Güncelleme Tarihi:
BURBERRY’nin CEO’su Angela Ahrendts, Forbes’un “Dünyanın En Güçlü Kadınları” arasına 76’ncı ve 67’nci sıradan girerek 2006 ve 2007’de dikkatleri üzerine çekti. Fortune’un “Dünyanın En Güçlü 50 İsmi” sıralamasında ise 2007’de 18’inci ve 2008’de de 27’nci basamakta yer aldı. Burberry’yi yeniden yaratan ‘Amerikalı kadın’ olarak anılıyor. 2010’da elde ettikleri 1.5 milyar sterlinlik ciroyu geçmek gibi büyük bir hedefi var. Angela Ahrendts, kısacık İstanbul seyahatinde sorularımızı yanıtladı.
Muhteşem dengeyle büyüdük
- Yılın ilk 6 ayında cironuz yüzde 30 artarak 830 milyon sterline ulaştı. Bunu nasıl sağladınız?
- Bütün bölgelerde iki haneli büyümüşüz. Her ürün kategorisinde iki haneli büyüme var. Mükemmel bir denge söz konusu. Benim için en önemlisi bu. Asya’da yüzde 52, Amerika kıtalarında yüzde 27, Avrupa’da yüzde 18, gelişen pazarlar dediğimiz dünyanın geri kalanında ise yüzde 35 büyüme var. Yeni pazarlar büyürken İngiltere gibi eski pazarlarda da büyüyoruz. Lüks işinde turizm çok önemlidir. Bazı ülkelerde satışların yüzde 50-60’ı turistlere yapılır. Paris, Londra, Milano gibi 10 şehirdeki flagship (amiral gemisi) mağazada tüm satışların yüzde 10’u gerçekleşir.
Türkiye ilk 10’da yer alıyor
- Türkiye bu bölgesel dağılımda nerede yer alıyor?
- Türkiye gelişen pazarlar bölgesinde. Üstelik burada bir numara. Hatta bizim en büyük 10 pazarımız arasında yer alıyor.
- Bu sizi şaşırtıyor mu?
- Hayır kesinlikle. Türkiye’de Eren Holding gibi muhteşem bir partnerimiz var. Dünyadaki en iyi ortaklarımızdan biri. Hem Ahmet Eren gibi tecrübeli, saygın insanlar var hem de Mehmet Eren gibi genç ve dinamik üyeler. Bütün ekip süper. Harika bir uyumumuz var.
- İstanbul, Ankara ve Antalya’da toplam 7 mağazanız var. Yeni şehirler yeni mağazalar planlıyor musunuz?
- İstanbul’da hala gidilecek yol var. Örneğin Zorlu Center açılınca çok önemli bir merkez olacak orası. İstanbul lüksün başkentlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Ankara ve Antalya da gayet iyi. İzmir gibi yeni şehirler düşünüyoruz tabii ki.
Enerji ve girişimci ruh
- Türkiye deyince aklınıza ilk neler geliyor?
- Türkiye ve Burberry’nin ortak yanı çok. Türkiye hem çok eski, tarihi bir ülke hem de çok genç. Burberry de öyle. Bizim 150 yıllık bir tarihimiz var ama bunun üstüne biz yenilenerek gençleştik. Hem geneçlere hitap ediyoruz hem de çalışanlarımızın büyük kısmı 30 yaş civarında. Aynı zamanda Türkiye’de sosyal medya çok yaygın. Siz de dijital bir ülkesiniz biz de dijital bir markayız. Facebook’ta ABD’den sonra Türkiye ikinci sırada yar alıyor. Türkiye’de Twitter’da 50 bin, Facebook’ta ise 700 bin takipçimiz var. Türkiye’ye her geldiğimde enerji çarpması yaşıyorum. Enerji ve girişimci ruh hep hissediliyor.
Hem İngiliz kaldık hem değiştik ciroyu her yıl yüzde 20 artırdık
- Burberry’ye 2006 yılında katıldınız ve markanın geçirdiği müthiş dönüşümün lideri oldunuz. Forbes ve Fortune dergilerinin dünyanın en güçlü kadınları listesinde ön sıralarda yer aldınız.
- Bütün bunları tek başıma yapmadım. Çok iyi bir ekip ile gerçekleşti her şey. Tek bir insanın yapabilecekleri her zaman sınırlıdır. İşin sırrı iyi ekipte.
- Siz CEO olduktan sonra her yıl iki haneli büyüdü marka. Neleri doğru yaptınız?
- Son 5.5 yıldır biz bir taraftan temizlik yapıyoruz bir taraftan da sağlıklı büyüyoruz. Her yıl yüzde 15-20 büyüttük. Bu tıpkı ağaç budamak gibi. Pek çok işi, satış noktasını, lisansörü kapattık. Ve kapattığımız bu işler zarar eden işler değildi. Gayet kârlı işleri de kapattık. Bunu markanın orta ve uzun vadede geleceğini düşünerek yaptık. Biz bir İngiliz markasıyız. İngiliz köklerine sadık kalacağız ama lüks ve global bir marka olacağız dedik. Açık kahverengi, kırmızı, siyah çizgili o meşhur deseni muhafaza ediyoruz ama onun çok farklı formlarını da yaptık.
Türkiye’de 3 büyük üreticimiz var
Son yıllarda Türkiye’de üretiminiz de arttı.
- Üretimimiz büyük oranda İngiltere ve İtalya’da. Türkiye’de ise Mavi’nin üretici şirketi Erak, Mithat ve Yeşim Tekstil ana üreticilerimiz. İki üretici daha var.
Cironun yüzde 10’u Çin’den geliyor
- Çin’i pek çok lüks marka bu zor zamanların kurtarıcısı olarak anlatıyor. Çoğu marka için Çin tek başına en büyük pazar oldu geçen yıl. Burberry için Çin anlamı ne?
- Şu anda Çin’in satışlarımız içindeki payı yüzde 10. Çin’deki operasyonumuzu bir yıl önce satın aldık. Çok daha fazla büyüme potasiyeli var. Biz dengeden yanayız. Tek bir pazara odaklı büyümeye karşıyız.
Online satış ciroda yüzde 4’e ulaştı
- ‘Lüks online satılmaz’ tezini çürüten en iyi örneklerdensiniz. Gerçekten online satar mı?
- Biz medya bütçemizin yüzde 60’ını dijitale ayırdık. Şu anda en büyük mağazamız online satışımız. İnternet sitemize girenler ortalama 8 dakika harcıyor. Bu inanılmaz bir süre. Bizim internette aslında satış hedefimiz yok. Biz orada markayla ilgili bilgilendirme yapıyoruz. Online keşfediyor mağazada satın alıyor. Online satışların ciro içindeki payı yüzde 3-4.
- Bu kadar yoğun iş temposunu nasıl yönetiyorsunuz?
- Çok sık seyahat ediyorum. İstanbul’a Hindistan’da geldim ve buradan da New York’a uçacağım. Global şirket yönetmenin bu tür yanları var. Çok fazla seyahat ediyorsunuz ve sık sık zaman farklılıkları yaşıyorsunuz. Uykunun ne kadar kıymetli bir şey olduğunu anlıyorsunuz. Ekip olarak hep ‘Uyku bir lükstür, aksesuvar değil’ deriz.