Çadırkentin çocukları ilham oldu

Güncelleme Tarihi:

Çadırkentin çocukları ilham oldu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2020 07:00

Elif Atmaca 29 yaşında genç bir tasarımcı, Toyi oyun kiti markasının yaratıcısı. 17 Ağustos’u İzmit’te yaşadı. Çadırkentteki yaşamı, oradaki çocukların duygularını, acıları ve kahkahayı paylaştı. Üniversiteyi bitirdiğinde cinsiyetsiz, her çocuğun yaratıcılığını tetikleyen, dezavantajlı çocuklara ulaşacak bir oyun kiti tasarladı. Toyi oyun kiti kısa zamanda global bir oyun kiti oldu. MoMA (Museum of Modern Art) müze mağazası ilk kez bir Türk oyuncak tasarımcısının ürününe yer verdi. Toyi oyun kiti Türkiye’den Tayvan’a, Hollanda’dan Amerika’ya uzandı. Elif Atmaca bu yıl İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik İleri Aşama Ödülü’nü de aldı.

Haberin Devamı

‘İŞTE böyle gençler var’ diyebileceğimiz bir hikaye. İlham Veren Kadınlar’da fark yaratan, yeni işler yapan, yılmayan, üreten kadınları yazmaya devam ediyoruz. Bu hikayenin kahramanı Elif Atmaca. 29 yaşında, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel Tasarım Fakültesi mezunu. Babası asker olan Elif Atmaca’nın çocukluğu Anadolu’nun farklı bölgelerinde geçti. Annesi ev ekonomisi öğretmeniydi. Ağabeyi ve Elif her gittikleri yere uyum sağlamayı daha çok küçük yaşlarda öğrendi. Elif ana sınıfını Ardahan’da okudu. İlkokula Urfa Akçakale’de başladı. Annesi Halk Eğitim Merkezleri’nde de öğretmenlik yaptı. Bu yüzden de hayatında üretmek, farklı malzemeler kullanmak oldu Elif Atmaca’nın. Urfa’da kaldıkları dönemde ise çevrelerinde yaşıtı kimse yoktu. Annesi de oyun arkadaşı bulmakta zorlandığı kızının eline boyaları, makasları vererek “Ne istiyorsan yap” diyerek ona bir yaratıcı alan sağladı.

Haberin Devamı

DEPREM FELAKETİNİ YAŞADILAR

Babasının İzmit’e tayini ailede büyük sevinç yaratmıştı. İlk kez büyük bir ile gittiler. Ancak bu mutluluk uzun süremedi. Türkiye’nin büyük acısı 7.4’lük 17 Ağustos 1999 depremini İzmit’te yaşadı. Bulundukları bölgede yıkım olmasa da büyük bir korku yaşadılar. Babası da Kocaeli’nde kurulan çadır kentin komutanı oldu. Bir süre okula gidemedi Elif, her depremzede çocuk gibi. Bir süre de barınaktan yapılmış bir okulda okudu. Babası tüm gününü çadır kentte geçirdiği için onlar da ağabeyiyle birlikte hep çadır kentteydi. Acıyı, acıyı paylaşmayı, yokluğu, dayanışmayı, paylaşmayı, her şeye rağmen mutlu olmayı diğer çocuklarla birlikte küçük yaşta çadır kentte yaşadı Elif. Kısacası hayatın her yönünü küçük yaşta tanıdı. Elif, o günleri şöyle anlatıyor: “Asker kızı olduğum için nereye gidersek gidelim önce çok gözlemlerdim, insanlar neler yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, yaşıtlarım neler yapıyor? Çadır kent beni çok etkiledi. İleride yapacağım iş kesinlikle çocuklarla ilgili olmalı diye düşündüm.” Tabii ki evde her şeyi değerlendiren bir annenin etkisi de büyük Elif’in hayatında. İlk tasarımlarını evde tasarlamaya başladı. Çünkü, annesi onun duvarları boyamasına, perdeleri kesmesine hiç engel olmadı.

Haberin Devamı

OKURKEN TASARLADI

Elif ve ailesi İzmit’ten sonra Ankara’ya taşındı. Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’ne girdi. Mutluydu, çünkü istediği bölümdü. Staj için MAN ve Arçelik gibi şirketlere gittiğinde, “Ben bu işlerde çalışmam, hayalimdeki endüstri tasarımı bu değil” dedi. Her zaman çocuklara yönelik bir şeyler yapmak istedi. Üniversitenin son sınıfındayken, “Her çocuğun oyun oynamaya hakkı var ve her çocuğun oyuncağı olmalı” fikriyle bir tasarıma başladı. Her çocuğun sıkılmadan oynayacağı, cinsiyet ayrımı olmayan bir oyuncak tasarladı.

İMECE’YE KATILDI

Üniversitedeyken TEGV’in projelerine katıldı. 2.5 yıl dezavantajlı çocuklarla çalıştı. Bu atölye çalışmalarında da çocukların ellerine verilen oyuncaklardan ya da sürekli tekrarlanan aynı oyunlardan sıkıldıklarını gözlemledi. Okulu bitirince küçük çaplı bir şirkete tasarımcı olarak girdi. Ancak hayalleri büyüktü. Bir arkadaşının ısrarıyla İstanbul’a geldi. İstanbul’da girişimcilerin buluşma noktası Starters Hub’ta bir teknoloji girişimine tasarımcı olarak katıldı. Bu girişimcilik dünyası onu mıknatıs gibi çekti. Kâr odaklı küçük girişimlerden destek bulduğunu, iyi fikirlerin önünün açıldığını görünce, “sosyal fayda yaratan bir iş neden büyümesin” diye düşündü. Bu dönemde onu en çok destekleyen de Bilim Kahramanları Derneği’nin aktivitelerinde tanıştığı ve yol arkadaşı olan Ögeday Uçurum oldu. Birlikte Zorlu Grubu’nun desteklediği Atölye’nin İMECE platformuna gittiler. Nitelikli eğitim alanında başvurularını yaptılar. Elif Atmaca oyun kiti geliştirdi. İMECE’den aldıkları 120 bin liralık destekle oyun kiti Toyi’yi ürettiler. Hem dezavantajlı çocuklarla denemeler yapıldı hem de özel okullarda okuyan çocuklarla. Elif, bu çalışmasını şöyle anlatıyor: “Bu denemelerde gördük ki, bir çocuk özel okulda çok çeşitli olanaklara sahip olarak görünse de yaratıcılıktan uzaklaşmış olabiliyor. Oradan oraya gitmekten, her şeyin kendine sunulmasından önüne bir oyun kiti geldiğinde ‘Barbie yoksa oynamam’ diyebiliyor. Bu yüzden de oyun hakkının her çocuğun hakkı olduğunu ve yaratıcılığın desteklenmesi düşünerek üretimi yaptık.”

Haberin Devamı

20 ÜLKEDEN 333 YATIRIMCI

Toyi STK’larla işbirliğiyle mülteci çocuklarla buluştu. Çocukları eşitleyen ve yaratıcılığı tetikleyen Toyi, duyuldukça talep her geçen gün arttı. İşlerini büyütebilmek için kitlesel fonlamaya başvurdular. Kitlesel Fonlama şirketi Kickstarter’la birlikte bir kampanya yaptılar. Bir ayda 20 ülkeden 333 yatırımcı oldu. Çok ilgi çekti kampanyaları. 7 STK seçtiler farklı ülkelerden ve oyuncağı alanlar için bu STK’lara bağış yapıldı. Bir ayda 2 bin kit satıldı, 2 bin de bağış yapıldı.

FUARDAN MOMA’YA

2018 yılında Almanya’da Spielwarenmesse Oyuncak Fuarı’na gitti iki ortak. Küçücük bir standları vardı. Orada Hollandalı bir eğitim seti şirketi Toyi’yi beğendi. Bu şirket sayesinde başka oyuncak şirketleri kapılarını çaldı. Aynı fuarda New York’un en çok ziyaret alan çağdaş sanat müzesi Museum of Modern Art MoMa’nın yetkilileri Toyi’yle ilgilendiler. 4 ay boyunca araştırdılar. Kullanılan malzemelerin geri dönüşümlü olması, sıfır atık olması gibi özellikleri de tasarımı kadar ilgi çekti. Ve Toyi MoMA’nın müze mağazasına girdi.

Haberin Devamı

Elif Atmaca, MoMA müze mağazasına giren ilk Türk oyuncak tasarımcısı oldu. Müzeyi ziyaret eden Türklerin sayesinde sosyal medyada tanındı. Henüz MoMA’yı ziyaret edemese de Elif Atmaca, MoMA sayesinde adını duyurdu, Amerika’dan yeni siparişler aldı. Amerika’dan Tayvan’a uzanan farklı yerlerde butik oyuncakçılarda ve internet üzerinden satılıyor Toyi. Ve Elif Atmaca şimdilerde oyuncağını tamamen biyoplastikle hayata geçirmeyi planlıyor.

Çadırkentin çocukları ilham oldu

ÖDÜL ALDI

TOYİ ile Elif Atmaca bu yıl İbrahim Bodur Sosyal Girişimclik ödüllerinde “İleri Aşama” kategorisinin de birincisi oldu. Elif Atmaca, ödülün fikir annesi Zeynep Bodur Okyay’ın vizyonundan çok etkilendiğini anlatıyor. Bu ödül ile birlikte bilinirliğinin de arttığını düşündüğü için çok mutlu.

Haberin Devamı

NASIL BİR OYUNCAK?

TOYİ; teker, ayak, göz, eklem, çubuk, esnek halka ve eklem parçalarından oluşan kit ile 6 yaş ve üstü çocuklar, etraflarında bulunan her türlü nesneyi istedikleri oyuncaklara dönüştürüyor. Bu sayede bir su şişesi rokete, eski bir kutu trene veya bir kozalak sevimli bir hayvana dönüşebiliyor. Toyi ile çocuklar ister kendi başlarına ister arkadaşlarıyla birlikte kendi oyuncaklarını tasarlıyor.

OYUN HAKKI İÇİN ÇALIŞIYOR

ELİF Atmaca aynı zamanda her çocuğun oyun hakkı için çalışıyor. Bunu yapanları da ‘oyun savunucusu’ ilan ediyor ve şöyle diyor: “Oyun çocuklar için temel bir hak, oysa çoğu zaman çocukların oyun hakkı göz ardı ediliyor. Kim kişisel yaşantısında kendine özgü yollarla çocuk oyun hakkını destekliyor, biz onlara Oyun Savunucuları diyoruz.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!