Güncelleme Tarihi:
Pehlivan yaptığı açıklamada, bankanın 2011 yılını olumlu kapattığını, bu yılın ilk çeyreğindeki mali performanslarının da memnuniyet verici olduğunu ifade etti.
Kalkınma Bankası'nın geçen yılın birinci üç aylık dönemine göre aktif toplamını yüzde 57, kredilerini yüzde 53, net bankacılık faaliyet gelirlerini yüzde 56 artırdığını belirten Pehlivan, “Bankamız özkaynak karlılığını yüzde 7,7 gibi kendi özel koşullarında önemli bir seviyeye taşımıştır. Yüzde 60 oranında yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konulu yatırım kredilerinin ağırlığını oluşturduğu Bankanın aktifi 1,2 milyar avro seviyesine ulaşmıştır” dedi.
Pehlivan, 2012 yılında da 1 milyar lira yeni kredi ve 3,5 milyar lira aktif büyüklük hedeflediklerini bildirdi.
Bankanın hali hazırda özkaynakları yanında Hazine Müsteşarlığı garantisiyle 1,5 milyar dolar düzeyine ulaşmış uluslararası fonlarla kredi faaliyetini sürdürdüğüne işaret eden Pehlivan, uzun vadeli tahvil yoluyla finansmana erişimde ülke kalkınma bankacılığı için henüz elverişli fiyat seviyelerine gelinmediğini, bu kaynakların fiyatlaması düştüğünde kalkınma bankacılığı için olumlu sonuçların olmasını beklediklerini kaydetti.
Pehlivan, uzun vadeli kaynaklarla bugün altyapı grubundan sayılan enerji kredilerine finansman sağlamanın mümkün olması yanında katma değeri yüksek inovatif yatırımların da ancak bu tür kaynaklarla finanse edilebileceğini ifade etti.
Gelişmekte olan ülkelerden Kalkınma Bankası'na yoğun ilgi
Türk bankacılık sektörünün son yıllarda kaydettiği başarılar ve gelişmekte olan ülkelerin Türkiye'deki kalkınma bankacılığı uygulamalarına ilgisine işaret eden Pehlivan, 2009 yılında Suriye kamu otoritelerinin bir kamu sermayeli kalkınma bankasına olan ihtiyacı dile getirmeleri üzerine Türkiye Kalkınma Bankası tarafından çalışmalara başlandığını ve Suriye Devlet Planlama Komisyonu ile Suriye'de bir kalkınma bankası kurulması konusunda anlaşmaya varıldığını hatırlattı.
Dışişleri Bakanlığı'nın himayesinde ve Kalkınma Bakanlığı'nın Suriye'de başladığı projenin bir alt projesi olarak 3 Ekim 2010 tarihinde mutabakat zaptı, 21 Aralık 2010 tarihinde ise bir yıllık çalışma planı imzalandığını ifade eden Pehlivan, “Suriye'deki çalışmalar bugün kesintiye uğramış olmakla birlikte Bankamızın faaliyet performansı ve tecrübelerini esas almak isteyen yakın veya uzak ülkelerin kalkınma bankalarından talepler alınmaya başlanmıştır” dedi.
Bu çerçevede, yeni kurulan Moritanya Kalkınma Bankası'ndan teknik işbirliği ve yardım talebi aldıklarını belirten Pehlivan, yine Karayiplerden 13 ülkenin bölgesel kalkınma faaliyetlerinin finansmanı amacıyla kurdukları Caribbean Community-CDF üst yönetimi ile 27 Nisan'da Ankara'da kalkınma ve teknik işbirliği konularında işbirliği görüşmeleri yapıldığını bildirdi.
Kurulan fonla Karayip Denizi ülkelerinin kalkınma bankalarına finansman sağlayacaklarını, ancak bu kurumların kapasitelerinin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu kaydeden Pehvilan şu bilgileri verdi:
“Bankamızdan, uluslararası kaynaklara erişim, bu kaynakların özel sektörün doğrudan yatırımlarına aktarılması, proje fizibilite etüdü ve proje süreç yönetimi konularında teknik destek almaları konusunda görüş birliğine varılmıştır. Benzer şekilde Etiyopya Kalkınma Bankası'nın, bir kamu kalkınma bankası olarak büyüme ve transformasyon politikalarının bir parçası olarak ulusal hedeflerin uygulayıcısı konumda olma, uluslararası network sağlama amacıyla kurumsal kapasitelerinin artırılması yönündeki talepleri Bankamıza ulaştı ve 3 Mayıs'ta Etiyopya Kalkınma Bankası ile bu amaçla Ankara'da bir görüşme yapıldı.”
“Model alınmaya başladık
Asya Pasifik Kalkınma Bankaları Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Kalkınma Bankası'nın ev sahipliğinde 25-27 Nisan 2012 tarihinde İstanbul'da düzenlenen toplantıya da değinen Pehlivan, toplantıya, Çin, Kanada, Rusya, Hindistan, Malezya, Umman, Pakistan, İran, Almanya, Japonya gibi ülkelerin yanı sıra Samoa, Fiji Adaları, Vanuatu, Bhutan, Sri Lanka gibi Türkiye'ye kültür ve coğrafya olarak çok uzak ülkelerin kalkınma bankalarının başkan veya başkan yardımcısı düzeyinde, 25 ülke ve 108 delegeyle yüksek seviyede katılım gerçekleştiğini bildirdi.
Toplantının ana teması etrafında kalkınma bankalarının ülkelerin kendi özelliklerine göre önemi ve önceliğinin değiştiğini, örneğin bir ekvator ülkesinde yağmur ormanlarına hayati seviyede bağlı yerli nüfusun çevresel nedenlerden etkilenmesi kalkınma bankasının gündemi olurken, Türkiye'de de yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin ön plana çıktığı üzerinde durulduğunu kaydetti.
Pehlivan, bu gelişmeleri, Türkiye'deki kurumların dünya genelindeki eşdeğer kurumlarca da model alınmaya başlandığının bir yansıması olarak değerlendirdiklerini ve memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.