Güncelleme Tarihi:
BİLMEK MÜMKÜN DEĞİL
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji bölümünden Prof. Dr. Naci Görür artçı depremlerin vatandaşları paniğe sevk etmemesi gerektiğini ifade etti. Görür artçı depremlerin yaşanan büyük depremden sonra depremin sönümlenmesi için meydana geldiğini belirtti ve .”Artçı depremleri başka bir büyük depremin habercisi olarak yorumlamak doğru değildir. Bir yerde büyük bir deprem olursa ardından daha ufak çapta depremler olur. Bunların boyutu giderek küçülür ve daha sonra bon bulur. Bazen bu artçı sarsıntılar 6 ay bazen ise 1 yıl sürer” dedi. Görür bir depremi başka bir depremin habercisi olarak ‘öncü’ deprem olarak da nitelemenin mümkün olmadığını da açıkladı ve, “Bir depremin ardından daha büyük bir deprem gelince buna öncü deprem diyebiliriz. Ama önceden bunu bilemeyiz” açıklamasını yaptı. Görür Artçı sarsıntıların Ege’nin Yunanistan ve Türkiye taraflarına doğru dağıldığını da belirtti.
7.2 İLE SALLANMIŞTI
Kandilli Rasathanesi’nden Yard. Doç. Dr. Karin Şeşetyan ise Gökçeada açıklarında meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremin 1912 yılında meydana gelen 7.2 şiddetindeki Şarköy-Mürefte depremi ile aynı hatta olduğun belirtti. Şeşetyan artçı depremlerin en son ulaştığı noktanın Saroz Körfezi olarak olarak gözüktüğünün bilgisini vererek, “Marmara Denizi’ne doğru bir artçı deprem yok” açıklamasını yaptı. Hurriyet.com.tr’ye konuşan Şeşetyan, “İstanbul civarında bulunan fay hattının kırılma riski hala devam ediyor. Ama söz konusu depremin İstanbul depremiyle alakası olduğunu söylemek doğru değil” açıklamasında bulundu.