Bu gaz bizi iki hafta götürür

Güncelleme Tarihi:

Bu gaz bizi iki hafta götürür
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 12, 2001 00:00

Sonrası mı? Sonrası için fazla iyimser olmak doÄŸru olmayacak gibi görünüyor. Çünkü reel ekonomi ve mali sektör açısından hala yukarı dönüşün izlerini görmüş durumda deÄŸiliz.Ekonominin genel görünümüne geçmeden önce bir durum tespiti yapmakta fayda var. ABD'ye karşı gerçekleÅŸtirilen 11 Eylül saldırısının birinci ayını idrak ederken, bizim borsalarımızın ve ABD borsalarının durumuna bir bakalım. 11 Eylül tarihli rakamlara göre dünyanın lokomotif borsası kabul edilen New York Borsası Dow Jones Endeksi'nin 9,605 puanda olduÄŸunu görüyoruz. Saldırı sonrası hızla deÄŸer yitirmeye baÅŸlayan Dow Jones, 8,438 puan ile dip seviyesini gördü. Ama son iki haftadır burada bir toparlanma eÄŸilimi mevcut. ÇarÅŸamba günü yaÅŸanan yüzde 2.08'lik yükseliÅŸ bu borsa endeksini 9,240 puana kadar taşıdı ve neredeyse saldırı öncesi seviyelere getirdi. Teknoloji ÅŸirketlerinin Kabe'si oarak tanımlanan Nasdaq 100 Endeksi ise saldırı öncesi 1,695 puandaydı. Saldırı sonrasında hızla deÄŸer yitirip 1,387 puana kadar idikten sonra bu endeks de toparlanmaya baÅŸladı. ÇarÅŸamba günkü yüzde 3,57'lik deÄŸer artışı Nasdaq'ı 1,626 puana taşıdı. Kriz sonrası Ä°MKB'de durumTüm dünyanın gösterge olarak kabul ettiÄŸi bu iki borsadaki durumu gördükten sonra bir de Ä°MKB 100 Endeksi'nin 11 Eylül'den bu yana nasıl bir seyir izlediÄŸine bakalım. Ä°MKB 100 Endeksi 11 Eylül'de 9,517 puan (0,68 cent) seviyesindeymiÅŸ. Saldırı sonrasında gördüğü en düşük seviye 6,881 puan (0.45 cent) olmuÅŸ ve dün itibariyle 8504 puana (0.53 cent) kadar çıktı. Bu rakamlara bakılıdğında Dow Jones ve Nasdaq neredeyse kriz öncesi seviyelere ulaÅŸmışken, Ä°MKB 100 endeksi'nin hala 11 Eylül öncesi seviyenin altında olduÄŸunu görüyoruz. Yani halihazırda 11 Eylül'ün, TL bazında yüzde 13, dolar bazında ise yüzde 24 altındayız. 2001 yılında ekonomideki durumBorsalar öncü göstergeler olduÄŸu için bu alandaki verilere bakmak zorundayız. Ama bir de makro ekonomiye dönüp buradaki bazı çarpıcı rakamları hatırlayalım. Yılın ilk yarısında sanayi üretimi yüzde 6,3 oranında geriledi. GSMH yılın ilk yarısında yüzde 8.5 oranında düştü. Yüzde 130'u aÅŸan TL'deki deÄŸer kaybına raÄŸmen yılın ilk yarısında ihracat sadece yüzde 17 arttı.Hazine ihalelerinde vade kısalırken faiz oranı son ihalede yüzde 95 olarak gerçekleÅŸti.Ä°MKB ÅŸirketlerinin 2000 yılın ilk altı ayındaki toplam karı 28.3 milyar dolarken 2001 yılı ilk yarısında 27.4 milyar dolara indi. Eylül ayı enflasyon beklentilerin çok üzerinde, yüzde 5.4 ve 5.9 olarak gerçekleÅŸti. Kredi çöküşü tehlikesi var mı?Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal DerviÅŸ, "Türkiye'nin güçlü ekonomiye geçiÅŸ Programı" isimli programı açıklarken yaz başıdan itibaren rahatlamayı hissedeceÄŸimizi söylemiÅŸti. Ardından yaz aylarında programın, "olmazsa olmaz" koÅŸulu olarak adlandırılan "dalgalı kur" sisteminin oturmasının 1 yılı bulacağını ve bunun geçmiÅŸ deneyimlerle sabit olduÄŸunu söyledi. Bu arada reel ekonomi de iflas noktasına geldi. BulunduÄŸumuz noktada bir kredi çöküşü, yani reel sektörün bankalardan aldığı kredileri geri ödeyememe durumu (credit crunch) ekonomi bürokratlarınca bile dile getirilmeye baÅŸlandı. Bakan DerviÅŸ de nihayet kurtarılma sırasının reel ekonomiye geldiÄŸini ifade ediyor. Åžimdi bu çerçevede Londra yaklaşımı ile tanımlanan sitem uygulamaya konulmaya çalışılıyor. Kredilerdeki durumDünyanın önde gelen kredi derecelendirme kuruluÅŸlarından Standard Poor's bir rapor yayımladı. Raporla ilgili bir haber REUTERS haber ajansında çarÅŸamba günü yer aldı. Haberde şöyle deniliyor:"S & P, dünyada 15 fınansal sistemin baskıyla karşı karşıya olduÄŸunu veya artan oranda sorun çıkarma eÄŸilimi sergilediÄŸini söyledi. S&P raporunda, ABD gibi ülkelerin finans sistemlerinin, geçtiÄŸimiz dönemde yaÅŸanan ekonomik patlama sırasındaki hızlı kredi geniÅŸlemesinden baskı altında bulunduÄŸunu belirtti.S$P, en derin sorunlara ise Arjantin ve Türkiye mali sistemlerinni sahip olduÄŸunu söyledi. KuruluÅŸ Türk mali sistemindeki kredilerinin yüzde 35-70 arasının sorunlu olabileceÄŸini tahmin ettiÄŸini belirtti"Raporda 15 sıkıntılı mali sistemindeki sorunlu kredilerni toplam kredilere oranı tahmini ise şöyle: S&P TAHMÄ°MÄ°NE GÖRE SORUNLU KREDÄ°LERÄ°N TOPLAM KREDÄ°LERE ORANIÃœlke adı%ABD5-15Ä°rlanda10-20Portekiz10-20Hollanda5-15Almanya5-15Japonya15-30TURKIYE35-70Arjantin15-30Çin35-70Tayvan15-30Lübnan25-40Tayland35-70Mısır35-70Kıbrıs25-40Ä°zlanda15-30Bu rakamlar inanılmaz. KuruluÅŸ en iyimser tahminle Türkiye'deki sorunlu kredilerin toplam kredilere oranını yüzde 35, en kötümser tahminle yüzde 70 olarak tahmin ettiÄŸini açıklıyor. Bizimle benzer oranlara sahip ülkelerin ise Tayland, Mısır ve Çin olduÄŸunu belirtiyor. Peki durum gerçekten böyle mi? Türkiye Bankalar BirliÄŸi'nin web sitesinde yer alan (http://www.tbb.org.tr) 2001 yılı Haziran ayı itibariyle Türkiye bankacılık sistemi konsolide bilanço rakamları bambaÅŸka ÅŸeyler söylüyor. Önce rakamları aktaralım. Sitedeki bilgilere göre 2000 Haziran'ında takipteki kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 10,5 iken, 2001 Haziran'ında yüzde 16.3'e çıkmış. Oysa S&P oranı yüzde 35-70 arasında tahmin ettiÄŸini söylüyor. S&P tahmininin neden bu kadar yüksek olduÄŸunu ise şöyle açıklıyor:"Resmi makamlar gerçek oranları gizliyor."Biraz daha ayrıntı verelim.2000 Haziran ayı toplam krediler 28.1 katrilyon, takipteki alacaklar ise 952 trilyon lira. 2001 Haziran ayı ise toplam krediler 42,5 trilyon, takipteki alacaklar 1,8 katrilyon. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!