Güncelleme Tarihi:
OECD’de kadınların işgücüne katılım oranı ortalaması yüzde 62 seviyelerinde. Türkiye’de ise oran sadece yüzde 30.9. Yüzde 19’a çıkması istenilen tasarruf oranımız ise yüzde 12.6 seviyelerinde. Raiser, Hürriyet Daily News gazetesine verdiği demeçte, Türk ekonomisinin hala kırılgan bir yapıda olduğunu ve 2015 ve 2016 senelerinde yıllık yüzde 3 - 3.5’lik büyüme oranıyla yetinmesinin daha doğru olacağını kaydetti.
Dünya Bankası’nın 1980’den itibaren Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasını irdelediği ve bugün kamuoyuna açıklanacak yeni araştırma kitabında, Türkiye’nin uzun vade büyümesi senaryolarının ele alındığını anlatan Raiser, şöyle konuştu: “Amerikan ekonomik tarihine bakıldığında, kadınların ekonomiye katılımı ve herkesin ortaeğitim düzeyinde eğitim almaları ülkenin 1950’lerdeki büyümesinin neredeyse yarısını sağlayan etmenler olduğu görülür. Aynı olgu Türkiye’de de görülebilir. Sadece tek bir faktör olarak kadınların işgücü katılmaları ve böylece işgücünün genişlemesi, önümüzdeki 15 yıl boyunca Türkiye’nin büyümesine yıllık yüzde 1.5’luk katkıda bulunacaktır. Bu insanların iş bulabilmesi için yatırıma, yatırımların gelmesi için istikrara ve uygun iş iklimine sahip olmak gerekir. Bütün bu koşullar yan yana gelirse, yüzde 4.2 ila 4.6 arasında büyüme senaryosu gerçekleşir.”
DÜNYA Bankası Türkiye Temsilcisi Martin Raiser, Türkiye’nin yüzde 5 büyüme performansını yakalaması için kadınların işgücüne katılım oranının OECD ortalaması olan yüzde 62’yi bulması gerektiğini söyledi.