Aslan BATUR
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2011 00:00
Türkiye’nin Duravit ülkeleri arasında en hızlı büyüyen pazarlardan biri olduğunu belirten ve görevine başlar başlamaz ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştiren Duravit’in yeni CEO’su Frank Richter, “Türkiye 2023’e dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacaksa, biz de Türkiye’nin artan ihracatının birer parçası olacağımız için büyümeden kendi payımızı alacak şekilde hazırlığımızı yapıyoruz” dedi.
VİTRİFİYE, banyo mobilyası, banyo ve wellness ürünleri alanında dünyanın önde gelen üreticilerinden olan Duravit, büyüme stratejisini Türkiye’nin 2023 yılındaki ihracat hedefi çerçevesinde hazırlıyor. Duravit CEO’luğu görevini Franz Kook’tan devralmasının ardından ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirdiğini belirten Prof. Frank Richter, “Türkiye’deki üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ediyoruz. Türkiye 2023’de dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacaksa, biz de Türkiye’nin artan ihracatının birer parçası olacağımız için büyümeden kendi payımızı alacak şekilde hazırlanıyoruz. Göreve başlamadan önce Türkiye ile ilgili geniş araştırma yaptım. Türkiye’nin Duravit ülkeleri arasında çok hızlı büyüyen bir pazar olduğunu gördüm. Nitekim hızlı büyümesiyle bunu gösterdi. Büyüme önümüzdeki yıl beklenenden biraz daha düşük olacak ancak bu Türkiye’nin Duravit pazarları arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olduğu gerçeğini değiştirmeyecek” dedi.
Hamamı yeniden yorumlayabiliriz
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde büyük bir sıçrama gerçekleştirmesini beklediğini vurgulayan Richter, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye bizim büyüme stratejimizin en önemli parçalarından biri. Burada insanlar bizimle iş yapmak istiyor. Türkiye’de faaliyet göstermekten çok mutluyuz. Tek bir marka altında faaliyet gösteren orta ölçekli bir şirketiz. Ürünlerimizle farklılaşma konusunda benzersiz bir stratejimiz var. Bu stratejiyle de Türkiye’de yapabileceğimizin en iyisini yapıyoruz. Türkiye köklü bir banyo kültürüne sahip. Biz hiç bir ülke için özel ürün geliştirmiyoruz. Ancak özellikle Türkiye gibi pazarlar için geliştirdiğimiz taharet musluğu teknolojimiz ses getirmişti. Şimdi Türk hamamını da yeniden yorumlayarak, dünyaya hitap edecek bir banyo tasarımı gerçekleştirebiliriz.”
En büyük adımlardan biri Türkiye
Şirketin Türkiye operasyonunun mimarı olan eski CEO Franz Kook ise, Türkiye ile olan ilişkilerinin bundan 10 yıl önce başladığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bundan 10 yıl önce Duravit şu anda bulunduğu pozisyonda olduğu kadar güçlü değildi. O dönemde attığımız en büyük adımlardan birisi Türkiye oldu. Başlarda beklediğimden çok daha iyi bir pazar payına ulaştık. Türkiye benim gözümde artık çok daha güçlü. Almanya’da Durvit ülkelerini bir araya getirdiğimizde, markanın geleceği ile ilgili neler yapılabileceğini tartışırken Türkiye gerçekten dikkat çekici hedefleriyle öne çıktı. Türkiye genç nesli ile de bundan 30 yıl sonrasında Avrupa’da ne kadar büyük işler yapacağını şimdiden gösteriyor. Türkiye yeni ürünlere açık bir pazar. Türkiye’nin tasarım ürünlere karşı fazla eğilim içinde olan bir pazar olduğunu keşfettim. Türk insanının beğenisi Avrupalılara daha yakın. Türkiye’yi, diğer ülkeleri ile kıyaslarsak, ürün seviyesinin ortalamanın çok daha üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Biz tabi ki Ortadoğu’da da daha üst ürün grubunu yaymaya çalışıyoruz.”
Banyomuz iPhone gibi olmalı
DURAVIT’in ürünlerini hakkında konuşulur derecede popüler bir hale getirme hedefinde olduğunu anlatan Franz Kook, şöyle konuştu: “İnsanlar telefon için iPhone ya da BlackBerry gibi ürünleri konuşurken banyoları için de sadece bizim ürünlerimizi tercih eder hale gelmesini hedefliyoruz. Yerel üreticilerden tamamen farklı ürünlere sahibiz. Biz kendi segmentimizde yarışıyoruz. 50 metre öteden baktığınızda ürünün Duravit markasına ait olduğunu anlayabilecek şekilde ürünlerimizi geliştiriyoruz. Hayatının her alanında stile önem verenlere, banyoda da stil sahibi ürünler sunuyoruz. Yılda dört milyon adetlik üretim gerçekleştiriyoruz fakat bizden çok daha fazla üreten rakiplerimiz de var. Müşterilerimizin bizi tamamen bir tasarım markası görmesi önemli. Bu algıyı yarattığımız için de çok mutluyuz. Daha logomuzu görmeden, ‘Duravit’in banyosu’ dedirtmek istiyoruz.”
Satışın yüzde 25’i ithal üründen oluşuyor
TÜRKİYE operasyonunda öncelikli hedeflerinin buradan hem iç hem de dış pazara yapılan satışları artırmak olduğunu anlatan Duravit Türkiye Genel Müdürü Müfit Ülke, şöyle konuştu: “Bazı Avrupa ülkelerine yaptığımız satışlarda ürün bizden gitse de parayı Almanya merkez kazanmış oluyor. Yani Türkiye’deki 35 milyon liralık ciromuzun da üçte birini grup içine satmış oluyoruz. Bizim Türkiye operasyonu olarak amacımız ise ciroda geriye kalan üçte ikilik, grup dışına yaptığımız satışı artırmak. Almanya, İtalya, İngiltere ve İspanya en büyük pazarlarımızı oluşturuyor. Almanya’da iki tane olmak üzere, Fransa, Tunus, Mısır, Türkiye, Hindistan ve Çin’de de fabrikalarımız bulunuyor. Türkiye’deki satışın yüzde 25’i ithal ettiğimiz ürünlerden oluşuyor.”
Ciromuz 35 milyon lirayı bulacak
DURAVİT Türkiye Genel Müdürü Müfit Ülke, şunları söyledi: “Pazarda ekonomik grupta çok ürün var. Üst grupta ürün eksik. Bizim için pazar payındaki büyüklükten ziyade, pazarda nasıl algılandığınız önemli. Bugün Türkiye’de A, A+ dediğimiz hemen hemen tüm inşaat ve turizm projelerinin yanı sıra, otel, konut AVM ve residance tarzı yapılarda en çok tercih edilen marka durumundayız. Böyle bakıldığında da pazarda marka talebi yönünde ilk sırada yer alıyoruz ancak pazar payı boyutunda baktığımızda bu oldukça küçük. Üst gelir grubuna hitap eden markalar arasında yaklaşık yüzde 50’lik bir pazar payıyla ilk sırada yer alıyoruz. Ağırlıklı olarak inşaat sektörü ile ilgileniyoruz. Bu yıl iç pazarda yüzde 35’lik bir büyüme yakalayacağız. Bunu, inşaat sektörünün ilk 6 aydaki yüzde 14’lük büyüme ile kıyasladığımızda doğru yolda olduğumuzu görüyoruz. Bu yıl, 2010’da yakaladığımız 26 milyon liralık ciromuzu, ihracat dahil 35 milyon liralaya çıkaracağız. Geçtiğimiz yıl 7 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik, bunu yıl sonunda 10 milyon dolara çıkaracağız. Üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ediyoruz.”