Güncelleme Tarihi:
Spor alanındaki soruya çok cevap vermek istemese bile yine de yorumlarını paylaşan Çağlayan, spora çok da uzak olmadığını gösterdi.
“Mersin İdmanyurdu'na olan gönül bağınız ve desteğiniz yadsınamaz ama biz Galatasaraylı olduğunuzu biliyoruz” yorumu kamuoyunu uzun zamandır meşgul eden “şike” olaylarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Çağlayan, sözüne “Elhamdülillah Galatasaraylıyım” diyerek başladı.
Eski bir futbolcu olduğunu, basketbolla da ilgilendiğini belirten Çağlayan, sporun kardeşlik duygularını geliştirdiğini söyledi.
“Şike” konusunda ise bugüne kadar hiçbir soruya cevap vermediğini dile getiren Çağlayan, “Sadece şunu söyleyebilirim. Ekmeğinden, aşından esirgeyerek o maça giden, tuttuğu takımı, kulübü destekleyen taraftarları mahcup edecek şeylerin olmaması lazım” dedi.
Akdeniz Oyunları çerçevesinde Mersin'e yapılacak 400-450 milyon dolarlık yatırımın da önemini vurgulayan Çağlayan, bu yatırımların, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mersinlilere bir armağanı olduğunu söyledi.
“Mersin İdmanyurdu'na desteğim sonsuz"
Kendisini Mersin İdmanyurdu'na bağlayan şeyi de açıklayan Çağlayan, şunları kaydetti:
“Ben orada sırf popülist anlayışla Mersin İdmanyurdu'nu destekliyorum demedim. Benim Galatasaraylı olduğumu yedi cihan biliyor ama Mersin İdmanyurdu'nda ben şunu gördüm. Mersin, 16 değişik inanç farklılığının olduğu bir il. Mersin, Türkiye'de olabilecek tüm etnik grupların bir arada yaşadığı yer. Mersin'de bakın her partinin belediyesi vardır. Mersin'de herkes bir ve kardeşçe yaşar. 'Bu birlik ve beraberliğin en büyük simgesini nerede gördünüz Zafer Çağlayan?' derseniz, Mersin İdmanyurdu'nda gördüm.
Mersin İdmanyurdu'nun stadını dolduran 20-25 bin taraftarı bir araya geldiği zaman, o taraftarın içinde tüm etnik gruplar var ama bunlar tek bir noktada birleşiyor. Bundan dolayı Mersin İdmanyurdu'na olan muhabbetim en çok buradan kaynaklandı ve takıma desteğim Pazara kadar değil, mezara kadar olacak dedim.”
Mersin İdmanyurdu'nun Beşiktaş'ta İstanbul'u yenerek moral bulduğunu dile getiren Çağlayan, “Mersin İdmanyurdu asansör bir takım değil, ligin ciddi takımlarından biri olma konusunda önemli bir şekilde devam ediyor” diye konuştu.
“Nerede kalktığımı önce bilmiyorum”
Seyahatlerinde yaşadığı ilginç anların sorulması üzerine Çağlayan, şöyle konuştu:
“Çoğu zaman sabah kalktığımda, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum, dün sabah dahil olmak üzere... Nerede kalktığımı önce bilmiyorum. İstanbul'daki olay ise çok enteresandı. İstanbul'da olduğum bir gün sabah saat 06.00 gibiydi, uyandım. Perdeler de kapalı olduğu için oda karanlık. Şöyle bir baktım, Allah Allah, hanım nereye gitti dedim. Sonra dedim ki bir kaç saniye sonra, yahu ben evde değilim, Suudi Arabistan'dayım. Hanım ne arayacak burada diye... Ardından bir kaç saniye sonra da Suudi Arabistan'dan da döndüm ben dedim. İstanbul'da olduğumu aşağı yukarı bir 15 saniye sonra hissedebildim.”
-“Eşim artık ne halin varsa gör diyor”-
Uzun süreli yolculuklarda, insanların özellikle uyuma saatleri konusunda zorluk yaşadığını dile getiren Çağlayan, bunun değişmesi halinde ciddi problemlerin yaşandığını ifade etti.
Çin'den Türkiye'ye gelip, havaalanında bavul değiştirtikten sonra başka uçağa binerek yolculuğa devam ettiği anlar olduğunu anlatan Çağlayan, “ABD'den Türkiye'ye gelip, buradan Güney Kore'ye, oradan da bir de arka yolu deneyim diyerek gittiğimi biliyorum. Bir Cumartesi günü Güney Kore'den, yerel saatle 17.00'de çıktık, sonra ABD'ye gittik, saat o gün yine 11.00'di” dedi.
Bakan Çağlayan, bu tempo üzerine eşinin ise “artık ne halin varsa gör” dediğini anlatınca toplantı salonu yeniden gülüşmelere sahne oldu.
“Aya gittik geldik”
Sanayi Bakanlığı'nın ardından bu güne kadar yaklaşık 2,5 yıl geçtiğini belirten Çağlayan, bu süre içerisinde yaptığı seyahatlerin 900 bin kilometreden fazla olduğunu söyledi.
Bakan Çağlayan, “İlk zamanlarda aya gidiş 370 bin kilometre civarında ama merak etmeyin, ayda kalmayacağım geri döneceğim demiştim. Şimdi aya gittik geldik” diyerek, 120'den fazla ülke seyahat ettiğini kaydetti.
“Okula arka yollardan dolanarak giderdik”
Üniversite öğrenciliği yıllarındaki anılarını da anlatan Çağlayan, Gazi Üniversitesi'nde öğrenci olduğu dönemde, bugün Anadolu Ajansı'nın bulunduğu Maltepe bölgesinden siyasi olaylar nedeniyle geçemediğini söyledi.
Söz konusu yıllarda Maltepe'de bir Albayrak Kıraathanesi bulunduğunu hatırlatan Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Orası solcuların oturduğu yerdi. Allah'a şükürler olsun, Türkiye artık o işleri geride bıraktı. Arabayla gelmediğimiz, yürüyerek geldiğimiz için okulun karşısında işkembeci vardı, orada oturur 1 işkembe çorbası, 1 ekmek yerdik. Çünkü spor da yapıyorum o zamanlar, ihtiyacım da var. O şekilde 5 senemi buralarda geçirdim. O arada müzikle ilgilenmiştim. Piyanoyu da bizim oğlan istedi, aldık oğlana. Oğlan öğrenirken, ben bundan bir şey yapabilir miyim diye baktım. Siyaset bittiği zaman iyi bir şekilde o günlere inşallah sağlığımız olursa döneceğim. Çünkü müzikle uğraşan bir insan kötülük yapmaz. Müzikle uğraştığınız sürece kimseye kötülük yapmayı aklınızdan bile geçiremezsiniz.”