Güncelleme Tarihi:
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kotan, yabancı yatırımcıların seçim sonrası Türkiye'ye bakışı ve yatırımların seyrine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yabancı yatırımcının seçim sonrası Türkiye'ye bakışında bir değişiklik olmadığını aktaran Kotan, "Hep tartışılan bir konudur. Darbe girişiminden terör olaylarına, farklı ülkelerle siyasi politik krizlerden Suriye'deki savaşa kadar ülkenin içinde ve etrafında her şey yaşandı. Yaşanmayan hiçbir şey kalmadı neredeyse. Buna rağmen 2016'da 7 milyar dolar olan şirket birleşmeleri ve satın almaları 2017'de 10 milyar dolara çıktı. 2018'in ilk 6 ayında da 8 milyar doları gördü. Demek ki 2018'i, 2017'nin üzerinde kapatacağız. 2018 yılını 12-13 milyar dolarlık M&A hacmiyle kapatmak şaşırtıcı olmaz." diye konuştu.
Kotan, 2 tip yabancı yatırımcı olduğuna dikkati çekerek, "Biri, kredi notuna, faize, kura, enflasyona her gün bakan, buraya sıcak para getirip devlet tahvil-bono ve Borsa İstanbul'da hisse senedini alan yatırımcı... Bunlar, milyar dolar yöneten fonlar ve şirketler. Bir de Türkiye'ye 20 sene vadeyle bakan, stratejik yatırımcılar veya özel sermaye fonları. Bunlar için ekonomik ve politik istikrar 20 yıl vadede önemli. Bugün ne olduğunun çok bir önemi yok." bilgisini verdi.
Yabancı yatırımcıların Türkiye'nin dinamiklerinin yerinde olduğunu düşündüklerini aktaran Kotan, "İnsanlar restoranlarda yemek yediği, sinemaya gittiği, harcamaya devam ettiği sürece buraya yatırımcı ilgisi bitmez. Ülke ekonomisinin büyümesi, jeostratejik avantajı, nüfusu ve demografisi yatırımcıları cezbeden faktörler. Yatırımcılar, bizim belirsizlik olarak gördüğümüz birçok şeyi, belirsizlik olarak görmüyor." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'DE YATIRIMCI İLGİSİ DEVAM EDECEK"
Pragma Kurumsal Finansman Yönetici Direktörü Kotan, yabancı yatırımcıların 7-8 sene önce tüketiciye dayanan işlerde olmak istediğini belirterek, "7-8 sene önce markalı perakendeye yatırım yapmaya çalışırken, bugün önceden istemedikleri katma değerli sanayi üretim şirketlerine yatırım peşindeler. Burada önemli olan ihracat. E-ticaret çok revaçta. Alibaba, seçimlerden hemen önce Trendyol'un yüzde 75 hissesini yaklaşık 728 milyar dolara satın aldı. Türkiye'de bu ekonomik büyüklük ve demografi olduğu sürece yatırımcı ilgisi devam edecek." ifadelerini kullandı.
Kotan, "Yabancı yatırımcı, yapısal reformların devamını, yapılanmanın bir an önce tamamlanmasını ve ekonomik reformların açıklanmasını istiyor. Bunlar olursa yabancı yatırımcı daha çok parayla geleceğini söylüyor." yorumunu yaptı.
Türkiye'de şirket birleşmeleri ve satın almaları regülasyonlarının sadeleştirmesi gerektiğine işaret eden Kotan, "Bürokrasi azaldığında ve daha az vergiyle teşvik edildiğinde çok daha pozitif gelişmeler görülebilir. Türkiye, yıllık bazda 25-30 milyar dolarlık M&A gerçekleşme potansiyeline sahip. Yani gerçekleşenin 2 katı potansiyeli var." değerlendirmesinde bulundu.
"ŞİRKET BİRLEŞMELERİYLE UZUN VADEDE TÜRKİYE KAZANIR"
Kerim Kotan, Türkiye'de mevcut aile şirketlerine dayalı yapının kırılmasının, yönetim ve sahiplik müesseselerinin birbirinden ayrıldığı, çalışanların ortak, sermayenin tabana yayıldığı çok ortaklı ve profesyonel yöneticiler tarafından yönetilen şirketlerin oluşturulmasının anahtarının yine şirket birleşmeleri olduğunu vurguladı.
Tek aile tarafından yönetilen şirketlerin birleşince 2-3 aile tarafından yönetilmeyi öğrenerek her anlamda ister istemez kurumsallaşmaya başlayacağına işaret eden Kotan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şirket birleşmeleri uluslararası pazarda daha verimli ilişkilerin gerçekleştirilmesini, Ar-Ge yatırımlarının geliştirilmesini ve üretim maliyetlerinin azaltılmasını, operasyonel karın ve vergilenebilir karın artmasını sağlar. Firmalar bu sayede piyasada rekabet güçlerini korur veya artırırlar. Değer yaratan birleşmelerin vergisel olarak teşvik edilmesi gerekir. Mesela iki işletmenin birleşme sonraki dönemdeki toplam operasyonel karları birleşme öncesi toplam operasyonel karlarının ne kadar üzerindeyse o kadar teşvik edici bir mekanizma konulması iyi olur.
Türkiye'de ticari ve finansal borcu olan şirketlerin tabi olduğu çok sayıda karmaşık kanun ve mevzuatın konsolide ve senkronize edilerek, basit ve şeffaf hale getirilmesi, birleşmelerdeki çok uzun olabilen bürokratik süreçlerin asgariye indirilmesi iyi olur. Uzun vadede sadece şirketler değil, hazine de, Türkiye de kazanır."
Kotan, torba kanun çerçevesinde sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin birleşmesine aslında 1 sene önce teşvik getirildiğini kaydederek, "Bu kapsamda birleşen şirketler, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği kazançları ile bu kapsamda birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere üç hesap döneminde elde ettiği kazançlarına uygulanmak üzere kurumlar vergisi oranını yüzde 75’e kadar indirimli uygulanabilecek." diye konuştu.
Kotan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu belirleme yapılırken bence başka noktalar da gözden geçirilmelidir, bu vergi indirimi niye sadece üretim faaliyetinden elde edilen kazançlar için geçerlidir? Üretim yapmayan ama birleşerek katma değer yaratabilecek, Türkiye’ye fayda getirebilecek o kadar çok sektör ve şirket var ki... Bence böyle bir sınırlamaya gerek yok, diğer bir düzeltilmesi iyi olabilecek alan indirimli kurumlar vergisinin uygulanacağı süre... Bu süre çok kısa, süre, 3 yıldan ziyade asgari 5 sene olmalı diye düşünüyorum. Bununla beraber birleşen kurumlara enerji destekleri ve personel destekleri de düşünülmeli."