Güncelleme Tarihi:
Krizi hiç bitmeyecek gibi algılamak yanlış olur” dedi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı koordinatörlüğü ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri organizatörlüğü ile düzenlenen, 2'inci Ulusal Mobilya Tasarım Yarışması Ödül Töreninde konuşan Büyükekşi, mobilya sektörünün Türkiye'de büyüme ve gelecek vaad eden en önemli sektörlerden biri olduğunu söyledi.
Büyükekşi, Türkiye'de kentleşme oranının yüzde 70'lere yaklaştığı ve refah düzeyinin artması, hayat standartlarının yükselmesi ile mobilyaya olan ihtiyacın her geçen gün arttığını ifade etti.
Hem Türkiye'de hem de dünyada mobilya sektörünün önünün açık olduğunu ve yeni talep artışının bulunduğunu dile getiren Büyükekşi, şunları kaydetti:
“Türkiye mobilya sektörünün büyüklüğünün 6 milyar dolar mertebesinde olduğunu düşünüyoruz. 170 ülkeye mobilya ihracatı yapıyoruz. 1995'te 75 milyon dolar olan ihracat 2008'de 1,1 milyar doların üzerine çıktı. Özellikle ihracat konusunda Türkiye büyük adımlar attı. Her ne kadar ülke ihracatından yüzde 1 oranında pay almasına rağmen, sektörün önü açık.
Sektör bundan sonraki dönemde daha önemli hale geldi. Türkiye'de mobilya üretimi maalesef küçük firmalar tarafından gerçekleştiriliyor. Bu da önümüzün açılması konusunda büyük engel oluşturuyor. Küçük işletmede yapılan üretim dünyada rekabete dayalı ölçek ekonomisinden maalesef sektörü uzaklaştırıyor.”
Bu dezavantajı aşmanın en önemli yolunun kalite ve tasarıma önem vermekten geçtiğini ve yoğun çalışma ile bunun aşılacağını vurgulayan Büyükekşi, dünyada Türk mobilyasının özellikle kalite ve tasarım açısından öne çıkacağını bildirdi.
“FARKLI TASARIMLARLA KRİZİ FIRSATA ÇEVİREBİLİRİZ”
Mobilya sektörünün dünyada markalaşması için tasarım ve Ar-Ge'ye çok büyük önem verilmesi gerektiğini belirten Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyada yaşanan kriz Türkiye'de derinden hissediliyor. Mobilya sektöründe de bunun hissedileceğini düşünüyorum ama kriz eninde sonunda sona erecek. Krizi hiç bitmeyecek gibi algılamak yanlış olur. Biz bu yolda tam tersine krizi fırsata çevirebiliriz. Ürünlerimizi farklılaştırabilirsek ve tasarım konusunda mesafe katedebilirsek, bu kriz ortamında rakiplerimize rakiplerimizden bir adım öne geçebiliriz.”
Tasarıma her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç olduğuna işaret eden Büyükekşi, tasarıma verilen önemin kriz sonrası dönemde daha fazla avantaj sağlayacağını belirtti. Büyükekşi, “Bu yüzden Ar-Ge ve tasarıma vereceğimiz destek, gerek DTM, gerek TİM açısından son derece önemli ve bu konunun takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Vekili Halim Mete ise mobilya sektörünün gelişimine bakıldığında muazzam bir artış görüldüğünü dile getirerek, mobilya ihracatının 2001 ile 2008 arasında her yıl ortalama yüzde 25 büyüme kaydettiğini söyledi.
Sektörün 2005-2008 arasında yüzde 19 büyüdüğünü aktaran Mete, sektörün artık küçük ölçekli işletmelerin yoğun olduğu bir yapıdan, dünya çapında üretim yapan, markalaşmaya önem vererek uzun vadeli stratejiler doğrultusunda üretim yapan bir yapıya kavuştuğunu anlattı.
“TÜKETİCİNİN İSTEKLERİNE KULAK VEREN KOLEKSİYONLAR HAZIRLANMALI”
Mobilya sektörünün gelişmesinde kamu ve özel sektöre büyük görev düştüğünü belirten Mete, şunları söyledi:
“Devlete düşen en önemli görev istihdam üzerinden teşvik sağlamaktır. Sektörün de marklaşamaya, tasarım ve Ar-Ge'ye yatırım yaparak dünya standartlarında üretim yapmaya önem vermesi gerekmektedir. İç piyasa ve ihracatta ürün satmanın yolu, tüketicinin isteklerine kulak veren koleksiyonlar hazırlanmasıdır. Günümüzde tasarım en ucuz ve en önemli girdilerden bir tanesidir.”
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yavuz Cabbar da artık rekabet şartları değiştiğini ifade ederek, sadece emek, sermaye ve ham maddeye dayalı üretimin rekabet unsuru olmaktan çıktığını, yenilikçilik, Ar-Ge ve tasarımın yeni rekabet unsurları olduğunu dile getirdi.
Cabbar, 2010 yılında Türkiye'de milli gelirin yüzde 2'sini Ar-Ge çalışmalarına ayırma hedeflerinin bulunduğunu bildirerek, bu doğrultuda, TÜBİTAK, Teknoloji Geliştirme Vakfı ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası gibi çalışmalarla bu süreci hızlandırdıklarını kaydetti.
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Ahmet Kahraman ise Türkiye'nin 2008 yılında 1 milyar 120 milyon dolarlık mobilya ihracatı gerçekleştirdiğini hatırlatarak, 2007 yılında toplam 137 milyar dolarlık mobilya ihracat pastasından Türkiye'nin 877 milyon dolarlık pay aldığını anlattı.
Bu rakamın çok küçük olduğunu ve Türkiye'ye yakışmadığını belirten Kahraman, “Mobilya sektörünün yerine oturması ve ihracatta söz sahibi olabilmesinin, tasarım ve Ar-Ge'de belli bir yere gelmesi ile gerçekleşeceğine inanıyoruz” dedi.
Kahraman, yarışmaya geçen yıl 277 kişinin katıldığını, bu yıl ise katılımın 450'nin üzerinde gerçekleştiğini belirterek, “Bundan sonra sadece üniversiteleri değil meslek liselerini de bu işin içine çekeceğiz” diye konuştu.
Yarışmanın jüri başkanlığını üstlenen Haliç Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Önder Küçükerman da yarışma ile arzu ettikleri şeyin, tasarım potansiyelini ihracata dönük şekilde gerçekleştirecek insanları ortaya çıkarmak olduğunu belirtti.
Küçükerman, “Sektörde ürün desteği son derece önemli. İyi ürünü herkes üretiyor. Türkiye'nin rekabet gücünü katlayacak, dünya dilini bilen, anlayan ve bunu bir proje olarak sürdürebilecek bir kuşağa ihtiyacı vardır” dedi.
ÖDÜLLER
Konuşmaların ardından, toplam 466 başvurunun yapıldığı yarışmada finale kalan 61 tasarımdan “Ev Mobilyaları”, “Ofis Mobilyaları”, “Mutfak ve Banyo Mobilyaları” dallarında “Öğrenci” ve “Profesyonel” kategorilerinde ödüller sahiplerine verildi.
Ev Mobilyaları Tasarım Ödülünü Profesyonel kategoride Tevfik Büyükbayramoğlu, Öğrenci kategorisinde Yavuz Başören kazandı.
Ofis Mobilyaları Tasarım Ödülü, Profesyonel kategoride Serkan Sarıkaya'ya, Öğrenci kategorisinde Ozan Karslıoğlu, Semih Danış ve Mustafa Doğuş Yıldız'a sunuldu.
Mutfak ve Banyo Mobilyaları Tasarım Ödülünü ise Profesyonel kategoride Erdem Keskin ve Ender Yolcu, Öğrenci kategorisinde Cüneyt Ara ve Murat Özbay aldı.