Güncelleme Tarihi:
Çağlayan, Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde Türkiye Yatırım Danışma Konseyi üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, 2023 yılında kişi başına 25 bin dolarlık milli gelir oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, “Türkiye 2011 yılında Çin'in hemen arkasında 8,5'lik bir büyüme elde ederken Hindistan, Rusya, Almanya, Brezilya gibi ülkelerin de önünde önemli bir performans sergiledi. Ve hükümetimiz döneminde Türkiye 2008 yılındaki küresel krize rağmen, ortalama her yıl yüzde 5,3 oranında büyüme başarısı gösteren bir ülke oldu” dedi.
Türkiye'de son dönemde, pazar çeşitlendirmesi, proaktif bir ihracat politikası uyguladıklarını ifade eden Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti:
“Kriz sonrasında artış eğilimine göre dış ticaret hacmimiz 2011'de yüzde 25 artış göstererek mal ticaretinde 135 milyar dolar ve 241 milyar dolarlık ithalat yapan, bunların 54,1 milyar doları sadece enerji ithalatı olan bir yapıyla, 376 milyar dolarlık toplam dış ticaret hacmine sahip olduk. 2023 yılı hedeflerimizde, TİM ve 60 ihracatçı birliğinin ihracat çalışmalarını 1,5 yıl beraber çalıştık. Tek tek sektörler bazında 2023 hedefimizi tespit eden bir çalışma yaptık. TİM 2023'de kendilerine 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi koydu. 1,5 yıl beraber çok önemli verilerle, nasıl bir yapıya dönüşeceği, ihracatın teknoloji dönüşümü ve genel ekonomik parametreleri dikkate alan bir strateji ile belirlendi. Hükümet olarak bu hedefi benimsedik.”
“Pazar çeşitlemesine gidildi”
Çağlayan, Türkiye'nin 2010 yılında elde ettiği 135 milyar dolarlık mal ihracatıyla 6 ayrı rekor kıran bir dönemi gördüğünü belirterek, bütün ürünlerde ihracatın arttığını ve 81 ilde de ihracat yapılırken 52'sinde ihracat rekor kırıldığını kaydetti.
Türkiye'nin 2011 yılında ihracatının yaklaşık yüzde 42'sini yaptığı Avrupa'da yaşanan ekonomik daralmaya ve ihracatının yüzde 25'den fazlasını yaptığı Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki siyasi ve ekonomik krize rağmen pazar çeşitlenmesine gidildiğini ifade eden Çağlayan, Türkiye'nin 105 ülkeye ihracat rekoru kırdığını söyledi.
Cari açık Ocak-Mart'ta yüzde 25 azaldı
Türkiye'nin bir yatırım üssü, lojistik üs ve operasyon üssü olarak görmenin de firmalar açısından son derece önemli olduğunu ifade eden Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni teşvik sisteminde önemli yapısal değişikliğe gidiyoruz. Bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltmaya yönelik bir teşvik sistemini öngörürken, diğer yandan da teknolojik değişim ve dönüşümü hedefledik. Yüksek katma değer, teknolojik değişim ve dönüşümü hedefledik. Türkiye'de şu anda son derece düşük olan ileri teknoloji ürün payını ciddi şekilde artırmak istiyoruz. Bu noktada Ar-Ge ve inovasyona her türlü teknik çalışmaya çok değer veriyoruz. Firmaların markalı ürünler üretmesi son derece önemlidir...
Cari açığın azaltılması noktasındaki çalışmalarımızı görüyorsunuz. 2011 Ocak- Mart cari açık miktarı 21,6 milyar dolar iken bu yılın aynı döneminde yüzde 25'lik düşüşle 16,2 milyar dolara düşürdük. Türkiye'nin cari açığında, 54 milyar dolarlık enerji ithalatı ve dış ticaret önemli bir unsurdur. Enerji çeşitlendirilmesi ve yenilenebilir kaynaklar konusunda yaptığımız çalışmalar ile enerjiye olan bağımlılığımızı azaltma noktasında önemli kararlar aldık.”