Güncelleme Tarihi:
ARKAS Holding Türkiye’de denizcilik denildiğinde akla gelen ilk kuruluş. Temelleri cumhuriyetten önce atılan Arkas, Türkiye’nin sayılı asırlık şirketlerinden biri. Denizcilik faaliyetleriyle bilinen Arkas bugün deniz, karayolu, demiryolu taşımacılığı ve lojistikte Türkiye’nin en önde gelen şirketi. 2000’li yıllardan sonra hızla büyüyen Arkas’ın başındaki isim Lucien Arkas ailenin üçüncü kuşak temsilcisi. Arkas, Türkiye’de ilk konteyner taşımacılığını başlatan şirket. Şirketin yaptığı işler acentacılık, taşımacılık ve lojistikle bütünleşen bir yapı olarak anlatılabilinir. Arkas’ın deniz taşımacılığında neredeyse özerk bir bölgesi var. Hem gemileri var, hem farklı şirketlerle konteyner taşıyor. Dünya devlerinin girmediği coğrafyalarda taşımacılık yapıyor. İzmir kökenli asırlık şirket Arkas’ın çatısı altında 50’nin üzerinde şirket ve acentalıklar var. Bernard Arkas ise ailenin dördüncü kuşak temsilcilerinden, Lucien Arkas’ın oğlu. Arkas Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas’ın sorumluluk alanı deniz taşımacılığı. 1970 doğumlu olan Bernard Arkas, iş yaşamının yanı sıra holdingin sosyal sorumluluk projelerinde özellikle sporla ilgili olanların kaptanlığını yapıyor. Bernard Arkas’la Çeşme’de buluştuk. Hobisi olan yelkeni Arkas’ın en iddialı olduğu spor dallarından biri yapan Bernard Arkas’la sohbet ettik.
-Babanız sizi kaç yaşında işe götürmeye başladı?
İlk işe gelme deneyimim ortaokulda oldu. Derslerim iyi değildi. Kırık getirince babam işe götürürdü. Ofisi severdim. Babam çok geç saatlere kadar çalışırdı. Onu beklerdim. Gemiler de çok ilgimi çekerdi. Çok küçük yaşlarda babamla birlikte gemilere giderdim.
-Çok küçük yaşlardan itibaren işi yönetmek, bayrağı devralmak üzerine yetiştirildiniz diyebiliriz…
Babamın ailesi de bu işleri yapıyordu, annemin ailesi de. Babam bu işi yaşayan biri. Dolayısıyla bizim evde hep bu işler konuşuluyordu. Denizcilik ailenin kültüründe var. Saint Joseph Lisesi’nde okudum. Ortaokuldan sonra Lozan’a gittim. Üniversite için Londra’ya geçtim. Döner dönmez de işe başladım. 2 yıl çıraklık dönemim oldu. Her işte çalıştım.
-İlk göreviniz neydi?
Limanda görevlendirildim. Bu işin duayen isimlerinden işi öğrendim. Babamın ortaklarına emanet edildim. 2 yıl sonra satış ve pazarlama sorumluluğu verildi. 1990’dan sonra büyüme ivmemiz arttı. Hep çalıştık. Benim de sorumluluklarım yavaş yavaş arttı. 23 senedir çalışıyoruz, bu arada saçım kalmadı!
DEĞİŞİMİ GÖRDÜK
- Arkas 2000’li yıllarda sıçrama yaptı. Siz rakiplerinizden neyi farklı yaptınız?
Daha öncesi var. Lucien Arkas Türkiye’de konteyner taşımacılığına ilk inanan ve bu işi yapan kişidir. Diğer şirketler bu işe inanmazken biz başladık. Meslek zaman içinde şekil değiştiriyor. Siz bana neyi en iyi yaptınız derseniz, değişimi görmek ve buna göre gelişmek derim. Türkiye gelişince uluslararası şirketler geldi. Biz onlarla da ortaklık kurduk. Çoğu meslektaş bu ortaklıktan kaçtı. Biz işimizi yüzde 100 kendimiz yaparken, belirli işlerde, yabancı şirketlerle yüzde 50 ortak olmaya karar verdik. İki yıl sonra, ortaklığımız sayesinde, yüzde 100 kendi başımıza yaptığımız işten daha fazla iş yaptığımızı gördük. Alman, İtalyan, Koreli, Tayvanlı ortaklarımız var.
- Farklı kültürden şirketlerle çalışmak avantaj yaratıyor…
Kesinlikle. Bu konuda da aile olarak avantajlıyız. Batı kökenli bir aileyiz ve bu topraklarda büyüdük. Almanla da rahatım Ortadoğulu ile de. Zaman içinde Uzakdoğuluları da öğrendik.
Tamamı Türk ilk yelken takımı
- Yelkende de iddialısınız. Yakında yelken alanındaki en önemli yarışlardan birine katılacaksınız. Yelken sizin de hobiniz ama artık hobinin de çok önüne geçmiş görünüyor…
Çocukluğumdan beri yelken yaparım. Yelkeni severim ama bu iş şu an bizim için tamamen profesyonelleşti. Şu an 100 sporcumuz var. Yüzme şubemiz de oldukça başarılı, milli takıma sporcular gönderiyoruz. Ve bizi çok heyecanlandıran Arkas Sailing Team… Tamamı profesyonel yelkencilerden oluşan, Türkiye’nin tamamı Türklerden oluşan ilk ve tek Türk takımı.Takımın tümü Arkas Spor Klubü’nün lisanslı sporcuları. Hepsi milli yelkenci olan ve yelkenciliği profesyonel bir meslek olarak kabul eden sporcular. Benim gibi sabah işe gelip gidiyorlar. Düzenli antreman yapıyor, yabancı hocalardan ders alıyorlar.
Babamdan uyumlu olmayı öğrendim
- Babanızdan öğrendiğiniz en önemli iş prensibi nedir?
Uyum ve adapte olmak diyebilirim.
- Spor, sanat, çevre ve eğitim konularında sosyal sorumluluk projeleriniz var. Lucien Arkas’ın sanata olan ilgisi malum. Bu alanda Türkiye’deki sayılı iş adamlarından biri. Son dönemde şirketin spor alanında yaptıkları da ön plana çıktı. Voleybol ve yelken dallarına nasıl karar verildi?
Biz sanata, kültüre ve spora yakınız hep. Ne yapıyorsak iyi yapma gibi bir alışkanlığımız var. İyi yapınca da büyüyor, bu da bizim hoşumuza gitti. Biz kısa vadeli iş yapmıyoruz, hep uzun vadeli düşünüyoruz. Spor da böyle oldu.
- Amaçlarınızdan biri de İzmir’e katkı sağlamak olmalı…
Öyle. Bu şehirde büyüdük ve yaşıyoruz. Yaptığımız projeler de buradan çıkıyor ve hayat buluyor. Mesela çevre konusunda, DenizTemiz TURMEPA’nın işbirliği ile Arkas Turmepa II atık alım teknesi 2006 yılından beri her yaz Çeşme’de teknelerin atıklarını topluyor.
Müzemizde 115 kupa yer alıyor
- Arkas Spor Kulübü voleybol, yelken ve yüzmeye mi odaklı?
Başlangıç serüvenimiz Körfez Spor’un Lucien Arkas’a sponsorluk teklif etmesiyle başladı. Sponsor olmayı kabul ettik. Başarılı olup önce 2. Lige daha sonra 1. Lige çıktılar. Başarı geldikçe biz bu işi doğru yapmak adına sahiplendik, soyadımızı verdik. Doğrusu bu kadar hızlı bir çıkış da beklemiyorduk. Voleybolda kısa sürede çok iyi bir izleyici kitlesi oluştu. Arkas Spor Kulübü’nün müzesinde 115 kupa yer alıyor. Biz spor kulübümüzü şirket gibi yönetiyoruz.
ROLEX’İMİ DÜŞÜRDÜM BULUN GETİRİN
- Hangi yarışa hazırlanıyorsunuz?
Her yıl Malta’da düzenlenen dünya çapındaki yelken yarışlardan biri olan, Ekim 2015’de gerçekleşecek Rolex Middle Sea Race’a gidiyoruz. Duraksız, yaklaşık 5 gün veya daha fazla sürmesi öngörülen bu yarışta fiziksel ve mental performansın çok yüksek olması gerekiyor. Ben ekibe “Oralarda bir yerlerde Rolex’imi düşürdüm, bulun getirin” dedim. Yarışı kazanan teknenin sahibine Rolex veriliyor. Bu aramızdaki espri ama yarışıp kazanmayı istiyoruz. Yarışa da dünyaca ünlü antrenör Martin Watts ile hazırlanıyoruz.