelen talepleri karşılamak üzere büyüme kararı aldığını bildiren Soybaş, bu kapsamda çağrı merkezi sektörünü geliştirmek için Türkiye'de yatırım yapma kararı alındığını ifade etti. 2003 yılından bu yana firmanın ana faaliyetlerini İzmir'de yürüttüğüne dikkati çeken Soybaş, Almanya, İsviçre ve Avustralya'da çeşitli bankalar, televizyon kanalları, sigorta ve turizm şirketlerine hizmet verdiklerini anlattı.
Soybaş, merkezde halen 150 kişinin çalıştığını, Avrupalı şirketlerden gelen yeni taleplere yanıt verebilmek amacıyla 6 ay içinde 100 kişiye daha ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
“ÜLKE İMAJINA ZARAR”
Türkiye'de İstanbul ve İzmir'de çağrı merkezlerinin bulunduğunu, ancak bu sektörün denetimsizlik nedeniyle büyük sorunlar yaşadığını belirten Soybaş, şunları söyledi:
“Sektörü Türkiye'de geliştirmek isteyen girişimciler var, ancak maalesef ülke imajımıza büyük zarar veren girişimler de var. Kuruluş maliyetinin çok yüksek olmaması nedeniyle bir çok küçük çaplı çağrı merkezi faaliyet gösteriyor. Hizmet kalitesinde çok büyük önemi olan eğitim altyapısı bulunmayan bu girişimler, Avrupa'daki şirketlerden işleri aldıktan bir süre sonra kapanıyor. Bu imajı düzeltmek için yurt dışı fuarlarına katılıyoruz. Ancak her gittiğimiz fuarda Türkiye ile çalışıp dolandırıldığını söyleyen bir şirket temsilcisiyle karşılaşıyoruz. İstihdam konusunda Türkiye için önemli bir fırsat olan sektör, kötü niyetli girişimciler nedeniyle Avrupa'da kötü bir imaj edindi. Çağrı merkezlerine bir standart getirilmez ve denetimle kontrol edilmezse Türkiye bu sektörde uzun süre dayanamaz.”
Türklerin Almanca'yı çok iyi konuşabilmeleri nedeniyle özellikle Almanca konuşan ülkelerde büyük şansının bulunduğunu dile getiren Soybaş, Türkiye'de 100 bini aşkın sayıda yabancı dil bilen insanın bulunduğunu tahmin ettiklerini ifade etti.
Çalışanları arasında ailesi Almanya'da yaşayan ancak çağrı merkezinde çalışmak için İzmir'e gelen insanlar da bulunduğunu ifade eden Soybaş, “Çağrı merkezleri yabancı dil bilen insanlar için turizmin bir alternatifi haline almaya başladı. Turizmin aile hayatına önem verenler için uygun olmaması ve kış aylarında istihdam alanının bulunmaması nedeniyle bu sektörde çalışan insanlar çağrı merkezlerine yöneliyor” diye konuştu.
Soybaş, Avrupa firmalarından edindikleri çağrı merkezi hizmetlerini Türk şirketlerine de vermek istediklerini, 1 yıl içinde Türkçe servisini de hizmete sokmayı planladıklarını sözlerine ekledi.