Güncelleme Tarihi:
Sabancı, Sabancı Vakfı'nın düzenlediği "Toplumsal Gelişme Hibe Programı (TGHP)" kapsamında desteklediği Ekim Zamanı Deneyim Paylaşım Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, geçen günlerde katıldığı bir toplantıda Sabancı Vakfı için "sivil toplumun annesi" tanımının yapıldığını söyledi.
2006 yılından itibaren adil ve demokratik bir toplum için eşitsizlikleri azaltmaya, sivil toplumu güçlendirmeye çalıştıklarını anlatan Sabancı, sosyal ve sosyo-ekonomik gelişmenin fırsat eşitliği ve katılımla gerçekleştirileceğine inandıklarını kaydetti.
Sabancı, bunun için toplumsal gelişmenin temelinde güçlü bir sivil toplum olması gerektiğini vurgulayarak, kendilerinin de toplumsal gelişme hibe programlarını sürdürülebilir kılmak ve ileriye taşımak istediklerini dile getirdi.
Hayırseverlik kavramının değiştiğine işaret eden Sabancı, hayırseverliğin artık daha etkili bir değişim oluşturmak için kullanıldığını; artık stratejik hayırseverlikten bahsedildiğini; günü kurtarmaya çalışmak yerine köklü çözümler üretmek, uzun vadeli planlar üzerinde çalışmak ve daha etkin toplumsal değişim sonuçları elde etmek gerektiğini ifade etti.
Meselenin sadece maddi destek vermek olmadığının altını çizen Sabancı, "Bilgi ve tecrübe ile sivil toplum örgütlerinin kapasitelerini artırmak, daha sonucu varan projeler yapmalarını sağlamak lazım. Bu, beraberinde zihinlerimizdeki bazı engelleri, ön yargıları açmakla mümkün" şeklinde konuştu.
"KADINLARI, GENÇLERİ VE ENGELLİLERİ ODAĞIMIZA ALDIK"
Güler Sabancı, vakıf olarak hedeflerinin eşit fırsatlardan yararlanamayan, ayrımcılığa uğrayan ve toplumsal hayata yeteri kadar katılamayanlara destek olmak olduğunu söyledi.
"Herkese ve her şeye ulaşamıyor olabiliriz. Ama odaklanmamız lazım" diyen Sabancı, kadınları, gençleri ve engellileri odaklarına aldıklarını dile getirdi.
Toplumsal gelişme hibe programlarını 3 ayrı program çerçevesinde verdikleri bilgisini paylaşan Sabancı, bunların "Toplumsal Gelişme Hibe Programı", "Birleşmiş Milletler Ortak Programı çerçevesinde Türkiye'nin çeşitli illerinde kız çocuklarının ve kadınların insan hakları ile ilgili yaptığı çalışmalar için verilen hibe programları" ile "Fark Yaratanlar" programları olduğunu ifade etti.
Sabancı, 8 yılda toplam 107 projeye hibe desteği verdiklerini belirterek, sadece bu yıl 27 projeye 2 milyon lira hibe desteği sağladıklarının altını çizdi.
Sivil toplum örgütlerinin sayısının ve kapasitesinin artmasının, gelecek için çok önemli olduğuna işaret eden Sabancı, "Bugün burada 9 projeyi, engellilerin topluma katılımını sağlayacak 9 projeyi, gençlerin hayatında fark yaratan, kadınların ekonomik ve sosyal olarak güçlenmesini sağlayacak 9 projeyi dinleyeceğiz" şeklinde konuştu.
Sabancı, Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı'nın İnsani Gelişme Endeksi'nin Türkiye'ye ait sonuçlarının iyi olmadığını belirterek, "2 yıldır 187 ülke arasında 69. sıradayız" dedi.
Bu endeksin eğitim, istihdam ve sağlık gibi alanlarda ve temel ihtiyaçlar üzerinden ülkelerin ekonomik büyümelerini toplumsal gelişmeye ne kadar aktarabildiklerini ortaya koyduğuna dikkati çeken Sabancı, "Türkiye'nin durumu bize şunu gösteriyor. Ekonomimiz geçtiğimiz yıllarda yüzde 4 civarında iyi bir performansla büyüdü. Ancak bu büyümenin toplumsal gelişmemize aynı oranda henüz yansımadığını görüyoruz" dedi.
Avrupa Birliği'nin (AB) geçen günlerde açıkladığı İlerleme Raporu'nda sivil toplumun rolüne dikkat çektiğine işaret eden Sabancı, raporda her kademede sivil toplum ile devlet arasında danışma, müzakere mekanizmalarının sistemli, yapısal ve kalıcı bir düzleme oturtulması gerektiği uyarısı yapıldığını anımsattı.
Güler Sabancı'nın konuşmasından sonra 3 ayrı panelde kadınlar, gençlik ve engelliler konusunda çalışan, Sabancı Vakfı'nın hibe programından yararlanan 9 proje hakkında deneyimler aktarıldı.