Güncelleme Tarihi:
TÜİK'e göre söz konusu dönemde, cari fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) 318.4 milyar lira oldu. Sabit fiyatlarla ise bu dönemde ekonomi 27 milyar 910 milyon lira oldu.
Büyüme neredeyse tüm piyasa uzmanlarının beklentisinin üzerinde geldi. Gelen veri sonrası uzmanlar, 2011 sonunda büyümenin yüzde 8'e ulaşabileceğini tahmin ediyor. Piyasa beklentileri büyümenin yüzde 6.8 olacağı yönündeydi.
TÜİK diğer taraftan ilk çeyrekteki büyüme oranını da yüzde 11'den, yüzde 11.6'ya revize ederken, 2010 büyüme oranını da yüzde 8.9'dan yüzde 9'a yükseltti.
TİCARET SEKTÖRÜ, 72 MİLYAR LİRAYA YAKLAŞTI
Türkiye ekonomisinde 2011 yılının ikinci döneminde sabit fiyatlarla en fazla büyüme gösteren sektör, balıkçılık oldu. Geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,3, bu yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 12,5 büyüyen sektör, bu yılın aynı döneminde yüzde 20 büyüme gösterdi. Sektörün cari fiyatlarla büyüklüğü, 1 milyar 129 milyon liraya yükseldi.
En fazla büyüyen sektörlerin başında dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetleri (yüzde 18,5), mali aracı kuruluşların faaliyetleri (yüzde 14,3), inşaat (yüzde 13,2), toptan ve perakende ticaret (yüzde 13) geldi. Ticaret sektörünün cari fiyatlarla büyüklüğü 71 milyar 949 milyon 955 bin lira oldu.
IMF TAHMİNİNİN ÇOK ÜZERİNE ÇIKACAĞIZ
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
açıklanan büyüme rakamları ile ilgili olarak, "Yüzde 8.8 tahminlerin üzerinde bir rakam oldu. Bu durum Türkiye'de dinamik bir yapının varolduğunu gösteriyor" dedi.Ergün, 2012 büyüme hedefinin revize edileceğini ve 2012 büyümesinin IMF'nin tahmini olan yüzde 2.5'in çok üzerine çıkacağına inandığını kaydetti.
BÜYÜME SÜRER AMA...
Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim görevlisi Prof.Dr.Erhan Aslanoğlu, beklentilerin üzerinde gelen büyüme verisinde özellikle inşaat, ticaret, ulaştırma ve mali sektörde görülen çift haneli büyümenin etkili olduğunu söyledi.
Aslanoğlu, küresel piyasalardaki risk iştahının kaybolmaması durumunda Türkiye'nin büyümesini sürdüreceğini ancak dışarıda artan tedirginliklerden dolayı dış finansmana dayalı büyümede gelecek dönemin daha zorlu geçeceğine dikkat çekti.
Aslanoğlu şöyle konuştu, "Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye gelmesinde iki önemli etken bulunuyor. Bunlardan ilki bankacılık sektörünün güçlü durumu, ikincisi de kamu borç stoğunun iyi durumda olması nedeniyle kamu kağıtlarına ciddi talep olması. Bu sayede Türkiye'ye önemli oranda kaynak girişi var. Bankacılık sektörüyle giren bu krediler de reel sektöre aktarılarak büyüme sağlanıyor.
Türkiye'de hem reel sektör hem de tüketici güveninde olumlu bir tablo olması dolayısıyla iç talebe dayalı bir büyüme görülüyor.
Dünyada sermayenin risk iştahı devam ederse, Türkiye sermaye çeken ülkeler arasında olur. Ben, Türkiye'nin cari açık sorununa rağmen, getiri bekleyen yatırımcılar için alınabilir bir risk olduğunu düşünüyorum. Yatırımcılar, 2008 krizi sırasında kısa süreliğine görüldüğü gibi, tam anlamıyla güvenli limanlara dönmediği sürece Türkiye'nin büyümesinin devam edeceğini düşünüyorum.
Ancak, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki görüntünün daha riskli olacağını bu nedenle de Türkiye'nin dış finansmana dayalı büyümesinde öncekine kıyasla daha zorlu bir süreç yaşanacağını düşünüyorum".
BÜYÜME PERFORMANSI İYİ GİDİYOR
Osmanlı Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Murat Salar, hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, büyümenin beklentilerin ötesinde geldiğini söyledi. Türkiye'nin büyüme performansının çok iyi gittiğini belirten Salar, şöyle devam etti:
"Dünyada büyük sıkıntıların olduğu ve gelişmiş ülkelerin patinaj yaptığı bir dönemde bizim büyüme performansımız parmak ısırtıyor. Makro açıdan Türkiye'nin büyümesi, enflasyonu ve bütçe açıkları son derece sağlam ve geleceğe dair pozitif düşünmeye itiyor. Tek yumuşak nokta cari açık. Onun da kurdaki yükseliş ile yavaşlayacağı görülüyor. Ayrıca bu büyüme rakamı gösterdi ki uluslararası piyasalardaki türbülans azaldıkça Türkiye olumlu ayrışmaya devam edecek."
TÜRKİYE AVRUPA ŞAMPİYONU
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre Türkiye Çin'in ardından dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olurken, Avrupa'da ilk sıraya oturdu.
Çin, yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 9,5 büyürken, Çin'i yüzde 8,8 ile Türkiye ve yüzde 8,4 büyüme oranıyla Estonya takip etti. İkinci çeyrekte Hindistan yüzde 7,7, Şili yüzde 6,5, Endonezya yüzde 6,5, Litvanya yüzde 6,2 ve Letonya yüzde 5,7 büyüme kaydetti.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD aynı çeyrekte yüzde 1,5, Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya ise yüzde 2,8 büyüme sağladı. Fransa ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 1,6, İngiltere ekonomisi yüzde 0,7 ve İtalya ekonomisi yüzde 0,8 büyüdü.
Bu yıl 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunami felaketinin ekonomideki olumsuz etkilerini üzerinden atmaya çalışan Japonya ekonomisi ilk çeyrekte olduğu gibi ikinci çeyrekte de daraldı. İlk çeyrekte yüzde 0,7 daralan dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya, ikinci çeyrekte de yüzde 0,9 küçüldü.
Avrupa'da Türkiye'den sonra en hızlı büyüyen ülkeler yüzde 8,4 ile Estonya, yüzde 6,2 ile Litvanya, yüzde 5,7 ile Letonya ve yüzde 5,3 ile İsveç oldu.
Bu ülkeleri sırasıyla yüzde 4,5 ile Polonya, yüzde 4,1 ile Avusturya, yüzde 3,5 ile Slovakya, yüzde 2,8 ile Almanya, yüzde 2,7 ile Finlandiya, yüzde 2,5 ile Belçika, yüzde 2,4 ile Çek Cumhuriyeti, yüzde 2 ile Bulgaristan, yüzde 1,9 ile Danimarka, yüzde 1,6 ile Fransa, yüzde 1,5 ile Hollanda, yüzde 1,4 ile Kıbrıs Rum kesimi, yüzde 1,2 ile Macaristan, yüzde 1 ile Slovenya, yüzde 0,8 ile İtalya, yüzde 0,7 ile İngiltere ve İspanya takip etti.
Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonunun (IMF) kurtarma paketlerinden yararlanan, ancak hala borç sorununun üstesinden gelmeye çalışan Yunanistan ve Portekiz ekonomileri ilk çeyrekten sonra ikinci çeyrekte de daraldı.
Yılın ilk çeyreğinde yıllık yüzde 8,1 daralan Yunanistan ekonomisi ikinci çeyrekte de yıllık yüzde 7,3 küçüldü. İlk çeyrekte yıllık yüzde 0,6 küçülen Portekiz ekonomisi, ikinci çeyrekte de yüzde 0,9 daraldı.
İkinci çeyrekte 17 üyeli Avro Bölgesi'nde büyüme yıllık yüzde 1,6 ve 27 üyeli AB'de yüzde 1,7 oldu.