Büyüme rakamlarının ardından ilk tepkiler

Güncelleme Tarihi:

Büyüme rakamlarının ardından ilk tepkiler
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2011 13:08

Bugün gelen verilerin ardından Türkiye'nin, 2010 büyümesiyle Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olması ekonomi dünyasında yankı uyandırdı.

Haberin Devamı

İşte büyüme rakamlarının açıklamasının ardından gelen ilk tepkilerden bazıları;

BAKAN ERGÜN: TÜRKİYE'NİN İÇ DİNAMİZMİNİN BİR GÖSTERGESİ

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 2010 yılı büyüme rakamlarının, yüzde 8'in üzerine çıkacağını düşündüklerini, piyasa tahminlerinin de yüzde 8,5 civarında olduğunu belirterek, “Nihayetinde 8,9 gibi 2004'ten sonraki en yüksek büyüme rakamına ulaşmış olduk. Bu Türkiye ekonomisinin gerçekten önemli bir iç dinamizme sahip olduğunu bize gösteriyor” dedi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, katıldığı bir televizyon programında 2010 büyüme rakamlarını değerlendirdi. Yılın başından bu yana herkesin Türkiye ekonomisiyle ilgili büyüme rakamlarını revize ettiğini belirten Ergün, hükümetin de rakamı revize ederek en son 6,8'e çıkardığını, daha sonraki gelişmelerin ise rakamın yüzde 8'in üzerinde olacağını gösterdiğini söyledi. Ergün, şöyle dedi:

“Yüzde 8'in üzerine çıkacağını düşünüyorduk, piyasa tahminleri de yüzde 8,5 civarındaydı. Nihayetinde 8,9 gibi 2004'ten sonraki en yüksek büyüme rakamına ulaşmış olduk. Bu Türkiye ekonomisinin gerçekten önemli bir iç dinamizme sahip olduğunu bize gösteriyor. Bu performansın özel sektörün dinamizminden kaynaklandığını, Türkiye'nin dışa açıklığından, içerde mali disipline uyulmasının, makro ekonomik dengelerin muhafaza edilmesinin, finansal istikrarın korunmasının önemli rolü olduğunu kabul etmemiz lazım.”

ÇAĞLAYAN: POTANSİYELİMİZİ GÖSTERDİK

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye ekonomisinin vites büyüttüğünü belirterek, yüzde 8,9'luk büyümenin, Türkiye ekonomisinin potansiyelini gösterdiğini belirtti. Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2010 yılı GSYİH rakamları ve Şubat 2011 dış ticaret rakamlarını değerlendirdi.

Bakan Çağlayan, Türkiye'nin bu performansı ile küresel kriz öncesi seviyeye döndüğünü, gerek ihracat artışının, gerekse büyüme performansının bunun kanıtı olduğunu ifade etti.Çağlayan, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2010 yılı büyüme rakamının ve 2011 yılı Şubat ayı dış ticaret rakamlarının, Türkiye'nin ekonomik büyüme ve ihracatta vites büyüttüğünü gösterdiğini vurguladı.

Türkiye ekonomisinin, 2010 yılının tamamında yüzde 8,9 oranında büyüyerek gerçek potansiyelini gerçekleştirdiğini ve 2010 yılında sadece yüzde 1,7 büyüyebileceği ortaya çıkan AB-27 ile kıyaslanamayacak bir performans yakaladığını belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

“Son açıklanan büyüme rakamı ile 2010 yılında, Avrupa'nın ve dünyanın en dinamik ekonomisinin Türkiye olduğu ortaya çıkmıştır. Büyüme performansı açısından, AB ülkeleri arasında krizden en az etkilenen Polonya'nın dahi 2010 yılında yüzde 3,8 büyüdüğü göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin başarısı bir kez daha netleşmektedir.2010 yılı büyüme rakamı, Türkiye'nin tüm dünyayı saran küresel krizden ne kadar hızlı çıktığını da göstermektedir. 2009 yılında ekonomisi yüzde 5'den fazla daralan ülkeler arasında yer alan Letonya, Slovenya, Macaristan, Hırvatistan, İsveç, Litvanya, Bulgaristan, Danimarka gibi ülkeler ve krizden en az etkilenen Norveç, Fransa gibi ülkelerin dahi 2010 yılı büyüme rakamları yüzde 5,5'in üzerine çıkamamıştır.”


“ZANNEDERSEM TÜRKİYE EKONOMİSİ 2011'DE DE YÜKSEK PERFORMANS GÖSTERECEK”


Ergün, artık 2011 yılına bakmak gerektiğini, 2011 yılında da Türkiye ekonomisinin yine yüksek bir performans göstereceğini tahmin ettiğini söyledi.
Büyümenin kaynağına ilişkin bir soru üzerine Ergün, hem içerdeki ekonomik aktivitilerden, iç tüketimin artışından kaynaklanan bir boyutun hem de dış ticaret, ihracat artışından kaynaklanan bir boyutun olduğunu ifade etti.

Ergün, her sektörün önemli katkısının bulunduğunu, ilk üçü inşaat, imalat ve toptan perakende ticaretin paylaştığını belirtti.2011'de 2010'daki büyümenin nasıl bir baz etki oluşturacağı sorusu üzerine Ergün, “Bu büyüme rakamının üzerine büyüme daha zor bir hadise. Ama şimdiden görüyoruz ki bugün itibariyle OVP'daki yüzde 4,5'lik hedefe sahip çıkmak durumundayız. Bugün 2011 1. çeyreğini bitiriyoruz. Bu performansa baktığımızda yüzde 4,5'in üzerinde büyüme potansiyelini gösterdiğini söyleyebiliriz” dedi.

Haberin Devamı

MÜSİAD: 2011'DE BEKLENTİLER AŞILABİLİR

Haberin Devamı

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye ekonomisinin 2010 yılında, tarihinde ilk kez 1 trilyon lirayı geçerek yüzde 8,9 oranında beklentilerin üzerinde rekor bir büyümeyle dinamizmini yeniden ortaya koyduğunu belirterek, “Türkiye 2011'de de 2010'da olduğu gibi beklentilerin üstünde bir büyüme rakamını gerçekleştirebilir” dedi.

Vardan, büyüme rakamlarına ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, “Bu rakamın oluşumunda en büyük faktör, yatırımların 2010 yılında yeniden canlanmış olmasıdır. Burada da en büyük pay, yüzde 33,5'luk bir artış gösteren ve büyümeye 6,6 puanlık katkı sağlayan özel sektör olmuştur. Ayrıca, tüketimin de toplam büyüme oranındaki 4,5 puanlık payı dikkati çekmektedir. Dolayısıyla, harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH verileri, geçen yıl, hem yatırımcıların hem de tüketicilerin, piyasalarda oluşan güvenin ve siyasal istikrarın da etkisiyle, hayli olumlu tepkiler verdiklerini açıkça göstermektedir” dedi.

Haberin Devamı

Sektörel bazda ele alındığında ise, büyümeyi çeken motor gücün, milli gelirin dörtte birini oluşturan ve yüzde 13,6 oranında büyüyen imalat sanayi olduğunu görmenin kendilerini sevindirdiğini ifade eden Vardan, imalat sanayinin hem milli gelir içindeki ağırlıklı payıyla, hem de yüksek büyümesiyle 8,9 oranındaki büyümenin 3,3 puanını oluşturarak ekonomideki belirleyici faktör olduğunu açıkça gösterdiğini kaydetti.

Vardan, bunun yanı sıra GSYH'nin yüzde 60'ı aşkın bir kısmını oluşturan hizmetler sektörünün de özellikle ulaştırma, ticaret ve inşaat alt sektörleriyle büyümeye önemli katkılar sağladığını işaret ederek, bu yıl Türk ekonomisinin olağanüstü bir performans göstererek büyümede dünya devi olan Çin'le yarışır hale geldiğini söyledi.

Haberin Devamı


YALÇINTAŞ: 2023'TE EN BÜYÜK 10 EKONOMİ ARASINA GİRERİZ

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, açıklanan büyüme rakamlarının ekonomideki istikrarın sonucu olduğunu belirterek, “İnanıyorum ki bu istikrar ortamı sürdükçe, 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimize ulaşacağız” dedi.

Yalçıntaş, 2010 yılında sağlanan yüzde 8,9'luk büyümeye ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Avrupa'da rekor kıran bu büyümede özel sektörün çok büyük payı olduğunu vurgulayarak, rekor büyümenin ülkedeki istikrarın sonucu olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Devlet ve özel sektör harcamalarına bakıldığında, büyümenin ana motorunun özel sektör yatırımları ve iç tüketim olduğunun görüldüğünü dile getiren Yalçıntaş, 2010 yılında imalat sanayinin yüzde 13,6, toptan ve perakende ticaretin yüzde 13,3, inşaatın yüzde 17,1, ulaştırma ve haberleşme sektörünün ise yüzde 10,5 büyüdüğüne dikkati çekti.

Haberin Devamı

Yalçıntaş, “Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın sabit fiyatlarla yaklaşık yüzde 57'sini oluşturan bu dört sektörün performansı, ekonomideki genel toparlanma ve büyüme azminin açık bir göstergesidir. Genel seçim sürecine girdiğimiz bu dönemde, hükümetin ve ekonomi yönetiminin makro istikrardaki hassasiyeti ile özel sektörümüzün bu dinamizmi ilerisi için bize umut vermektedir” ifadesini kullandı.

Geçen yılın son çeyreğinde özel sektör sabit sermaye oluşumunun yüzde 49,5 yükseldiğine işaret eden Yalçıntaş, “Bu performans göz önüne alındığında, geleceğe yönelik yatırımların hızlandığını görüyoruz. 2011 yılının ilk çeyreğinde de yüksek bir büyüme rakamının sürpriz olmayacağı söylenebilir” görüşünü bildirdi.

ASO: ŞAŞIRMADIK

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, açıklanan büyüme rakamlarının kendilerini şaşırtmadığını belirterek, “Cari açığı kapatmak için ekonomiyi yavaşlatmaktan çok, yapısal tedbirler üzerinde odaklanılması gerekir” dedi.

Özdebir, yaptığı yazılı açıklamada, 2010 yılında sağlanan yüzde 8,9'luk büyümeyi değerlendirdi. Büyümenin yüzde 9'lara ulaşabileceğini beklediklerini ve bu tahmini de geçen yılın ikinci çeyreğinden itibaren birçok kez dile getirdiklerini ifade eden Özdebir, dolayısıyla açıklanan rakamların kendilerini şaşırtmadığını kaydetti. Sağlanan ekonomik büyümeye, sanayinin yaptığı yüksek katkıya dikkati çeken Özdebir, şöyle devam etti:

“Sanayideki büyüme devam etmektedir. Ancak, sanayi üretiminin ulaştığı seviye beş yıl öncesinden çok farklı değildir. Son beş yıldır sanayimiz, sanayicilerin üstün çabasına ve verimlilikteki artışlara rağmen yerinde saymıştır. Bütün ekonomi politikalarında öncelik finans sektörüne verilirken sanayimizin üvey evlat muamelesi görmesi bu sonucu doğurmuştur. Biz yıllarca değerli TL'nin kanser gibi sanayimizi içten içe yıprattığını ve cari işlemler açığını artırdığını söyledik. Geldiğimiz nokta, bu uyarılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir. Bu nedenle sanayideki büyümeyi destekleyici tedbirlerin alınması gerekir. Bu işsizlikle mücadeleye de katkı sağlayacaktır.”


ÇAĞLAR: ÖNEMLİ ANCAK SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Türkiye'nin yüzde 8,9 büyümesinin önemli, ancak bunun sürdürülebilir hale getirilmesinin daha da önemli olduğunu belirterek, “Çünkü ekonomideki en önemli kriterlerden bir tanesi istikrarı sağlayabilmek” dedi.

Çağlar, CNBC-e televizyonunda katıldığı bir programda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Türkiye'nin büyüme hızını değerlendirdi.
Büyüme hızının 2010 yılında yüzde 8,9 olarak açıklandığının hatırlatılması üzerine Çağlar, bu rakamın beklentilerin üzerinde olduğunu söyledi. Olumlu tahminlerin yüzde 8 civarında olduğuna işaret eden Çağlar, “Yüzde 8,9 gerçekleşmesi Türkiye'nin büyüdüğünü gösteriyor. Biz bu büyümeyi bir takım makro verilere bakarak takip ediyorduk, geçmiş 3 çeyrek de bunu teyit ediyordu zaten” dedi.
Gerek imalat sanayi endeksleri, gerekse kapasite kullanım oranlarıyla bunu gözlemlediklerini ifade eden Çağlar, “Bankacılar olarak bize gelen kredi taleplerinden bunu görüyorduk. Özellikle yatırım taleplerinden. Ülkenin büyüdüğünü bu yatırım ve kredi taleplerinden de gözlemleyebiliyoruz. Yüzde 8,9'luk bir büyüme önemli bir büyüme ama bunun bir defalık olması belki çok önemli bir şey değil, bunu sürdürülebilir hale getirmek çok önemli. Çünkü ekonomideki en önemli kriterlerden bir tanesi istikrarı sağlayabilmek” diye konuştu. Çağlar, bu oranda bir büyümenin istihdama ve yatırıma katkısı olduğunu kaydetti.

ASKON: KAYIPLARIN TELAFİSİ ANLAMINDA MESAFE ALINDI


Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, 2010 büyüme rakamlarının hiç şüphesiz büyük bir oran olduğunu, ancak Türkiye'nin 1980'den bu yana ortalama yüzde 4,5 oranında büyüyen bir ülke konumunda bulunduğunu belirterek, “Bütün ekonomik aktörlerin dış ticaret fazlası verdiği bir sisteme doğru evrilmek şarttır” dedi.

Mustafa Koca, büyüme rakamlarını değerlendirdiği açıklamasında, 2009 yılında ciddi anlamda kayıp veren ekonominin geçen yılın ikinci çeyreğinden itibaren yeniden büyüme trendine girdiğini ve kayıpların telafisi anlamında önemli mesafeler alındığını, bunun sevindirici bir gelişme olduğunu kaydetti.
2008 krizinin dışarıdan geldiğini, etkilerinin derin olduğunu vurgulayan Koca, şimdi esas peşinden koşmaya başladıkları hedefin dışarıdan da gelse Türk ekonomisini etkilemeyecek dayanıklılığa sahip bir ekonomik yapı oluşturmak olduğunu ifade etti.

Koca, bazı makro rakamlarda önemli oranda AB kriterleri yakalanmış olsa da Türkiye'nin kredi notlarının yeterli düzeyde olmadığı, risk priminin yüksek olduğu, kredi yüklerinin halen çok ağır olduğuna işaret ederek, iç tasarruf yetersizliği sebebiyle dışarıya olan sermaye bağımlılığının Türkiye'nin en yüksek kırılganlık halkası olmaya devam ettiğini belirtti.

TEPAV:  AVRUPA'NIN EN BAŞARILISI

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Türkiye'nin analiz edilen 40 ülke arasında etkileyici bir büyüme performansı sergilediğini ve Polonya'nın ardından Avrupa'nın en başarılı ülkesi olduğunu bildirdi.

TEPAV'dan yapılan yazılı açıklamada Ekonomi Politikaları Analisti Sarp Kalkan ile TEPAV Araştırmacısı Ayşegül Dinççağ'ın “Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme” konulu çalışması hakkında bilgi verildi.

Çalışmada Türkiye'deki üretim ve ihracat toparlanması ile diğer ülkelerin karşılaştırıldığı belirtilen açıklamada, ülkemizin 2009'da en hızlı daralan 10'uncu, 2010'da ise en hızlı toparlanan 5'inci ekonomi olmasının önemine dikkati çekildi. Bu durumun Türkiye ekonomisinin iç pazarının ne kadar önemli olduğunu ve adaptasyon kabiliyetinin yükseldiğini bir kez daha kanıtladığı belirtilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

“Bu dönemde yüksek büyümeyi ve ihracat artışını sağlayabilen Çin, Hindistan gibi Doğu Asya ülkeleri ve bu ülkelere tedarik sağlayan Latin Amerika ülkeleri, en başarılı ülkeler olarak göze çarpmaktadır. Bu dönemin en başarısız performansı ise halen borç kriziyle uğraşan Avrupa ülkeleri ile Rusya ve Kanada'dan gelmiştir. Avrupa ülkeleri arasında yüksek büyüme performansı gösteren iki ülke dikkati çekmektedir. Polonya'nın kriz döneminde süreklilik arz eden büyüme performansının ardından en başarılı ülke Türkiye'dir. Türkiye, düşük büyüme, düşük ihracat artışı gerçekleştiren ülkelere toplam ihracatının yüzde 45'ini yapmakta, bu ülkelerin krizden kötü etkilenmesi ve halen krizin içinde olmaları da Türkiye'nin ihracatını doğrudan etkilemektedir. Buna rağmen Türkiye'nin kriz öncesindeki üretim düzeyinin yüzde 7,1 üzerine çıkmış olması oldukça önemlidir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!