Çağlayan da ‘Çin açılımı’ yaptı, Urumçi olaylarının yarasını Pekin’de saracak
Güncelleme Tarihi:
Merve ERDİL
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2009 00:00
Çin ile Türkiye arasında krize neden olan Urumçi olaylarından sonra ısrarlı davet alarak işadamları heyeti ile bu ülkeye giden Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Urumçi’de yaşanan olaylar ister istemez ilişkimizin ticari boyutunu etkiledi ama şu anda ticari ilişkileri yeniden geliştirmek önemli” dedi.
TÜRKİYE’nin büyük tepki gösterdiği Urumçi olayları sonrası, Çin hükümetinin davetlisi olarak dün işadamları heyeti ile 4 günlük ziyaret için Çin’e giden Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhai Jun ile görüştü. Basına kapalı görüşmenin ardından değerlendirmelerde bulunan Çağlayan, “Urumçi’de yaşanan olaylar ister istemez ilişkimizin ticari boyutunu etkilemiştir; ama şu anda ticari ilişkileri yeniden geliştirmek önemli. Geride kalan hadiseler var. Artık biz önümüze bakmak zorundayız. Bu işin anahtarının ticaret ve ekonomiden geçtiğinin bilincinde olalım” dedi.
Ticaret kat kat artabilir
Bir gazetecinin Urumçi’de Uygur Türkleri ile Çinliler arasında yaşanan olayları hatırlatarak, “Çin’le, Türkiye arasında tıkanan siyasi ilişkilerin önünü açmak için mi Çin’e geldiniz” sorusuna da Çağlayan; “İki ülke arasındaki ticaret devam ediyor. Türkiye, iki ülke arasındaki ticaret hacmini kat kat arttıracak ticari altyapıya sahip” karşılığını verdi.
Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısının, Çin’le olan ticari ilişkilerde devrim mahiyetinde bir çalışma olduğunu savunan Bakan Çağlayan “Ekim ayında yapılacak KEK toplantısının sağlam bir altyapısının oluşturulması önemli. Sadece KEK toplantısıyla kalmayacak, onun getireceği çok önemli açılımlar var. Bütün mesele ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve kuvvetlendirilmesi” dedi.
Çin’i tehdit görmedim
Çin’de yerleşik işadamlarının da son olaylardan dolayı ciddi moral bozukluğu yaşadığını söyleyen Çağlayan, “Türklerin dünyaya ihracat yapması önemli. Biraz da onlara moral desteği vermek için buradayız. Onlar da bizim gelişimizin kendilerini kuvvetlendireceğini ifade etti. Ben Çin’i hiçbir zaman bir tehdit olarak görmedim, her zaman bir fırsat olarak gördüm” dedi ve şöyle devam etti:
“Türkiye ihracatının genel olarak yüzde 32 daraldığı bir ortamda Çin’le ticaretimiz aksine artarak gelişiyor. Bazı firmalar ister istemez kendilerini kastı, savunma pozisyonuna geçti. Temmuz’da Çin’e yaptığımız ihracat 175 milyon dolar. Bu, son 30 aydaki en yüksek ihracat rakamı. 7 aylık ihracatımız 705 milyon dolar. Ağustos’u da katarsak 800 milyon dolara yaklaşmıştır.”
Çinliler’e fındık pazarlıyoruz
ZAFER Çağlayan, “Bu aralar çok açılım var” dedikten sonra da, Türk fındığının Çin’e satılması için açılımlar yaptıklarını bildirdi. Çağlayan “Çinlilerden Türk alışkanlıklarına uygun fındık tüketmeleri istenemez. Fındığın soya sosu ve baharatlarla çeşitlendirilerek Çin’de tüketilmesi için bir çalışma başlattık. Çin’de çikolata ve pasta üretiminde fındık kullanılmıyor. Çikolata ve pasta yapımında nasıl fındık kullanılacağını Çinlilere öğreteceğiz. Pekin’deki Türk Ticaret Merkezi’nde fındık tanıtım grubu, buna ilişkin tanıtımlar yapıyor” dedi.
Olaylardan sonra Urumçi’ye giden ilk bakan oldu
SİNCAN Uygur Özerk Bölgesi’nde en son yaşanan olaylardan sonra bölgeyi ziyaret edecek ilk Bakan olan Devlet Bakanı Çağlayan, şu yorumları yaptı: “Gerek bu ziyaretimiz, gerek Urumçi’ye yapılan ziyaretimiz bize yapılan davet üzerine. Çin Büyükelçisi bana üç kere gelerek bu davetleri yaptılar. Ticaret öyle veya böyle devam ediyor. Bizim buraya yönelmemiz aslında hak ettiğimiz bir ticari ilişkiye sahip olmamamızdan kaynaklanıyor. Çok bakir alanlar var bizim için Çin açısından.”
Ticaret kat kat artabilir
Bir gazetecinin Urumçi’de Uygur Türkleri ile Çinliler arasında yaşanan olayları hatırlatarak, “Çin’le, Türkiye arasında tıkanan siyasi ilişkilerin önünü açmak için mi Çin’e geldiniz” sorusuna da Çağlayan; “İki ülke arasındaki ticaret devam ediyor. Türkiye, iki ülke arasındaki ticaret hacmini kat kat arttıracak ticari altyapıya sahip” karşılığını verdi.
Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısının, Çin’le olan ticari ilişkilerde devrim mahiyetinde bir çalışma olduğunu savunan Bakan Çağlayan “Ekim ayında yapılacak KEK toplantısının sağlam bir altyapısının oluşturulması önemli. Sadece KEK toplantısıyla kalmayacak, onun getireceği çok önemli açılımlar var. Bütün mesele ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve kuvvetlendirilmesi” dedi.
Çin’i tehdit görmedim
Çin’de yerleşik işadamlarının da son olaylardan dolayı ciddi moral bozukluğu yaşadığını söyleyen Çağlayan, “Türklerin dünyaya ihracat yapması önemli. Biraz da onlara moral desteği vermek için buradayız. Onlar da bizim gelişimizin kendilerini kuvvetlendireceğini ifade etti. Ben Çin’i hiçbir zaman bir tehdit olarak görmedim, her zaman bir fırsat olarak gördüm” dedi ve şöyle devam etti:
“Türkiye ihracatının genel olarak yüzde 32 daraldığı bir ortamda Çin’le ticaretimiz aksine artarak gelişiyor. Bazı firmalar ister istemez kendilerini kastı, savunma pozisyonuna geçti. Temmuz’da Çin’e yaptığımız ihracat 175 milyon dolar. Bu, son 30 aydaki en yüksek ihracat rakamı. 7 aylık ihracatımız 705 milyon dolar. Ağustos’u da katarsak 800 milyon dolara yaklaşmıştır.”
Çinliler’e fındık pazarlıyoruz
ZAFER Çağlayan, “Bu aralar çok açılım var” dedikten sonra da, Türk fındığının Çin’e satılması için açılımlar yaptıklarını bildirdi. Çağlayan “Çinlilerden Türk alışkanlıklarına uygun fındık tüketmeleri istenemez. Fındığın soya sosu ve baharatlarla çeşitlendirilerek Çin’de tüketilmesi için bir çalışma başlattık. Çin’de çikolata ve pasta üretiminde fındık kullanılmıyor. Çikolata ve pasta yapımında nasıl fındık kullanılacağını Çinlilere öğreteceğiz. Pekin’deki Türk Ticaret Merkezi’nde fındık tanıtım grubu, buna ilişkin tanıtımlar yapıyor” dedi.
Olaylardan sonra Urumçi’ye giden ilk bakan oldu
SİNCAN Uygur Özerk Bölgesi’nde en son yaşanan olaylardan sonra bölgeyi ziyaret edecek ilk Bakan olan Devlet Bakanı Çağlayan, şu yorumları yaptı: “Gerek bu ziyaretimiz, gerek Urumçi’ye yapılan ziyaretimiz bize yapılan davet üzerine. Çin Büyükelçisi bana üç kere gelerek bu davetleri yaptılar. Ticaret öyle veya böyle devam ediyor. Bizim buraya yönelmemiz aslında hak ettiğimiz bir ticari ilişkiye sahip olmamamızdan kaynaklanıyor. Çok bakir alanlar var bizim için Çin açısından.”