"Bunu artık çok özledik"

Güncelleme Tarihi:

Bunu artık çok özledik
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2010 14:22

Türkiye'nin tek çok markalı üreticisi Karsan, Kıraça ve Hexagon Grup şirketlerinin ortak iştiraki olan Hexagon Studio'nun tasarım desteği ile katıldığı New York şehrinin (NYC) taksilerini tasarlamak ve üretmek üzere Taksi ve Limuzin Komisyonu (TLC) tarafından gerçekleştirilen “Geleceğin Taksisi” projesi kapsamında açılan ihalenin sonuçlanmasını bekliyor.

Karsan Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, ihaleye ilişkin düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Türk otomotiv sanayisinin üretim serüvenini hatırlatarak, Karsan'ın bu yapı içindeki yerini anlattı.
Karsan'a uzun dönem “montajcı” damgası vurulduğunu ifade eden Kıraç, “Dediler ki 'yanlış yapıyorsunuz, eski araba yapıyorsunuz'. Her ikisi de doğruydu. Eğer yılda 20 bin adet araba pazarlayabiliyorsanız bunun model yılını uzatmak zorundasınız” dedi.

Ancak bu araçların Türk toplumuna iyi hizmet ettiklerini belirten Kıraç, bugün 45 yaşında olan bir TOFAŞ 124, Anadol veya Renault'un piyasada halen bulunabildiğine dikkati çekti. Kıraç, şunları anlattı:

“Hatta bugün TOFAŞ fabrikasına deseniz ki 'kuş serisinden 20 bin tane yap', iddia ederim ki bu 20 bin adet Türkiye'de satılır, ihraç da edilir. Hiçbir zaman Türk toplumunu yanıltmadık. Çok dikkatli hareket ettik, doğru araçlar yaptık. 20 tane mühendisi bulamadığımız bir Türkiye'de, 2010 yılında yalnız otomobil Ar-Ge'sinde çalışan mühendis sayısı 4 bin. Dolayısıyla bizim kendi markamıza ihtiyacımız var. Bunu artık çok özledik. Büyüklerimiz ortaklı oldukları için onların bu şansı az, dolayısıyla yüzde 100 yerli ve herhangi bir yere bağımlı olmayan bir yapıya ihtiyaç vardı. Karsan bu konuya sahip çıktı. Bu mücadeleye girmeye karar verdi.”

Karsan'ın gerek kendisi gerek kardeş şirketi Hexagon ile böyle bir aracı tasarladığını belirten Kıraç, “New York olur, olmaz. Ama inanın göreceksiniz bu vasıta dünyanın vasıtası olacaktır. İstanbul'un, Türkiye'nin vasıtası olacaktır ve ilk yerli isim olarak bir başlangıç olacaktır” dedi.

Daha sonra yeni girişimcilerin bu inanca sahip olacaklarını ve artık Türk markalarının bu piyasaya geleceğini dile getiren Kıraç, Türk toplumunun, hükümetlerin otomotiv sanayisine sahip çıkması gerektiğinin altını çizdi.

Herhangi bir yanlış yapılmaması gerektiğini belirten Kıraç, “Küçük bir yanlış her şeyi bozabilir, buradaki en büyük faktör Türk yan sanayisidir. Türk yan sanayisini eğer kaybedersek, bunu yapmamız mümkün değil. O nedenle alınacak her türlü kararın çok düşünülmesi lazım” diye konuştu.

“BU YOLCULUK SADECE BİR ŞİRKETİN YOLCULUĞU OLAMAZ”

Karsan Murahhas Azası Jan Nahum da, Türk otomotiv sanayisinin geçmiş 50 yılda çok büyük aşamalar kaydettiğini anımsatarak, son aşamaya da geçilmek üzere olunduğunu söyledi.

Türk otomotiv sanayisinin kendi markasını yaratma özlemine de dikkati çeken Nahum, bunun bir ihtiyaç olduğunun altını çizdi. New York taksi ihalesinin de böyle bir ihtiyacı cevaplama fırsatı doğurduğunu belirten Nahum, şöyle konuştu:

“Bu yolculuk Türk otomotiv sanayisinin marka yaratma yolculuğu. Bu sadece bir ihale olarak görülmemeli, Türk otomotiv sanayisinin marka yaratma fırsatını tetikleyici bir olay olarak görülmeli. Bu yolculuk sadece bir şirketin yolculuğu olamaz. Türk otomotiv sanayisini özlediğimiz yere getirmek istiyorsak el birliğiyle bu yolculuğu aşmamız lazım.”

Türk otomotiv sanayisinin 2023 vizyonunu hatırlatan Nahum, Türkiye'nin bu boyutlara gelmesine dünya pazarlarının müsaade edip etmeyeceğinin düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.Nahum, katma değer olarak bugün otomotiv sanayisinin beklenen boyutu sağlayamadığını anlatarak, şöyle devam etti:

“Farklı bir şeye ihtiyacımız var. Marka ihtiyacımız buradan çıkıyor. Türk otomotiv sanayisinin özgün modele, tasarıma ihtiyacı var. Marka sadece romantik bir beklenti değil. 'Bizim de markamız olsun' isteği değil. Türk otomotiv sanayisinin üstlenmek mecburiyetinde olduğu rolü üstlenebilmesi için yapmak zorunda olduğu bir geçiş. Eğer bu geçişi yapmaz ise o zaman onun üstüne düşeni görevi başkalarının yapması lazım. Bugün Türkiye'nin en büyük sanayisi otomotiv ise marka yaratmak sorumluluğu da ister istemez onun üzerine düşüyor. Dolasıyla özgün tasarımlarla, yüksek katma değer yaratmak durumundayız. Yolculuğumuz kolay değil, topyekun çalışmaya ihtiyacımız var. Yolculuğun henüz başındayız. Daha uzun bir yol var.”

İhalenin sonuçlarının önemli olduğunu dile getiren Nahum, New York gibi bir kente bir aracı verebilmenin Türk otomotiv sanayisi ve markalaşmak açısından önem taşıdığını anlattı.

“İSTANBUL İÇİN BÖYLE ÖZEL BİR ARAÇ OLMASINI ÇOK İSTERİZ”

İhalenin sonuna kadar gidebileceğini, ancak iptal de edilebileceğini belirten Nahum, “Devlerle yarışıyoruz. Sıkıntılar yaşayabiliriz. Tabii ki kazanmak istiyoruz. Fakat önemli olan bir şey var Türk otomotiv sanayisinin bu ihtiyaca cevap verebilir hale gelmesi lazım. Bugün bu güç bizim sanayimizde var, önemli olan o ihtiyacı tespit edebilmek. New York olur, olmaz. İstanbul için böyle özel bir araç olmasını çok isteriz” diye konuştu.

Dünyada bu konuda bir boşluk olduğuna dikkati çeken Nahum, “Türk otomotiv sanayisinin de markalaşması için bu tür boşlukları bulup onları cevaplaması lazım” dedi.Hexagon Studio Genel Müdürü Tolga Doğancıoğlu da, tasarladıkları araç hakkında bilgi verdi.Gerekli olgunluğa geldiğine inandıkları bir tasarımla ihaleye başvurduklarını belirten Doğancıoğlu, ihaleye çok ciddi hazırlıkla, otomotiv sanayisinin bütün paydaşlarıyla 1500 sayfalık dokümanla girdiklerini anlattı.

GELECEĞİN TAKSİSİ İHALESİ

Toplantıda verilen bilgiye göre Karsan, Kıraça ve Hexagon Grup şirketlerinin ortak iştiraki olan Hexagon Studio'nun tasarım desteği ile New York şehri (NYC) taksilerini tasarlamak ve üretmek üzere TLC tarafından NYC'de gerçekleştirilen “Geleceğin Taksisi” projesi kapsamında açılan ihaleye katıldı.

Şehrin toplam 13 bin 237 adet taksisinin işletmesinden sorumlu olan TLC, NYC taksi pazarının hakimi olan Stretch Ford Crown Victoria modelinin üretiminin 2011'de sona erecek olmasından dolayı 27 Mayıs'ta teklifleri topladı.

Karsan; Hexagon Studio'nun tasarım desteği ile NYC'nin taksi pazarı için araç tasarlayıp üretmek üzere açılan ihaleye katılarak, şartnameyi yerine getirmeyi taahhüt ederken, ihalenin kazanılması durumunda Türk mühendisleri tarafından tasarlanan taksiler, Karsan tesislerinde üretilerek NYC'ye ihraç edilecek.
İhaleyi kazanan firma, münhasır olarak 10 yıl boyunca yılda 2 bin 650 adet aracı NYC'nin taksi pazarına satmakla yükümlü. İlk aracın NYC taksi pazarına satıldığı ay itibariyle başlayacak olan 10 yıllık zaman dilimi boyunca araçların performans, etkinlik ve güvenlik gibi özelliklerinin önemli ölçüde gelişim göstermesi beklenirken, uygun satın alma ve New York'a uyum sağlayacak bir tasarıma sahip olma kriterlerini barındıracak taksi filosunun engellilerin kullanımına uygun olarak düzenlenmesi de gerekiyor.

Değerlendirmeler sonunda kontratın 2010'da imzalanması, araçların da en geç 2013 sonundan önce teslim edilmeye başlanması beklenirken, NYC ve TLC 10 yıllık sürenin ardından ihaleyi kazanan firmanın beş yıl boyunca satılan araçlarla ilgili garanti, servis, ve teknik desteği vermesini de talep ediyor.

TAKSİ KONSEPTİNİN GELİŞİMİ

Yeni vizyonunu “Sınırsız Ulaştırma Çözümleri” olarak belirleyen Karsan, New York'un taksi ihalesi fırsatını değerlendirirken de varolan bir çözüm yerine, yeni bir araç tasarlamayı uygun gördü.

Asıl amacı tek bir metropolün değil sahip olduğu esneklik sayesinde bütün metropollerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir araç yaratmak olarak belirleyen Karsan, konsepti oluştururken projenin başından beri işin merkezinde olan insan kavramını en iyi temsil eden ve mükemmel dengeyi sembolize eden Da Vinci'nin “Vitruvious adamını” yerleştirerek temel konsepti ortaya çıkardı.

Yüksek güvenlik standartları, üstün yolcu deneyimi, sürücü konforu ve olanaklarına sahip konsept araçta, yürüme engelliler için tekerlekli sandalyelilerin sığabileceği ve rahatlıkla manevra yapabileceği mekan da düşünüldü.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!